hesabın var mı? giriş yap

  • bunu yapabilen erkeğe babanız sizi verse de siz varmayın. olay düşündüğünüz kadar naif olmayabilir.

  • bu kadar da boş duyar fazla gerçekten. bi sik yapmayıp 5000 lira maaş alan meslek grubunu yumuşak bir dille (hatta fazla yumuşak) eleştirmişlerdir. meslek onurunu falan bırak böyle bir mesleğin olması bile abesle iştigal ve israftır.

  • bu tip ortamlarda, katılımcıların yarısından fazlası ne konuşulduğu ile ilgilenmez bile. konuşmacı " salonda bomba var, 5 dk sonra patlayacak" dese çoğu kişi duymayacaktır. duyanlar kaçmaya başlayınca onlar da kaçar.

    öğrencilik böyledir biraz. sonuçta tören, herkes kendi derdinde, platonik aşkını saniye saniye izleyeni, kankasıyla sohbet edeni, sağa sola espri yapmaya çalışanı, kamera görünce sırıtanı ile öğrenciler bunlar. aralarında mutlaka ciddi sayıda ilgili konuşma nedeniyle duygulanıp ağlayanlar da olmuştur, öfkelenenler de, hırslananlar da. böyledir. hepimiz öğrenci olduk.

    orada yapılan konuşma, sosyal medya için bir anlam ifade eder, yöneticiler için bir anlam ifade eder, itü gelenekleri için bir anlam ifade eder. kameraya gülümseyen kızlar, anlamından bir şey kaybettirmez.

    bana anormal gelmeyen durum.

  • helali hoş olsun, harcayın aslanlarım benim. sümeyyenur'ların talhacan'ların benzin paralarına gideceğine harcadıklarınız, aslanlar gibi ecnebinin cebine gitsin. havalarda uçuçsun latteler, makiyatolar.

  • fantastik romanlara yıllarını vermiş biri olarak rowling'in tolkien ile kıyaslanması kesinlikle hakaret filan değildir. tolkien'in romanları müthiş zengindir, diller, alt kültürler, ırklar, coğrafyalar, destanlar, şiirler... rowling'in romanları ise farklı bir çeşitlilik içerir. büyüler, eşyalar, mekanlar, isimler, karakterler.... ayrıca rowling'in dili daha basit olduğu için çok daha akıcıdır. son kertede tolkien'in eserleri ciddi anlamda ağır bassa da, rowling'in eserlerinin yaşattığı coşkun mutluluk duygusu da yabana atılamaz. bu nedenle iki yazarı da birbirleri üzerinden küçümsemek çocukça bir sidik yarışından başka bir şey değil. ikisi de iyi ki varlar.

  • neden bu kadar onemsendigini anlamadigim durum. arkadas whatsapp dedigin boku kullanabilmek icin karsi tarafin telefon numarasina sahip olman gerekmiyor mu? adamin numarasi sende varsa, whatsapp uzerinden engellese ne olacak, engellemese ne olacak? numarasi var sende? normal sms at? hic olmadi ara adami?
    (bkz: manyak misiniz lan)

  • olasılık ve istatistik üzerine çalışmalar yapmış ve tam da öleceği gün olarak hesapladığı 27 kasım 1754 gününde ölmüş olan fransız matematikçi abraham de moivre'dır.

    abraham de moivre fransa'da protestan bir ailenin çocuğu olarak doğmuş ve henüz çocukluk yıllarında matematik ile hollandalı matematikçi christiaan huygens'in yazdığı ve cardano'nun kitabından önce yayınlandığı için o zamanlar dünyadaki tek olasılık kitabı olan de ratiociniis in ludo aleae isimli kitabı okuyarak tanışmıştır.

    bu kitaptan etkilenen de moivre, hayatını bir matematikçi olarak geçirmeye karar vermiş ve her ne kadar diğer alanlar üzerine çalışmayı sürdürse de olasılığa ayrı bir ilgi duymuştur.

    moivre, kral 14. louis'nin protestanlara karşı pek de hoşgörülü olmayan politikalarından dolayı fransa'yı terk edip ingiltere'ye yerleşmiş ve ingiltere'de yaşadığı dönem parası olmadığından geçinebilmek için zenginlerin çocuklarına özel matematik dersleri vermek zorunda kalmış.

    moivre'ın verdiği dersler sürekli olarak onun bir yerlerden bir yerlere seyahat etmesine ve boş vakte sahip olmamasına sebep olsa da matematik öğrenme konusunda azmini hiçbir zaman yitirmeyen adamcağız ders aralarında çaktırmadan okuyup bir şeyler öğrenebilmek için isaac newton'ın yakın zamanda yayınladığı orijinal ismi philosophiæ naturalis principia mathematica, türkçe çevirisi ise doğa felsefesinin matematiksel ilkeleri isimli kitabın sayfalarını cebinde dolaştırırmış.

    bu çalışma azmi sayesinde her ne kadar çalışmak için çok az vakte sahip olsa da zamanla matematikte ilerleme kaydetmiş ve hatta dönemin büyük insanlarından olan, newton'ın kankası edmond halley ile arkadaşlık kurmuş ve halley aracılığı ile daha sonra newton ile de arkadaşlık kurmuş.

    o dönemler newton ve halley ile çalışmalar yapmış, hatta newton'ın şu girdide bahsettiğim fluxion çalışmalarını binom dağılımından çıkarıp multinom dağılımına genişletmiş.

    tüm bunlara rağmen fransız kökenli olduğu için ingiliz akademisinde rahat koşullarda çalışmasına imkan tanıyacak bir pozisyon edinememiş, önü asla açılmamış. bahtsız matematikçi bu sebepten tüm çalışmalarına, azmine ve prestijine rağmen zengin çocuklarına ders verebilmek için sağda solda koşturup durmuş, fakirlik çekmiş ve hatta para kazanabilmek için bahisli satranç bile oynamış.

    çok fazla anlatılan ve günümüzde tartışmalı olsa da genellikle doğru kabul edilen bir hikayeye göre de moivre yaşlandıkça bu hayat temposunu kaldıramamaya başlamış ve tıp literatüründe letarji olarak bilinen ağır bitkinlik-yorgunluk rahatsızlığına yakalanarak her gün uyku süresinin yaklaşık 15 dakika arttığını fark etmiş. bunun üzerine zaten olasılık ve istatistik ile ilgilendiği için bu türden hastalıkların ortalama ölüm süreleri hakkında bilgi edinmiş ve kendi ölüm gününün kendi hastalığının seyri üzerinden bir olasılık hesabıyla 27 kasım 1754 gününe denk geleceğine karar vermiş. bu hesaba göre de moivre, sürekli 15 dakika artan uyku ihtiyacı 24 saati bulduğunda artık vücudu durumu kaldıramayacak ve ölecekmiş. işe bakın, adam tam da 2-3 ay öncesinden söylediği günde, söylediği sebepten ve söylediği şekilde ölmüş.

    bu konudaki görüşlerden biri de moivre'ın aslında ölüm tarihini hesaplamadığı, sadece herhangi bir tarihte öleceğini kendisine şartladığı için placebo etkisinin sağlığa zararlı versiyonu olan nocebo etkisi sebebiyle ölmüş olmasıdır

    ancak bu konuda söylemek istediğim iki şey var:

    birincisi bu adamın öyle rastgele bir tarih seçip de "ben bu tarihte ölürüm kesin öyle hissediyorum" diyecek kadar boş bir adam olmaması. yani eğer adam 27 kasım tarihinde ölmesinin daha olası olduğunu söylüyorsa boş yere söylemiyordur, bir bildiği vardır. neden böyle söylediğimi görmek isteyenler yazının sonuna bırakacağım de moivre olasılık çalışmalarını inceleyebilir.

    ikincisi ise adamın şartlandığı için öldüğünü kabul etsek bile bu durumun sadece daha havalı bir durum olması. çünkü düşünsenize, siz olasılık üzerine çalışan bir matematikçisiniz ve yaptığınız hesaba o kadar güveniyorsunuz ki yaşanacak bir olayın yaşanacağı yoksa da siz öyle olmasını uygun gördüğünüz için öyle oluyor. yani bence bu daha havalı.

    ileri okuma için:

    mathshistory biyogafi

    de moivre wiki

    de moivre - laplace olasılık teoremi

    nocebo etkisi

  • türkiye'de bir kişinin bireyselliğine saygı gösterirseniz, o kendini "sizi yenmiş" sayar. mesela sokakta karşıdan gelene yol verin, o da iyice üzerinize yürüyüp size sürtünerek geçsin. metroda yanınızdakinin rahat etmesi için bir alan açın, ve o insan sizi daha çok sıkıştırmaya başlasın. bir kişiye karşılıksız bir iyilik yapın, ve karşınızdaki sizin "ondan çekindiğiniz için" bu iyiliği yaptığınızı sansın.
    bu ülkedeki, çok az sayıdaki naif insanın sürekli başına gelen şey budur.

    türkiye, birey olamamış eziklerin ülkesi. birbirine omuz atan kişiliksizlerin memleketi.
    bu ezikler etraflarındaki kimsenin "bireysel alan"ına saygı göstermez. üstüne, gider isveç'teki adamların birbirine saygısını "samimiyetsizlik" olarak tanımlar.