hesabın var mı? giriş yap

  • önüme çıkan tüm engelleri aştım ve starbucks protestosuna artık kurabiyesini evde yaparak benimle birlikte katılmak isteyenler için buradayım ki şunu da belirtmeden edemeyeceğim; kesinlikle starbucks'ta yediklerinizden çok daha lezzetti.

    ha ben bunu sevmiyordum, cookieslerinin hastasıyım diyen için de öncesinde tarifini vermişiz (bkz: #118973531) bakmayın kurabiye dediğime, bildiğiniz cookies bu, tarife kakao ve fındık eklediğinizde kakaolu cookies ve hatta… yetinmemiş, very bery muffin severler için de (bkz: #121783358) buraya bi tarif bırakmışım. and içmişim adeta starbucks'ı bitirmeye brownie tarifini de ekledimdi bi ara (bkz: #158369469) ve yine durmamış havuçlu kek (bkz: #115344238) eklemişim “kremalı seviyorum ama ben”diyenler, kremasını eklesin bi zahmet. eee ben daha ne yapayım? prorestoysa protestonun kralı budur.

    tarife geç artık, uzatma diyenler için;

    2 yumurta
    1 paket (250 gr) tereyağı ya da margarin ( yalnız adi şerefsizler, eskiden 250 gr olan paketleri 200 gr'a düşürmüş dolayısıyla 200 gr olarak revize ettim bunu,
    1 su bardağı pudra şekeri,
    2 paket vanilya,
    1/2 paket kabartma tozu,
    1 tatlı kaşığı tarçın,
    3 su bardağı kadar un,
    1 paket damla çikolata (250 gram olandan bim'den alın),
    allah ne verdiyse iri bölünmüş ceviz (200 gram kadar kafi ben bi çuval kırdığımdan fazla koydum).

    hamurunu anlatmıyorum zira bilmeyen yoktur. en son çikolata ve cevizini koyduğumuz anlatmaya üşendiğim hamuru, silindir yapıyoruz ve streç filme sarıyoruz..

    görsel

    buzdolabında en az 1 saat olacak şekilde dinlendiriyoruz ve hatta sadece birini pişirip diğerlerini ihtiyaç oluncaya dek buzlukta tutmaya devam ediyoruz. ne kadar uzun süre bekletirsek dilimlemesi o kadar kolaylaşan bi tarif olduğundan 1 ay tuttuğumuzda biraz erken çıkarmamız gerekmesi dışında sorun yok.

    beklettiğimiz hamuru 1 parmak eninde keskin bir bıçakla dilimliyor görsel ve fırın tepsimize varsa yağlı kağıt üstüne diziyoruz görsel pişirme, fırına göre değişir ama ben 180 derecede 15 dakika pişirdim.

    ve sonuç görsel

    bi de buraya starbucks kiminle uğraştığını bilsin diye bi kanıt ekleyeyim dedim görsel

    starbucks bittin sen!

  • 1950'li yıllarda ford'un başındaki henry ford ii, dönemin efsane abd otomotiv işçileri sendikası başkanı walter reuther'a robotların çalışmakta olduğu fabrikayı gezdirirken esprili bir tarzda sorar:
    "walter, bu robotlardan nasıl sendika aidatı toplamayı düşünüyorsun?"
    walter'ı verdiği cevap, bugün kitaplara konu oluyor ve yakın gelecekte de üzerine çok tartışacağız:
    "peki sen henry, bu robotlara nasıl araba satmayı düşünüyorsun?"

  • + anne iyi ki biz sakat olmamışız
    - neden sakat olacaktınız ki?
    + akrabalar evlenince çocukları sakat oluyomuş
    - biz babanla akraba değiliz ki?..
    + değil misiniz?
    - hayır değiliz.
    + sen utanmıyo musun yabancı adamla aynı yatakta yatmaya?

  • sabah uyandım evdeki saati bir saat geri aldım, kardeşim kimse almamıştır diye geri almış, zaten saat otomatik geri almış. şuan temmuz ayındayız. telde 8 duvarda 9 arabada 10 evde 15

  • ülkede arap nüfus ilk defa çoğalmıyor arkadaşlar, devekuşu kabare'nin filan bu konuları taşladığı oyunları, dönemin yeşilçam filmlerinin bu konulara değindiği görülmüştür.

    taksim'in çehresini değiştiren bazı önemli mihenk taşları vardır:

    - gezi eylemleri: taksim cumhuriyet tarihinin en büyük sivil eylemlerine ev sahipliği yapmış bir yerdi. ülkenin her kesimine çalışmaları gereken yeni yeni dersler vermiş bu eylemler silsilesi sırasında gözden kaçan önemli bir durum oluştu;

    gezi eylemlerinin çekirdek tayfasında zaten taksim müdavimi olan bir kitle vardı, bu kitle uzayan eylemler sırasında sık sık uğradığı, alış verişini yaptığı, artık kanıksadığı, arkadaşı saydığı esnafla yüzleşmek zorunda kaldı. o "hoşgeldin yeğenim" diye karşılayıp ufak tefek ikramlarla babacan imajını çizmiş esnaf, aldı eline sopayı-palayı dikildi karşılarına. eylemcinin dost saydığı çevre bir kaç gün iş yapamadığı için gerçek yüzü ile karşıladı eylemciyi. eylemci bir baktı ki, o x abiler, y dayılar ne abisi, ne dayısı, sadece 3-5 kuruş parasını aldığı sürece iyi gibi görünen esnaflar. (esnaflık tam olarak budur, yüzünü menfaate dönmektir, romalı tüccarlar şehirleri selçuklu tarafından alındığında, ticaretin iyileştiğini gördüklerinde romaya sırtlarını dönmüşlerdi.)

    eylemciler bir çok sebeple birlikte çevrenin, kültürün, esnafın da korunması için verdikleri savaştan bu şekilde ihanete uğramış şekilde ayrılıp, kendilerine kollarını açmış bekleyen kadıköy'e kırdılar rotayı.

    -eylemcilerin terki sonrası taksim'in savunmasız kalması: açık konuşalım, şu ülkede herhangi bir şeyi savunabildiğimiz zaten yok, genelde tek yapılabilen yavaşlatmak oluyor. lakin vakit nakittir, iş dünyası (esnafın iyice büyümüş haline iş dünyası denir, prensipler aynı) zaman kaybetmeyi sevmez, bu yüzden tepki alabilecek projeler için biraz çekimserdir, gücü kılı kılına yetecek adam proje tepki görebilecek bir şeyse girişmez, zarar edebilir zira. boş kalan taksim projelerin hızlıca hayata geçebileceği bir mekan durumuna geldi.

    -çehre değişimi: kabul edelim, bir zamanlar istiklali istiklal yapan en önemli şeylerden biri her biri birbirini tamamlayan çevresel unsurlardı. hasır sandalyeli çaycı, tarihi binalar, tramvay, çevreye yayılan müzik... bu unsurlar zamanla kayboldukça istiklal'in verdiği o yarı nostalji hisside kayboldu.

    -arap akını: üstte saydıklarımız olup bittikten sonra değişen çehreye uygun müşteri çıkması çok zaman almadı. istiklal'in ve taksim'in bir önceki kültürü yok olma seviyesine gelince oluşan boşluk arapları çekti. yanılmayalım; taksim her zaman yabancı turist için cazibe merkezi idi, araplar eskisinden çok değiller, sadece eski cazibesinden geriye fazla bir şey kalmadığı için diğer ziyaretçiler azaldı, bu yüzden araplar ve nargileci tayfası görünür oldu o kadar.

  • bugün daha bir hüzünlü oldu.
    hiç görmediğimiz, duymadığımız, dinleyemediğimiz bir insan için ağlıyoruz. sevgi bu olsa gerek. istemsiz hıçkırıyoruz. rantsız, çıkarsız sevgi bu olsa gerek.
    özlüyoruz seni atam. öyle ki, ''manzara-i umumiye yi tarih penceresinden ibretle seyrederken'' özlüyoruz.
    şeyhlerin, meczupların talan ettiği bir memleketin arkasından sana ağlıyoruz. ama sen ki, yedi düvele haddini bildirmişsin, senin yolunda yürüyen bu gençler elbet zamanı gelince, üç-beş sarıklıya da haddini bildirecektir.

    rahat uyu atam. ruh'un şad olsun.

    tanım; atatürk'e yürekten bağlı olan insanların gerçekleştireceği eylem.