hesabın var mı? giriş yap

  • süslü sülü kısmına bazı eklemeler yapmak istediğim açıklamalardır.

    gelin birazcık geriye gidelim...

    akp ve fetö şu resimdeki soytarının ifadeleri üzerinden koskoca türk silahlı kuvvetlerine kumpas kurmuştu. koskoca devletin kriptolu odalarına girilmişti. koskoca ordunun harekat planları yurtdışına kaçırılmıştı. atatürkçü, vatansever subaylar buraya yazmaya utanacağım iftira ve tuzaklarla hapse atılmıştı. 33 askeri kurşuna dizen şemdin sakık gizli tanık yapılıp, koskoca genelkurmay başkanı terörist denilerek silivri'ye atılmıştı...

    lan bu ülkede bu namussuzluklar yaşanırken bu kel samanyolu tv'ye çıkıp şöyle bağırdı lan;

    "buradan şahsım ve milletim adına zekeriya öz'e minnetlerimi sunuyorum. fethullah gülen ve zekeriya öz bu milletin gönlündeki yerlerini almışlardır. hizmetlerinin ne olduğu bellidir. bir zekeriya öz gider, bin zekeriya öz gelir. bir fethullah gülen gider, bin fethullah gülen gelir!"

    vay benim temiz sülüm:)

    tabi bu burada kalmadı. hdp'nin meclise girmesi için acilen barajın düşürülmesini önerdi. anadilde eğitim talep etti. mhp'nin darbe artığı bir parti olduğunu söyledi. böyle bir partinin varlığının bile utanç verici olduğunu ifade etti. ergenekon kumpasını eleştirdiği için devlet bahçeli'yi darbecilikle suçladı...

    bitti mi?

    bitmedi!

    finalde bu sırma saçlı arkadaşımız türkiye cumhuriyeti tarihinde fethullahçı olduğu gerekçesiyle partisinden ihraç edilen ilk siyasi olma özelliğine kavuştu.

    devleti ve yargıyı fetö'ye teslim eden o aşağılık 2010 referandumu öncesinde zaman gazetesinin peşine takılarak "demokrasi buluşmaları" adı altında şehir şehir gezdi zat-ı alleri.

    ve en nihayet fethullah gülen ile işbirliği yapmak suçundan önce genel başkanlığını kaybetti, sonra da yine bu suç sebebiyle bir partiden ihraç edilen ilk siyasi oldu. kısaca fetö'den ihraçtır kendisi:) yıllarca siyasi sicil affı peşinde koşturup durmuştur bu kel kere kel.

    şimdi böyle bir adamın kalkıp fetö hakkında atıp tutması yahut birilerini fetöcülükle suçlaması bir vatandaş olarak benim ağrıma gidiyor. böyle sessizce arkasından yaklaşıp "laaaan bırak!" diye şapalağı vurasım geliyor. şahsen onun yerinde olsam utanırdım bu lafları konuşmaya. yüzüm olmazdı.

    bu ülkede birileri öteden beri bolca cebini doldurmak, çokça güç sahibi olmak için en berbat, pis işleri yapmaktan geri durmadılar. dahası bunları yapmayı kendilerine hak gördüler. bu uğurda dünyanın bütün kirli karanlık örgütleriyle de bayağı bir iş tutmuş görünüyorlar.

    şemdin sakık'ın gizli tanık yapılıp şerefli komutanların silivri'ye attırıldığı bu memlekette sedat peker'in itiraflarına savcılar kulak tıkıyorsa bundan şunu anlamak lazım; bunlar artık siyasi davalardır. türkiye'de şu an bu davaları görecek siyasi bir irade yoktur. ama elbet bir gün o kararlı irade gelecektir!

    bugün sosyal medyada bütün fetöcü hesapların etekleri zil çalmakta. maziyi çabuk unutmuşlar. kendilerine bir cesaret bir özgüven gelmiş. iktidar değişiminde en büyük hesaplaşmanın da bu köpeklerle yapılmasını diliyorum. devletin adam gibi bu işin peşine düşmesi gerekmektedir. bu herifler gerçekten kim? bu ülkeden ne istiyorlar? bunlar nasıl bu noktalara geldi? bu tür dini yapılanmalarla nasıl mücadele edilmelidir? her bir şey ortaya dökülmelidir.

    ve göreceksiniz...

    er ya da geç bu işlere bulaşan herkesi k u s t u r a c a k l a r.

    çünkü yarbay ali tatar'ın ahı var.

    çünkü kuddusi okkır'ın ahı var.

    edit: genelkurmay ifadesi bitişik olarak düzeltilmiştir. merak edenler için, fotoğraftaki soytarı tuncay güney'dir.

  • siz olayı yanlış anlamissiniz arkadaslar. vergi veriyorsunuz, devlet de jest olarak size sigara hediye ediyor. daha neyin tatavasini yapıyorsunuz anlamadım.

  • içindeki ofislerin 2-3 milyonlara satıldığı acayip yer.

    üstelik 500 metre kare falan dedikleri bi ofise gittim geçen. sahipleri de 500 metre kare diye bayılmış 2 milyonu.

    bi girdim içeri lazer metre ile ölçtük. 200 den az içerisi. brüt hesap 500 diye almışlar. ofisleri kabadan teslim ettikleri için ince işini alırken tabi adam senden 400-500 metrelik istekte bulunuyor ama içerisi 200.

  • oruç tutmayan arkadaşımı dövdüler..

    olay kız meselesi ama sonuçta arkadaşım oruç tutmuyor.

  • bana bir yiğit özgür karikatürünü hatırlatan şarkı sözü:

    - yokluğunda çok kitap okudum esra.
    - ne okudun mustafa?
    - insanın okumak için bol bol vakti oluyor..
    - neler oludun mesela?
    - uzun uzun düşündüm ikimiz hakkında..
    - mal mal denizi seyrettin değil mi?
    - aşka yürek gerek esra..

  • ahahahhah stark arena mustafa kemal'in askerleyiz sloganı ile inliyor. ahahahaha silemeyeceksiniz olm, bu 20 yılda tek adam rejiminde bunca ahlaksızlığa ve embesil seçmene rağmen silemediniz silemeyeceksiniz. o yıktığınız ya da adını sildiğiniz atatürk isimlerinin hepsi geri gelecek. hatta ulu önder gazi mustafa kemal atatürk olacak adları. sadece atatürk ile de yetinmeyeceğiz. ahahahahahah çok keyiflendim ya, asla bu kadar saygı ve sevgi göremeyeceksiniz. bu ülke kurtulacak! temizlenecek.

  • şu an orada yaralı insanlar varken hâlâ "kaçak elektirik" espirisi yapabilecek kadar vicdan yoksunu kisiler var. hayatın boyunca hiç mi bi' başkası için ağlamadınız lan, nasıl bu kadar kötü olabiliyorsunuz?

  • neredeyse 120 entry boyunca, filmden umdugunu bulamamislarin serzenisleri bir kubrick sever olarak icimi burktu; umutlu bakindim saga sola, bir yoldas aciklama yapmis olsun, sair burada sunu demek istedi desin diye. olmadi, cikmadi boyle biri; ciktiysa da ben gormezden geldim, tum basariyi kendime maletmek istedim. evet, isbu entryler ve beraberindeki subjektif yorumlar, bu sahane filmi izleyip de bir anlam veremeyenlerin yardimina kosmak icin yazilmis oldugundan hatirlatalim, gunluk dozajin cok ustunde spoiler ihtiva eder:

    insanin dogusu *
    ilk sahneler zeki hayatin baslangic safhalariyla ilgilidir. insanin oncullerinin hayatina tanik oluruz. mucadele mutemadidir ve korku heryerdedir. bu karmasa arasinda yekpare tasimiz uzaylilar tarafindan oraya konulur ve meraki, korkusunu yenecek kadar gelismis olan bireylerin dokunmasiyla bir evrim katalizoru gorevi gorur. [bu arada romanda tasin boyutlari verilmis ve 1 4 9 un katlari oldugu gorulmus] insan ilk defa gercek ustunluk duygusunu tadar, etrafindaki dunyayi sekillendirmeye ve aletlerle diger canlilara hukmetmeye baslar. iste o kaval (yahut kaburga) kemigi bu surecin baslangicini temsil eder. bu noktada, hic de uzmani olmadigim sinema tarihinin en muthis gecis sahnelerinden biriyle uzay cagina baglaniriz…

  • gerçekten çok merak ediyorum. abi ne yazıyorlar lan o kağıda? kendi takımının rakibi belli olduğunda o önündeki kağıda hep bir şeyler yazarlar. nedir o allah aşkına?

    örneğin bugün galatasaray chelsea ile eşleşti. lütfi arıboğan direkt kalemi eline aldı, önündeki kağıda bir şeyler yazdı. yine "bir schalke değil fakat chelsea de iyi" gülümsemesi yaptı. ne yazdı şimdi oraya "chelsea" mi? yani yazmasa unutacak mı adam? "yahu şuraya bi chelsea yazayım da maçlar teee mart'ta unuturuz falan aklımızda kalsın" mı amaç?

    ne kadar gereksiz, formaliteden bir hareket gerçekten. belki çok çok eskiden imkanlar şimdi kadar olmadığı için insanlar yazıyordur fakat şimdi gerçekten çok gereksiz. bu saçma olayın bir an önce bitmesi gerekiyor.

  • çoğu midemdeki sorunlar yüzünden kahveyi bırakıp, dışarıdan yemeyi azaltmamla geliştirdiğim tasarruf yöntemleridir.

    -kahveyi bırakmak ayda 300 tl gibi bir rakam tasarruf etmemi sağlıyor.

    -pastanelerde kullanılan malzemeler sanayi tipi oluyor. örneğin: alba marka yağ, ovalex adlı kıvam artırıcı yine sanayi tipi unlar kullanılıyor. bir kase supangleye, profitorele, kazandibine 10 tl vermektense kendim yapıyorum. koca tepsi kazandibi 5 tl gibi bir rakama mal oluyor. (hem de en iyi sütü, unu kullanıyorum). yaş pastayı (üşenmezsem) kendim yapıyorum.

    - aracıdan değil, direkt üreticiden almaya çalışıyorum. örneğin, ankara ulus'ta çantacılar çarşısı var. kızılay'da 80 tl'ye satılan çantayı atölyeden 30-40 tlye alıyorum.

    - kıyafet alırken modaya uygun parçalar değil de klasik parçaları tercih ediyorum. böylece modası geçti diye yeni kıyafet almam gerekmiyor. mesela, bu sene moda olan paçası saçaklı kot ya da gül işlemeli mavi-beyaz cizgili gömlek seneye demode olacak ama bedenime yakısan klasik kesim jean üstü normal mavi-beyaz çizgili gömleği her sezon giyerim.

    - ayak sağlığı çok önemli. ucuz ayakkabı almam, ucuz topuklu hiç almam. o kadar para verdiğim ayakkabıyı sırf topuğu çizildi diye kenara koymaya gönlüm el vermediğinden toplu taşıma kulanacaksam babet ya da spor ayakkabı giyip ofiste ayakkabımı degiştiriyorum. (hem otobüse yetisırken rahat koşuluyor :) )