hesabın var mı? giriş yap

  • bugün benim için özel bir gün.

    üniversite yıllarından tanıdığım biri ile çok uzaklardan görüşme fırsatım oldu. çocuk 20'li yaşlarının başlarında.

    "cf" oldum, "cf'yim" tarzı bir şey dedi. dikkat bile etmedim. sonra baktım google'dan, cystic fiberosis(sp) diye bir şeymiş.

    "akciğer nakli yaptılar bana" dedi. "geçen sene tam bugün saat 15:xx'te".

    bir an şaşırdım, fotoğraflarını gördüm. çocuğun göğsünün altından boydan boya kesmişler. ameliyattan ~bir hafta sonra hastanede her tarafına borular bağlı iken çekilmiş fotoğrafları vardı. gülüyordu.

    sormadım bile neden "bir yılı kutluyorsun" diye. dinledim sadece. ve sonra baktım google'a...

    akciğer nakillerinden sonra 1 sene yaşama oranı %80, 5 sene yaşama oranı ise %25'lerde imiş.

    çocuk nasıl derseniz, içi içine sığmıyor. nasıl tutunuyor hayata, nasıl değer veriyor her geçen saniyesine. ilk işini de kapmış, nasıl mutlu....allah değil 30'unu, 90'ını, 100'ünü göstersin diye dua ettim...

    ve düşündüm, ulan iki gün öncesine kadar ufak ufak sorunlar yüzünden kendimi dünyalar şanssızı ilan eden ben değil miydim?

    şehir fırsatını kaçırdı diye bütün gün ağlayan iş arkadaşım değil miydi?

    şu an sol frame'de dikkat çeken başlıklardan biri sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gece değil mi?

    bazı şeyler beynimin içimde dolanıp durdu. hayatı sorguladım, hepimizin elinde olan ve dönüp bakmaya bile tenezzül etmediğimiz rutin "şanslar", "fırsatlar" o çocukta olsaydı neler yapardı diye sordum kendime.

    utandım.

    siz siz olun, kıymetini bilin sahip olduklarınızın. aşk acısıymış, şuymuş buymuş...değmez. insan böyle anlarda anlıyor işte.

    ders dolu bir gün geçirdim.

  • uzayda çok daha uzun mesafeleri, çok daha kısa sürede aşmak üzere çalışmalar yürüten bilim insanlarının temel amaçları; ışık hızına mümkün olduğunca yakın hıza ulaşabilecek ve bu hızdaki dışsal kuvvetlere dayanacak araçlar geliştirmek.
    kaliforniya teknoloji enstitüsü’den bilim insanları, onyıllardır hayali kurulan bu amaca doğru büyük bir adım atmayı başarmışlar. bu bilim insanları, silisyum ve oksit içeren çok ince malzemeler üzerinde çalışarak, kızılötesi ışınları hareket enerjisine dönüştürebilecek bir malzeme geliştirdiklerini açıkladılar. bu madde araçlara saniyede 60,000 km hız kazandırabiliyor. başka bir deyişle entstitü’de geliştirilen bu yeni madde ile ışık hazının % 20’sine ulaşmak mümkün hale geliyor.

    kütlesi olan hava moleküllerinin aksine, ışığın bırakılan bir kütlesi yoktur. uçan fotonlar, maxwell’in elektromanyetik radyasyon denklemlerine göre, momentumları üzerinden baskı uygulayarak bir yumruk atıyorlar. maxwell’in bu teorisini hareket noktası olarak kabul eden bazı bilim insanları; kızılötesi radyasyondan enerji elde ederek bunu, lazerlerle foton akımları yapmakta kullanırsak, bu yelkenlinin taşıyacağı nesnenin uzayda yol almasını sağlayabiliriz. ne var ki küçük nesneleri taşırken bile büyük yelkenler kullanmak daha fazla kütle ilave ederek, daha kırılgan bir yapı oluşturmak anlamına geliyor. öte yandan bu tür bir hareketin açığa çıkartacağı yüksek sıcaklık problemiyle başa çıkmak gerekiyor. başka bir deyişle yüksek sıcaklıklara dayanabilecek ve ısı radyasyonundan etkilenmeyecek malzemelerin kullanılması gerekiyor. günümüzde, bu tür sorunlarla baş etme konusu masaya taşındığında akla ilk gelen elementler alüminyum+grafen bileşimi oldukça ağır kalıyor. doğalında işi nano teknolojilerle baştan ele alma ihtiyacı doğuyor.
    nano malzemelerin, ışığı emerek kalibre edebilme özellikleri sayesinde aşırı ısınma olmadan yüksek hızlarda ilerleyebilecek araçlar/malzemeler geliştirmek mümkün görünüyor. tam olarak bu noktada çözüm olarak devreye, kaliforniya teknoloji enstitüsü’ndeki araştırmada kullanılan silisyum ve silisyum dioksitten oluşan süper ince bir tabaka geliyor. silisyum güzel bir yansıtıcı olduğundan ışığın vurduğu ve geri yansıdığı bir bileşendir. bu sayede uzay yelkenlimiz gerekli hıza ulaşabilir. fakat silisyumun, ısıyı radyasyon olarak yayma özelliği son derece zayıf olduğundan parçalanmaya davetiye çıkartıyor. işte bu aşamada silika devreye girerek silisyum üzerindeki radyasyonu daha verimli bir şekilde yansıtarak, daha iyi bir soğutma sağlıyor.

    2010 yılında japon uzay ajansı tarafından geliştirilen ve fırlatılan ıkaros uzay aracı, imid malzemesinden yapılmış bu tür bir yelkene sahipti. saniyede 100 metre gibi bir hıza ulaşabilen ıkaros’u hız konusunda çok gerilerde bırakan bu yeni malzeme ile saniyede 60,000 kilometre hızala ulaşabilecek olması, gelecek keşifler için büyük umutlar yaratıyor.

    kaynak

  • atm'ler parayı bazen eksik verebiliyor.

    daha önce başıma geldi. akabinde bankanın müşteri hizmetlerini arayıp durum hakkında bilgi verdim. eksik parayı anında hesabıma gönderdiler.

    konu hakkında bilgisi olmayan sığırları dikkate almayınız.

    iyi günler efenim.

  • salaklıktan daha fazlası değildir. iki üç kişiye muhalefetine bakarak hangi partiye oy vereceğine karar veren insan salaktır. bu kişiler ne bileyim diğer partilere bağlı kişiler olsa neyse ama sadece ünlüler.

    kısacası bu kişi salaktır.

  • toplam 1000 lira bütçe ile 2 hafta balkan turu yapmıştım, 4 ülke gezmiştim. 140 lirası gidiş geliş uçak bileti parasıydı*. ayda 3-4 bin lira civarında kazanıyordum....

    bir başka güzel anım ise malta da 3 ay dil kursuna gitmiştim, konaklama dahil 2k euro 4 bin tl civarında bir ödeme yapmıştım, 2k euro da orda harcamıştım, toplam 8-9 bin liraya ingilizce'yi hallletmiştim...

    ne güzel günlermiş o günler amk ya.

    bak düşündükçe aklıma geliyor hüzünleniyorum ya, 3 arkadaş roma dan araba kiralayıp tüm kuzey italya'yı gezmiştik, sonra slovenya, macaristan, slovakya, avusturya sonra tekrar italyaya dönmüştük, 15 gün yemiş içmiş gezmiştik, yanlış hatırlamıyorsam toplam 2 bin tl civarında bir para harcamıştık adam başı. hey gidi günler.

  • yalansa, yalanına tüküreyim, doğruysa bize ne bundan dediğim olayda geçen bir cümle.

    sözlüğün içine ettiniz tebrikler.

    yapmayın, etmeyin şu güzelim ortamı ergen forumuna çevirmeyin.

    not: ilk entry uçmuş.