hesabın var mı? giriş yap

  • akıllarda soru işareti yaratan bir açıklamadır..

    eğer bu saldırı malum şahsa yapılsaydı, o kalabalığı yarabilmek için kalabalığın üstüne yaylım ateşi açılacağını hepimiz biliyoruz.. kimden mi bahsediyorum, tabii ki "esad"

  • hayatımın en eski hayal kırıklığıdır. halbuki şartlar o kadar hazır ki şu işlemin 100 olması için, matematik bu güzelliğe engel oluyor.

    yıllardır bu iki sayının toplamının 110 olduğunu kabullenemedim. bir şeyler yapılabilmeliydi. bugün itibariyle bu konuda ülkedeki en yetkili kurum olan tübitak'a başvurumu gerçekleştirdim. dosyamın iki ayrı heyetçe incelendiğini, ancak iki heyetin de aynı sonuca ulaştığını söylediler.
    araya adam koyalım dedim, benim dosyayı yeniden gönderelim, direnelim dedim. dosyayı geri gönderdi içerideki torpilim, yapılacak her şeyi yaptığını, sonucun olumsuz olduğunu söyledi.

    bu konuda tüm yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım. bireysel başvurudan aihm'ye kadar yolum var. uzun sürer mahkeme kapılarında sürünürsün dediler. vazgeçmeyelim arkadaşlar. eğer sonuç olumlu olmazsa bütün yollar sivil itaatsizliğe çıkıyor. korkmayalım, küsüratı reddedelim.

  • bir kahraman cikacak "hayir gobek bolgesi su yontemle cok da zor olmadan erir" yazacak diye her gun her allahin gunu bakacagim baslik..

    hadi be super kahraman

  • sadece kahvede değil; çikolatada, çayda, kakaolu içeceklerde ve enerji içeceklerinde de bulunmakla birlikte, dünyada altmıştan fazla bitkide de bulunan madde.

    kafein böcekler ve hayvanlar için toksik bir madde olduğundan dolayı, bitkilerdeki kafein bir nevi bitkinin koruma duvarıdır. kafein içeren bitkilerden böcekleri uzak tutar.

    ibn-i sina'nın el-kanun fi't-tıb kitabı, tarihte kahveyi bir tedavi yöntemi olarak gösteren ilk kitaptır. o zamanlar kahve cildi temizlemek, nemini azaltmak ve cilde güzel bir koku vermek için kullanılıyormuş. ciltteki nemi azaltmasını sağlayan şey içerdiği kafein sanırsam. zira kahve içildiği zaman da içeriğindeki kafein vücutta dehidrasyona sebep olur.

    kahvedeki kafein vücuttaki etkisini kırk beş dakika içerisinde göstermeye başlar. etkisi en az iki en çok on iki saat sürmekle birlikte bu süre kişinin metabolizmasına ve aldığı kafein miktarına göre değişebilir.

    günde yaklaşık 500-600 mgdan fazla alınması anksiyete, çarpıntı gibi sağlık sorunlarına sebep olabilir.

    kognitif yetiyi artırır(dolayısıyla alzheimer ve parkinson hastalığı riskini azaltır), metabolizmayı hızlandırır, iştahı azaltır ve kişiye enerji verir. hatta bu enerji verici etkisi yüzünden "kahve içen yorulmaz" derler. kahvenin bu enerji verici etkisi 15. yüzyılda müslüman dervişler tarafından keşfedilince arap yarımadasının dört bir yanında kahveciler açılmaya başlamış. 17 ve 18. yüzyılda deniz ticareti iyice yaygınlaşınca kahve, avrupa'da da yaygın bir şey haline geldi.

    hakkında daha fazla bilgi için şuraya ve şuraya bakılabilir.

  • isviçre'de sahte rolex yapılmamaktadır. "italyan" diye satılanlar da uzak doğu yapımı olanların daha kaliteli olanlarıdır. kalite farkını belirtmek için sahte saat satanlar öyle derler. yoksa italya'da da sahte rolex üretimi yoktur.

    hakiki rolex saatlerin kasaları el yapımı olmaz. çok büyük preslerde basılarak üretilir. zaten o yüzden sağlam olurlar. sahte olanların içinde evladiyelik olanlar yoktur. çelik; "döküm" tekniğiyle üretilememektedir. sadece pres olarak üretilebilmektedir. sahte olan rolex saatler döküm kasalıdır ve çelik değildir. altın olanlarda dökümdür ve genellikle orijinali kadar keskin ve düzgün hatlı olmaz. hatları düzgün olsa bile üretim tekniği itibariyle o kadar sağlam olamaz.

    sahte olanlar ile hakikisi arasında büyük bir işçilik ve malzeme kalitesi farki bulunur fakat amatörlerin yaptıkları incelemede bu farkı anlamaları zor olur. en kötü taklitler genellikle quartz (pilli) olurlar. bunların saniye ibresi "tık-tık-tık" gibi duraklamalı bir şekilde hareket eder. oysa hakiki rolex'lerin hemen hemen bütün modelleri otomatik mekanizmalıdır ve saniye ibresinin hareketi "tıkı-tıkı-tıkı" gibi duraksamasız bir şekilde olur.*

    seri olarak üretilen rolex modelleri sadece çelik, 18 ayar masif altın ve bu iki malzemenin birlikte kullanılması ile üretilir. altın kaplama ve gümüş olanları yoktur.

    sahte olanları da hakiki olanlarıda internetten satılmaktadır. alıp almamanız güven meselesidir. bütün mücevherler gibi orijinal "garanti sertifikası" ile almanız, hem güven hem de satmak istediğinizde kolaylık açısından tavsiye edilir.

    ikinci el bir rolex almak isterseniz bütün dünyadaki yetkili servislerde bulunan çalıntı listelerinden küçük bir "seri numarası" kontrolu yaptırmanız, ileride problem yaşamamanız için iyi olur. türkiye'de de otap bayileri bu konu ile ilgileniyorlar.

    bu saatlerin tek dezavantajı 31 günden daha az çeken aylardan sonraki ayın ilk gününde tarih ayarını düzeltmeniz gerekmesidir. dijital saatlerin aksine rolex'lerde bunu hesaplayan ve düzenleyen bir mekanizma -doğal olarak- yoktur.

  • clio'ya binen herkesin aslında audi'ye binebilecekken aç gözlü devletimiz yüzünden clio'dan devam ettiğini gözler önüne seren bir entry. tekrarlayalım o halde.
    fahiş vergi aç gözlülüktür. dünya'nın hiçbir ülkesinde bu denli vergi oranı yoktur. devletin yaptığı soygundur. alkollü içkilerden ve arabadan alınan yüksek vergiler karşılığında aldığımız hizmet gerçekten rezalet ötesi.

  • (bir derslik. kara tahtada "i didn't do that" yazısı var.)
    - tekrarlayın ismail bey. ay didınt du det...
    - ay dudınt di dört...
    - of ismail bey off!.. ingilizce öğrenmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?!
    - ya istemiyorum ya..
    - e ne işin var burda?
    - çöbü almaya gelmiştim...
    - söylesene be adam!!
    - ay dodınt de do...
    - onu değil be!! neden geldiğini!!!
    - çöbü almaya!!!

  • kaydolurken * nickini öylesine vermiştim daha sonra değiştiririm diye. bilmiyordum. yapıştı kaldı. pişmanım.

    bu nick hiç bir başlık entry ve nick uyumuna giremiyor diye geceleri yorganın altında ağladığım oluyor.

    eksiyi ilk keşfettiğimde 2004 falandı o zaman hiç yazar olmak aklıma gelmemişti. biraz salaklık varmış gençliğimde.

    olay butonu ilk yandığında sözlükte bir kavga falan çıktı ona adam çağırıyorlar sanmıştım.