ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cemal süreya
-
"...
hicbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
..."
dizelerinin sahibi, şair.
18. yüzyıl ekşi sözlük başlıkları
-
(bkz: cem uzana giyotin şoku)
avengers infinity war
serdar ortaç'ın tüm telif haklarını satması
-
kınanacak bir durum değil ey sözlük ahalisi..
bu kumar denen bağımlılık, belki uyuşturucudan bile daha kötü bir bağımlılık.
zenginmiş, fakirmiş ciddi anlamda fark etmiyor.
benim rahmetli pederden biliyorum. 90'lı yıllarda, oluk oluk para getiren bir kafe sahibiydi bizim peder.
şöyle söyleyeyim öyle iş yapıyordu ki, o günün parasıyla günlük 1 asgari ücret iş yapıyordu.
fakat peder beyin, 13-14 yaşından beri asla geçmeyen ve hayatına mahvedecek bir hastalığı vardı; kumar bağımlılığı
dedemden yediği dayaklar istanbul'a 4. köprü olur bu hususta. dedem de kumarbaz bir adamdı.
zaten dedem, tütün tarlalarını, koyun sürüsünü vs yemiş bitirmiş hep kumarda.
babamın da ondan kalır yanı yoktu.
askerde defalarca zar yakalatmış bu yüzden dayak yemiş, en sonunda hamamböceklerini yakalayıp yarıştırarak, kumar tutmuş bir adam. öyle hastalıklı..
bu kumarla geçen yıllar, bizim için öyle bombok bir durumdu ki. babam işlettiği kafeden günde 1 asgari ücret para kazanırken, biz evde yiyecek ekmek bulamazdık.
peder beyin içtiği biraların şişelerini satarak ekmek aldığımı bilirim.
eve gelen haciz kağıtları, bakkalın çakkalın veresiyeyi kesmesi, üstümüze başımıza konu komşunun verdiği eski kıyafetleri giymemiz gibi türlü rezillikler de cabası......
ve peder bey kumarhanelerde ( o zaman türkiye'de otellerde kumarhaneler açıktı) dünyanın parasını yerdi.
ki normal kahvehanelerde, batakhanelerde oynadığı kumarlarda kaybettiği paraları saymazsak., sadece otellerdeki makinelerde, şuanki kaba hesapla 1 ev, 1 dükkan, 1 araba, 1 yazlık yemiş bitirmiştir.
oteller kapanınca, yer altına indi bu kumar işleri.
son baskınlarda görüyoruz işte, polis gelince kümesteki tavuklar gibi kaçışanları. gülüp geçiyoruz ama cidden sorsanız baksanız hepsinin ailesi perişandır.
ceplerinde doğru düzgün para yoktur.
bizim peder beyin, işte o baskınlardaki gibi kaçak kumarhanelerde yediği para da otellerde yediğinin x2 katı....
üstelik evde çoluğu çocuğu açken, hacizlerle boğuşurken....
bu yüzden serdar ortaç'ın geldiği noktayı az çok anlayabiliyorum. maalesef tedavisi mümkün bir hastalık da değil.
babamsa 2006 yılında, tam da serdar ortaç'ın şuan olduğu yaşta, akciğer kanserinden, sefalet içinde öldü.
annemden boşanmış, etrafında hiç arkadaşı kalmamış, oturacak başını sokacak bir evi dahi olmayan, saygınlığını yitirmiş, kumar oynadığı kahvehanede yatıp kalkan evsiz birine dönüşmüştü.
o zamana kadar ömrüm hep pederin alacaklılarıyla, kendisinin psikopatlıklarıyla geçmişti.
ilk defa o öldükten sonra rahat nefes alabilmiştim.
doktorlara sorarsanız ölüm nedeni akciğer kanseriydi ama bana sorarsanız kesinlikle kumar derim.
kısacası dostlar, tedavisi imkansız bir hastalık.
o yüzden kesinlikle bulaşmayın derim.
kumar öldürür ama öncesinde süründürür.
ama öncesinde, paranızı, işinizi, çevrenizi, ailenizi, karakterinizi alır sizden...
ldp'nin burkalı kadınlarla dalga geçmesi rezaleti
-
burka ile dalga geçilmesinin "bu devirde" kalıbıyla rezalet olarak tanımlanması.
bu devirde
burka
dalga geçmek
18 temmuz 2016 wikileaks açıklaması
-
ciciş kardeşler esra ve ceyda'nın umreye gitmesiyle başlayan ülkemiz üzerindeki karabulut serisinin yeni bir basamağı
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
yazıcısı olduğum inşaat takım odasındaki bilgisayarın mouseunun bozuk olması, değiştirilmesi için bölük komutanına defalarca hatırlatmam, kaynak yok diye sürekli ertelenmesi, sonunda cinnet geçirip kendi cebimden mouse almaya karar vermem ( bilgisayar kullanırken cidden kafa bozuyor o bozuk mouse) takım komutanının " uygun olmaz " diyerek teklifimi reddetmesi.
inşallah bu yazıyı yazarken sorun çıkm
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''haftasonları kahvaltı için uyandırılmaz, uyanınca kahvaltı yapılır. bunu ailelerimize öğretmemiz lazım..''
tff'nin 3 milyon 750 bin euro prim dağıtması
-
adı milli, dağıttığı para ise euro.
bunlar birkaç sene önce artık sözleşmeleri vs. euro olarak değil, tl olarak yapacağız şovu yapıyordu.
her şey şov. gelinen noktaya bak
yerli ve milli teknik direktöre euro ile sözleşme
yerli ve milli futbolculara euro ile prim
yerli ve milli para birimi euro. neden tl değil de euro be kardeşim. her yerde yerli ve millilik şovu yapıyordunuz. bari yaptığınız şovun arkasında durun
edit: geç de olsa tff'den yalanlama gelmiş inşallah daha önceki prim mevzusu gibi olmaz
çeneye değen mont fermuarına ağızla dokunma isteği
-
var böyle birşey. insanoğlunun anlamsız yönelimlerinden biri... üzerimdeki mont olsun, sweatshirt olsun, fermuarlı giysinin fermuarı çene hizama kadar geliyorsa, ağzımı hafifçe açarak çenemi aşağı indirip o fermuara dudaklarımla dokunma isteği duyuyorum. ne acayip arzularım, isteklerim var sözlük.