• bir mali erbil iddiası. evinde kumar oynamak için sattığını söylüyor. doğru bir iddia ise çok üzücü gerçekten, serdar ortaç gibi para içinde yüzebilecek bir adam kumar yüzünden ne hale gelmiş.

    --- spoiler ---

    serdar ortaç ile hiçbir zaman bozulmadı dostluğumuz, asla! ama biz ona çok tavsiyelerde bulunduk, şunu bırak artık dedik, nedir yani kazanacağın? ne kazanabilirsin? kaybettiklerine bak önce bir ya! neler kaybetti benim canım arkadaşım, neler kaybettiğini biz çok iyi biliyoruz! o kadar bağımlı oldu ki bir türlü kopamadı! o da öyle deşarj oluyor. besteyi oradan etkilenerek yapabiliyor diyelim... bütün telif haklarını sattı, buraya kadar geldi durum! hayatının garantisiydi, emekli maaşıydı, telif haklarını satmak ne demek ya? ne için sattığını biliyor musunuz? evinde kumar oynamak için sattı! ben çok yakın arkadaşıyım, bunu benden iyi kimse bilemez! şimdi şarkıları nerede çalınsa, parası sattığı adama gidiyor! o parayı aldı kumarda bitirdi! o bizden vazgeçmez, biz de ondan vazgeçmeyiz ama vazgeçemiyoruz kumardan!
    --- spoiler ---

    kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/…i-sevemedim-41824806/5
  • nesinin üzücü olduğunu anlamadığım olay.

    (bkz: svihs)
  • “sadece kumarı oynatan kazanır kılıç, sadece kumarı oynatan!..”
    mehmet karahanlı
  • serdar ortaç 50 yaşında falan vardır herhalde. onu son 30 yıldır yaşadığı hayatı biz 100 yıl da geçirsek yaşayabilir miyiz emin değilim. yeni bi albüm yapar bizim 20 yılda kazanacağımız paraları 6 ayda kazanır yine bakar dalgasına.
  • aslında tek bir "ritmin" telif hakkını satmıştır. bana hep aynı parçayı söylüyormuş gibi gelen çığırıcı. *

    edit: bu türden bir de arabası olan bir tip var.
  • dükkanı kapatıyorsa artık.
  • adam kumar bağımlısı. bizi de zerre ilgilendirmiyor.
  • eeeee allah yolunda harcamazsan mangır, şeytan yolunda gider tangır tangır.
  • kınanacak bir durum değil ey sözlük ahalisi..
    bu kumar denen bağımlılık, belki uyuşturucudan bile daha kötü bir bağımlılık.

    zenginmiş, fakirmiş ciddi anlamda fark etmiyor.
    benim rahmetli pederden biliyorum. 90'lı yıllarda, oluk oluk para getiren bir kafe sahibiydi bizim peder.
    şöyle söyleyeyim öyle iş yapıyordu ki, o günün parasıyla günlük 1 asgari ücret iş yapıyordu.

    fakat peder beyin, 13-14 yaşından beri asla geçmeyen ve hayatına mahvedecek bir hastalığı vardı; kumar bağımlılığı

    dedemden yediği dayaklar istanbul'a 4. köprü olur bu hususta. dedem de kumarbaz bir adamdı.
    zaten dedem, tütün tarlalarını, koyun sürüsünü vs yemiş bitirmiş hep kumarda.

    babamın da ondan kalır yanı yoktu.
    askerde defalarca zar yakalatmış bu yüzden dayak yemiş, en sonunda hamamböceklerini yakalayıp yarıştırarak, kumar tutmuş bir adam. öyle hastalıklı..

    bu kumarla geçen yıllar, bizim için öyle bombok bir durumdu ki. babam işlettiği kafeden günde 1 asgari ücret para kazanırken, biz evde yiyecek ekmek bulamazdık.
    peder beyin içtiği biraların şişelerini satarak ekmek aldığımı bilirim.

    eve gelen haciz kağıtları, bakkalın çakkalın veresiyeyi kesmesi, üstümüze başımıza konu komşunun verdiği eski kıyafetleri giymemiz gibi türlü rezillikler de cabası......

    ve peder bey kumarhanelerde ( o zaman türkiye'de otellerde kumarhaneler açıktı) dünyanın parasını yerdi.
    ki normal kahvehanelerde, batakhanelerde oynadığı kumarlarda kaybettiği paraları saymazsak., sadece otellerdeki makinelerde, şuanki kaba hesapla 1 ev, 1 dükkan, 1 araba, 1 yazlık yemiş bitirmiştir.

    oteller kapanınca, yer altına indi bu kumar işleri.

    son baskınlarda görüyoruz işte, polis gelince kümesteki tavuklar gibi kaçışanları. gülüp geçiyoruz ama cidden sorsanız baksanız hepsinin ailesi perişandır.
    ceplerinde doğru düzgün para yoktur.
    bizim peder beyin, işte o baskınlardaki gibi kaçak kumarhanelerde yediği para da otellerde yediğinin x2 katı....
    üstelik evde çoluğu çocuğu açken, hacizlerle boğuşurken....

    bu yüzden serdar ortaç'ın geldiği noktayı az çok anlayabiliyorum. maalesef tedavisi mümkün bir hastalık da değil.
    babamsa 2006 yılında, tam da serdar ortaç'ın şuan olduğu yaşta, akciğer kanserinden, sefalet içinde öldü.
    annemden boşanmış, etrafında hiç arkadaşı kalmamış, oturacak başını sokacak bir evi dahi olmayan, saygınlığını yitirmiş, kumar oynadığı kahvehanede yatıp kalkan evsiz birine dönüşmüştü.
    o zamana kadar ömrüm hep pederin alacaklılarıyla, kendisinin psikopatlıklarıyla geçmişti.
    ilk defa o öldükten sonra rahat nefes alabilmiştim.
    doktorlara sorarsanız ölüm nedeni akciğer kanseriydi ama bana sorarsanız kesinlikle kumar derim.

    kısacası dostlar, tedavisi imkansız bir hastalık.
    o yüzden kesinlikle bulaşmayın derim.
    kumar öldürür ama öncesinde süründürür.
    ama öncesinde, paranızı, işinizi, çevrenizi, ailenizi, karakterinizi alır sizden...
hesabın var mı? giriş yap