hesabın var mı? giriş yap

  • kullanan dişi ben değilsem sıkıntı yaratmaz.

    babam bana araba kullanmayı öğretirken boş alan diye hayvan pazarına gitmiştik.. kocaman yer, dön dön bitmiyor. belediye elektrik direği için galiba çukur açmış ama boş bırakmış. üzerini de ot kaplamış

    öyle dönüp dururken ön tekeri o çukura soktum, babamın kafayı da aynaya. dakikalar geçti araba çukurdan çıkmıyor. baba sinirli, babanın kafası kanıyor, elinin tersinde ve kemerle bağlı durumdayım.. allah acıdı da ilerde tarlada top oynayan gençler peyda oldu bi anda ve kaldırıp çıkardılar bizi.

    dönüş yolunda yine direksiyona geçirdi beni zorla, hemde trafikte.. bi tane otobüs çok yakın geçince korkup gözümü kapattım, ellerimle :) nihayetinde; araba kullanacak cesaret ve yeteneğe sahip olmadığıma babam da ikna olunca, yer değiştirdik. tekrar yola çıkacağız

    babam- bak bakalım sağdan gelen var mı
    ben- maviden sonra yok

    yok kısmını duymuş sadece. bastı bakmadan.. benim oturduğum tarafa bi tane şahin girdi, ve akordeon olarak durdu.

    babam bence o gün silmiş, o gün vazgeçmiş olabilir benden.

    edit: babanın araba kullanmayı öğretmesi

  • iki dünya savaşı, bir kurtuluş savaşı görmüş ve kapanmamış; bir pire uğruna yakılan şanlı yuva. hem de bizzat bu pirenin başımıza musallat olmasına zamanında katkı sağlamış kişiler tarafından...

  • iphone 7 cihazında telefon görüşmelerinde yaşanan hoparlörden cızırtı gelmesi sorunu ile ilgili olarak birkaç gün uğraşarak genius bar randevusu alınır; yapılan testlerde hiçbir sorun bulunamamasına rağmen eğer talep edilirse ürün değişimi yapılabileceği bilgisi verilir ve bunun üzerine sıfır yeni bir cihaz verilir. apple'ın yapıp da diğerlerinin yapamadığı şey işte budur. cihazı sattım bitti değil, satış sonrası da en az satış kadar önemli bunun apple kadar farkında olan başka bir teknoloji firması göremiyorum ben.

  • kendisi ile birlikte toplamda bölgede 12 benzer yapının bulunduğuna dair haberler yayınlandı geçen sene. birbirlerine oldukça yakın megalitler bunlar. kazılar hala devam etmekte ve muhtemelen yıllarca daha sürecek. şuana dek çıkarılan bulgularda (bkz: karahantepe) ve (bkz: sayburç) dikkat çekiyor. özellikle karahantepe'de bulunan ana kayaya oyulmuş insan başı hayret verici. görsel üstelik bu yapının göbeklitepe'den birkaç bin yıl daha eski olduğu oraya çıkarıldı. yani artık en eski diye adlandırılan yapı göbeklitepe değil karahantepe gibi gözüküyor.

    buradaki t şeklinde sütunların göbeklitepe'den farkı üzerindeki oymaların insan figürleri barındırması. göbeklitepe'de çok detaylı hayvan figürleri ve süslemeleri var. burada ise kaftan giydiği düşünülen insan figürleri söz konusu. t harfli sütunların yanısıra fallus yani erkek organı şeklinde yine ana karadan oyulmuş dik sütunlar da var. görsel ve bu odaya "akıtılması" için kullanıldığı düşünülen bir de oyuk var görsel akıtılan şey su mu, kan mı? bilinmez.

    sayburç'ta ise durum daha farklı, henüz çok küçük bir kısmı kazılabildi çünkü modern bir yerleşimin yani köyün tam ortasında bina yapımı aşamasında temel atılırken fark edildi burası ve burda da yine ana karaya oyulmuş kabartmalar mevcut. kabartmada bir eliyle yine fallusunu tutan bir adam mevcut - insan figürü. ve iki tarafında da hayvan figürü var. görsel

    dediğim gibi bunun gibi kazılmayı bekleyen toplamda 12 tepe söz konusu.

    işi daha da ilginçleştiren şey ise günümüz teknolojisi kullanılara yer altına bakıldığında daire şeklinde ortaya çıkan odalardan 10-15 oda kadar daha olduğu bulundu. fakat bunu daha da ilginçleştiren şey o dönemde insanların aniden bu yapıların üstünü örtmeye karar verip çakıl taşları ve toprakla hepsini doldurup üzerlerini tepe şeklinde kapatmaları. böyle bir kararı neden verdiler henüz kimsenin bir fikri yok.

    neden yapıldığına dair ibadethane ya da ritüel alanları fikri ilk başlarda mantıklı gelmiş olsa da kazılar devam ettikçe şöyle bir durum çıkıyor ortaya:

    bugüne dek tarih hep avcı toplayıcılıktan tarıma/yerleşik hayata ve dolayısıyla hayvancılığa geçildiği bununla birlikte ibadethane/inanç kavramlarının daha sonra oluştuğu yönünde bir kronolojik bakış açısına sahipti. fakat göbeklitepe ve diğer tepeler incelendiğinde daha eski ve erken gelişmiş bir medeniyetin avcı toplayıcı topluma bilgilerini aktarmış olabileceği daha mantıklı bir yaklaşım gibi görünmekte. yani inanç, inanış, ibadet, mesaj, bilgi aktarımı için yapılmış olabilen bu megalitleri birileri avcı toplayıcı insanlara öğretti. uzaylılar vs demiyorum tabii ki - fakat yerel insan topluluklarından daha ileride/zaten erken gelişmiş bir medeniyetten gelen insanların aktarım yapması durumu akla yatkın. hali hazırda o bölgede yaşayan toplum bir sabah uyanıp böyle bir yapı inşaa etmeye karar vermiş olamaz diyor konuyu inceleyen uzmanlar. bu da hem tarihsel kronolojik bakış açımızı tamamen değiştirecek bir buluş gibi duruyor; hem de sandığımızdan çok daha gelişmiş medeniyetlerin çok daha eski zamanlarda var olmuş olabileceğine işaret ediyor.

    diğer bir konu da özellikle göbeklitepe'de şuana dek yüzeye çıkarılmış 4 daire şeklinde odanın birbirleri arasında da birkaç bin yıllık zaman farkı olması. ilk yapılan daire ile 4.daire arasında binlerce yıl çıktı karbon testlerinde. insanlar yeni odalar yapmaya bin yıllar içinde devam etmiş yani. mevcut olanı kullanmak ya da geliştirmek/üzerine koymak yerine yeni odalar yapmaya karar vermişler. hemen yanlarında toprağın altında duran 10-15 oda daha gün yüzüne çıkarıldığında onların yapılma zamanı ve yeni bilgileri aç gibi bekliyorum ya.

    kazıların yapılması keşke daha da hızlandırılsa dedirtiyor insana.

  • bir dokunusla polati bayiltan paladin kilikli arkadaslarin cirit attigi dizi. meger polatin sah damari nahiyesinde on off dugmesi varmis. ama polati direk on off dugmesinden kapamasi ii olmadi kanaatimce. canpolat gecen bolumde otel odasinda uyaninca niye bes dakka tavana bos bos bakti simdi anladik, meger scandisk yapiyormus.

  • ekmek arası dönerin alım satım işlemi esnasında usta tarafından müşteriye yöneltilen soru cümlesi. cevap evetse, aç arkadaşımız çok fazla dünyevi kaygılar taşımayan samimi bir soğan dostudur. hayır diyenlerin ise yakın gelecekte öpüşme ihtimali olduğunu düşünerek bu cevabı verdiğini söylemek mümkün. (kusura bakmayın, soğan sevmeyen bir insan olabileceği ihtimalini düşünmek istemiyorum) bir üçüncü yanıt ise “az olsun” dur. bu yanıt ise kişinin soğan sever bir insan olduğuna, sevgilisi olmadığına ve fellik fellik arandığına işaret eder. ha, bir de bu “az olsun”cuların oyu genelde merkez sağ partilere gider (ingiltere’de işçi partisi’ne). kısacası, soğan deyip geçmeyin...

    - soğan olsun mu??
    - bi saniye... alo nuriye... soğan olsun mu diyo usta... öpüşür müyüz bugün ona göre...hmm, tamam anladım... görüşürüz... kapattı... olsun usta, bolca koy...

    - soğan olsun mu?
    - bi an hiç sormayacaksın sandım... olmasın... öpüşelim mi??

    - soğan olsun mu?
    - yok, olmasın...
    - korunmayı unutma!!

    - soğan olsun mu?
    - az olsun...
    - üzülme aslanım, sana kız mı yok...

    - soğan olsun mu??
    - olsun olsun...
    - peki ya öpüşecek olsanız bugün biriyle??
    - sana ne yarraam!!!
    - gerçekten de yukarıda yazdığı gibi samimi bi insansınız...
    - ne sandın amck kafalı!!!

    - soğan olsun mu??
    - olsun...
    - akbaba olsun mu??
    - akbaba olmasın... hmmm, güzel şarkı sözü olur bundan...