hesabın var mı? giriş yap

  • verilecek her türlü cevabı kapsayan üstbaşlık. maksat kapitalizmi iyice vahşileştirmekse, bu sorunun gerçekten de hiçbir cevabı yoktur.

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - verilen ücret çok azdı.

    ... hmm para insanı demek...

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - iş yoğunluğu çok fazlaydı.

    ... tembel bu...

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - kendimi farklı alanlarda geliştirmek istedim.

    ... bi bok bilmiyo bu. tecrübesiz...

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - kendimi farklı alanlarda geliştirmek istedim. (v2)

    ... sebatsız bu. sıkılır 3-5 gün sonra...

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - yönetimle ilgili problemler vardı.

    ... geçimsiz demek ki, ya da asi personel. bela olur...

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - çok uzakta olduğu için gidiş geliş sorun oluyordu.

    ... zora gelemez bu. istediğim gibi sömüremem...

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - ailevi bir meseleden dolayı istanbul'dan bir süre ayrılmam gerekliydi.

    ... bu üç gün sonra "ailem" der, "hastalık" der, o der bu der memleketine döner. bayramlarda da çalışmaz. olmaz...

    - işyerinizden neden ayrıldınız?
    - çünkü eşşeğin zkinden dolayı.
    - ha bu olur bak.

  • ilk çalismaya basladigim hukuk burosunda bunu talep ettigim zaman office manager denilen dallama yuzume karsi gulmustu, iste o ucrettir bu. ben de kendisine halihazirda elalemin hakkini savunan biri olarak (bkz: avukat) hakkimi yedirmeyecegimi, nasilsa bir sekilde alacagimi, o sebeple guzellikle bordroya yansitilmasinin daha dogru olacagini soyledim. tebessum etti. ben de tebessum ettim.

    baktim ay sonunda parayi alamadik, sonra hangi gun fazla mesaiye kalsam, ki 20 ay calistiysam, bugun yuzde 80'inde kaldim ben o mesaiye, o gun icin bir kitap (kaldigim saate bagli olarak bazen iki, kitabina bagli olarak bazen uc gunluk mesaiye 1 kitap) aldim ofisten. 20 ayin sonunda ayrildigimda 200'den fazla kitabi barindiran hayvani bir hukuk kutuphanesine sahiptim. hatta ofiste ilgimi ceken fazla kitap kalmayinca siparis ettirip, gelen kitaplari eve goturuyordum.

    isin ilginci ben bunu yaparken bir kisi de "aga sen napiyon? nerde lan bu kitaplar?" demedi. kutuphaneye bakan bir tek ben vardim sanirim.

    neyse, velhasil bu calisanin hakki olan bir ucrettir. ya efendi gibi verilir, ya da zorla alinir. zorla alinmasi kanunlara aykiri, adalete uygundur. boyledir.

  • e hadi bu kız çocuğu kötü ingilizce konuşuyor...sen de buzda dans izliyosun arkadaşım?

    hangisi daha kötü?

  • ders notları. küçük çapta bi dağ kadar biriktiğinden atmaya üşenmiştim yıllardır, sonunda annemin de baskılarıyla alt dönemden birine ateşledim yazın.

  • hepsinin ortak özelliği cevap verdikten sonra aehıhıhı!! diye gülmeleri. peki bu gülüş neyi ifade ediyor; ben malım gülüşü bu. bildiğimiz mal beyanının sloganı hatta.

  • ahmet hakan: "turk futbolunun geldigi hal icin endiselenmeli miyim?"
    b. albayrak: "sunu sorayim. bayern'le mi oynuyorsunuz? bayern'le isiniz var mi?"

  • pek guzel hijyenik filan yapilmali tamam ama
    lakin bole her bir tarafi killi bir insansaniz cok komik oluyor kardesim
    yani bole yumak gibisiniz her tarafiniz kil sonra orta bir yerde boyle cillop gibi bir bolge yama gibi post yirtilmis gibi ne bilim kaptan magaraadaminin etek trasi oldugunu hayal edin (et bi) oyle bir sey iste hic estetik durmuyor acikcasi

  • okuduğunu anlamaktan aciz yazarların akraba evliliği sandığı eylem.bu eylemdeki tek sıkıntı düğünde kız tarafı mıyım yoksa erkek tarafı mı sorunsalıdır.

  • bu kurum kim aq ben bunu merak ediyorum. kadına erkeğe böyle uçuk teklifleri senelerdir yapan bu kurum kim?

  • sabah, dersin sonunda öğrencilerle popüler kültürle karışık edebiyat/ tarih muhabbeti yaparken aklıma geldi bu konu. onlara anlattım, size de anlatayım.

    ikinci abdülhamid ve sherlock holmes isimlerini yan yana görmek tuhaf ve güzel bir duygu yaşatıyor insana. sanki iki farklı dünyadan iki farklı varlık bir araya gelmiş gibi. aslında öyle de sayılır.
    osmanlı devleti eski dünyaya aittir her yönüyle lâkin uzaklarda yeni bir dünya kurulmaktadır. bu yeni dünyanın en güçlü imparatorluklarından biri olan büyük britanya'da ise hem devlet hem de halk kadim tarihlerini modernleştirebilmişlerdir.

    işte bu modernleşen toplumda iskoçya doğumlu arthur conan doyle adında bir yazar, 1887 yılında yayımladığı kızıl dosya adlı hikâye ile sherlock holmes karakterini dünyaya tanıtır.

    mâlumunuz, polisiye olaylar zincirinin ana karakteridir holmes ve çok zeki bir dedektiftir. bir de yardımcısı ve en iyi dostu dr. watson bulunur.
    bir anda inanılmaz bir ilgi görür sherlock holmes hikâyeleri.

    bu tarafa gelecek olursak... kendi şehzadeliği döneminde padişah olan amcası sultan abdülaziz ile birlikte bir osmanlı padişahının tarihimizde ilk ve tek kez gerçekleştirdiği avrupa seyahatinde bulunuyor abdülhamid. gelişen dünyayı görüyor, opera ile tanışıyor. kadınların da sahne aldığı tiyatro
    oyunlarını izliyor hatta bunu padişah olunca istanbul'a da taşıyor.
    amcası abdülaziz'in tahttan indirilip öldürüldüğüne şahit olan, ağabeyi beşinci murad'ın hâl edilişine şahit olan ikinci abdülhamid bu sebeplerle müthiş bir polis/istihbarat teşkilatı kuruyor.
    öyle ki kendisi aynı zamanda polisiye hikâyeleri okumayı da çok seviyor.
    yıldız sarayı'ndaki on bin kitaplık kütüphanesinde üç bin civarı polisiye eser varmış.
    işte bu dönemde sherlock holmes hikâyelerinden haberdar oluyor.
    nasıl haberdar oluyor derseniz, şöyle ki;

    bir mütercim o ay ingiliz gazetesinde sultan abdülhamid ile ilgili yayımlanan bir makaleyi çevirirken gazetededeki polisiye hikâyeyi, sherlock holmes'u da görüyor ve padişahın hoşuna gider diyerek onu da çeviriyor. gerçekten de ikinci abdülhamid, o günden sonra sherlock holmes müptelası oluyor.
    yeni hikâyeleri, kitapları çıkar çıkmaz türkçe'ye çevirtiyor ve kütüphanesine ekliyor.

    daha sonra ise sherlock holmes karakterinin yaratıcısı sir arthur ve eşini istanbul'a davet ediyor. yazara mecidiye nişanı, eşine de şefkat nişanı vermiştir ikinci abdülhamid.

    1911 yılında ise ermeni yazar yervant odyan, " abdülhamid ve sherlock holmes " adlı bir roman yazarak bu iki ismi bir araya getiriyor. kitapta sultan abdülhamid, üç hafiyenin ölümü üzerine olayı aydınlatması için sherlock holmes'tan yardım istiyor ve holmes, istanbul sokaklarında ve osmanlı sarayında iz sürüyor.

    işte yeni dünya ile eski dünya arasında pek bilinmeyen köprülerden biri de budur.

  • panasonic'in bir satıra 8 harf sığan ekranında mesaj yazarken satır bitince kelimeleri kesme işaretiyle bölen annemin "ekranda satır bitse de sen yazmaya devam et, bana geldiği zaman zaten düzenli geliyor" uyarımın akabinde attığı mesaj:

    "bizvardıkiyiyizöpüyorumayten"