ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
memur-sen'in geçinemiyoruz açıklaması
-
memurum.
beter olun.
vekillik kapacağım diye hükümetin teklifinden daha azını kabul eden başkanı, başıma bir iş gelmesin veya ufak da olsa bir koltuk kapayım diyen üyeleri olan sendika.
26 mart 2015 suudi arabistan'ın yemen operasyonu
-
yemenli göçmenlerin arabistan'da aylık maaşı, 300 lira civarında filan. bahreyn yine aynı durumda. bahreyn halkının yüzde 80'ininden fazlası şii'dir ama suudi atamalı "krallar" tarafından yönetiliyor. hem bahreyn, hem de yemen bu suudlu alçaklara defalarca isyan etti, isyanın sebebi yukarıda yazdığım gibi mezhepsel değili sınıfsaldır. sadece katar'da dünya kupasına hazırlanan stadlarda ölen işçilerin sayıları binleri geçti ama kimse duymuyor, görmüyor.
islamcılara bir şey söyleyince hiçbir karşılığı olmuyor, eğer bugün isyan eden şii'ler değil de sunniler olsaydı islamcılar ellerinde bayraklarla çoktan saraçhane'ye koşmuşlardı. amacım kimseyi hedef almak değil ama bu suskunluk allah aşkına, mide bulandırıcı değil mi? yemen'de 2011 de sustunuz, bahreyn'i görmediniz, şimdi yine susuyorsunuz, neyse.
isyanın sebebi sınıfsaldır, örneğin bahreyn petrol bakımından dünyanın en zengin yeridir ama orada yaşayan şii'ler, bundan hiçbir pay almaz, alamaz. şii'lerin yüzde 50'sinden fazlasının nüfüs kağıdı yok, yani adamlar doğduğu büyüdüğü topraklarda mülteci konumunda.
abd'nin de ne denli şeref yoksunu olduğunu bu operasyonla bir kez daha görmüş olduk. daha da yazılır ama midesi kaldırmıyor insanın, ne desek boş.
edit, islamcıları bir kenara bırakıyorum zira onların gözleri görmüyor, kulakları duymuyor -umarım inandıkları bir allah vardır, başka bir şey diyemiyorum onlara- ama islamcıların dışında kalan kesim, allah aşkına şu olaylara mezhepsel bakmasın, mesele mezhep değil. mezhep orada yaşanan sınıfsal savaşı perdeliyor, asıl mesele kaynakların kimler tarafından sömüreleceği, abd'nin desteği de bu nedenle zaten. bakın, yemen üzerinde mısır ile suud'lar 60'larda da birbirine girdi, suud'lar yine abd'yi arkasına alıp kazandı. mısır o dönemde, cumhuriyetçi bir yönetimi desteklerken, suudi'ler, monarşiyi destekliyordu ve mısır ile suud'ları ele alırsanız meselenin mezhep olmadığı çok daha iyi anlaşılır.
taksimetrenin iki katını veriyoruz kampanyası
-
"benim maaşımı kim iki katı verecek?" diye sorduran kampanya!
levent börek'in küt böreği ambalajı
merve nin doğum günü parti si klibi
19 eylül 2021 türkiye ispanya ampute futbol finali
-
türkiye, rağbet görmeyen spor dallarında başarılı bir ülke. çünkü çok yetenekli ve azimli sporcularımız var.
futbol gibi paranın çok olduğu, pastanın büyük olduğu dallarda ise yine kokuşmuşluk ve liyakatsizlik nedeniyle asla başarılı olamayacağız. paralimpik oyunlarda niye başarılıyız? çünkü milli takıma alınması istenilen birilerinin yakını, birilerinin adamı olan paralimpik sporcumuz yok muhtemelen. olsaydı bunda da başarısız olurduk.
emeklerine sağlık. helal olsun.
karısına masaj yapan doktoru döven adam
-
ruh hastası şerefsiz.
şu anda sinirden elim ayağım titriyor. 39 yaşında kadın hasta çarpıntı ile geldi, çekilen ekg'si svt dediğimiz bir ritm ile uyumluydu. ben de hastaya durumu izah ederek ve ondan izin alarak karotis sinüs masajı yapmaya başladım. o sırada hastanın eşi içeri girdi ve hiddetle şöyle sordu:
-ne yapıyorsun sen lan?
-masaj yapıyorum.
-sen benim karıma nasıl masaj yaparsın it?
-beyefendi yanlış anladınız.
adam, durumu anlatmama bile izin vermedi. eşi de anlatmaya çalıştı ama ona da vurdu ama daha çok bana vurdu.
2 sağlam yumruk yedim ama bir tane de sağlam yumruk geçirdim.
şu anda sinirden gülüyorum.
bu arada masaj dediysek: https://m.youtube.com/watch?v=493z2_kacoq
türkiye'nin en çok kitap okunan 18. ülke olması
-
ancak 18 ülkenin katıldığı bir ankette gerçekleşebilecek doğa olayı.
marquis de sade
-
ceza görmemiş ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur diyen aşmış insandır.
beşiktaş
-
doğma büyüme ankaralıyım. istanbul'a yerleşeli beş yıl bitti geçen hafta. daha eve elektrik bağlatmadan gittim kombine aldım. işten güçten sezonda 2-3 maça gidebilsem bile stad yıkılana kadar da her sezon aldım. inönü'den hatıra kalan kombine kolduğum da evin balkonunda duruyor hala. beşiktaş dergisine de aboneyim, hem de iki tane. kart1903 de almıştım, arada kulüpten arıyorlar, saat al havlu al kahve fincanı al ıvır al diye, hiçbirini geri çevirmedim.
yirmi yıllık iki üye onaylı üyelik formumu kulübe vereli aylar yıllar geçti, hala bir dönüş yok ama. neyi beklettiklerini bir söyleseler de; kendimi bildim bileli hayatımın bir parçası olan bu kulübe niye üye olamadığımı, benim sevdamın kimin keyfiyetine bağlı kaldığını öğrensem.
başka sözüm yok hakim bey.
ölümün en iyi tanımı
-
ölenler ölümü bilmez, ölüm kalanlar içindir. - şükrü erbaş