ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
trende birasını içip sigarasını tüttürmüş nesil
-
komik bir anımı hatırlatan olay.
bir yaz vakti tren ile seyahat ederken vagon arasında bira sigara haylazlık yapıyorduk. bir tinerci de gelip muhabbetimize katıldı. gır gır şamata derken bizim bi arkadaş açık kapıdan aşağıya doğru sarktı.
tinerci: ''olm böyle gündüz vakti kafanız güzel salak salak hareketler yapıyorsunuz, allah muhafaza aşağı düşsen, ya da ne biliyim hızlı giderken kafanı şu tabelalardan birine vursan geberip gitsen hiç biriniz ailenize biz trende içip salak salak işler yapıyorduk demeyeceksiniz, sonra tinerci trenden aşağı adam attı diye gene biz haber olacağız..''
belgeseller için yaratılmış aşırı tipsiz hayvanlar
-
isim verip de rencide etmek istemiyorum ama, dünyaya geliş amaçları sadece national geographic'te yayınlanan belgesellerde gözükmek olan hayvanlardır. hayır bakıyorsun, tip desen yok; dünyaya bi' faydası desen, o da yok. ama bakıyorsun ayda en az üç defa belgeseli yayınlanıyor. yemin ediyorum bu belgesellerden elde ettiği kazanç benim kazandığım paradan daha fazla. kıskanmıyorum desem yalan olur. evet.
3 aralık 2021 mb'nin dövize müdahalesi
-
ayı ile avcı fıkrasına döndü bu iş. merkez ne zaman müdahale etse daha da beter oluyor.
edit: meşhur borsacı fıkrasıdır.
avcımız avlanmaya çıkar dağa tepeye.. bir bakar ki bir ayı karşısında..
çeker tüfeğini ateşler ama tüfek tutukluk yapar.. napsın, kaçmaya
başlar, ayı da peşinde.. ayı yakalar bunu, bir güzel becerir.. avcımız hırs
yapar, öldürecektir illa ki bu ayıyı.. bir müddet sonra bir daha görür ayıyı,
çeker tüfeği, basar tetiği yine tutukluk yapar; bizimki kaçar, ayı peşinde,
yakalar ayı bunu, bir daha becerir.. avcımız iyice hırslanmıştır illa ki
vuracaktır ayıyı.. takılır ayının peşine, görür, çeker tüfeği basar tetiğe yine
tutukluk yapar, ayı bunu bir daha yakalar bir daha becerir.. bu olay gün
boyunca tekrarlanır.. artık avcının dayanacak gücü kalmamıştir, hayat
meselesi olmuştur bu, son bir defa daha bakar ayı karşısında.. çeker
tüfeği basar tetiğe ve tüfek yine tutukluk yapar.. ayı yakalar bunu ve der
ki: - "ya kardeşim avcı mısın, ibne misin?"
şampuan reyonunda halimize acıyan turist
-
elin turistinin 2 günde anladığını bizim vatandaş 20 senedir anlayamadı.
2017 miss turkey güzelinin tacının geri alınması
-
gelecekte sıkça yaşanacak bir sorunun bugünkü tezahürü.
çocuklukta ve ergenlikte hepimiz salaklıklar yaptık ama hafızalardan silindi. şimdiki çocuk ve ergenlerin tüm salaklıkları internette. kendileri bulup silmedikçe de öyle kalacak. 30 yıl sonranın başbakanı şuanda eski sevgilisine twitter'da laf sokmalı twit atıyor olabilir mesela.
down sendromu
-
5 yaşındaki halleri neyse 35 yaşındaki halleri de o kadar sevimli insanlar.
neyi ne kadar anlarlar bilmiyorum ama kalbinizden hissettiğiniz sevgiyi onlara verirseniz bunu gerçekten anlıyolar.
ingiltere'nin tc'ye 750 milyon pound vermesi
-
(bkz: reis onu bir kahvaltıda ezer)
sözlük erkeklerinin yakışıklılık dereceleri
-
mühendislik okuyan bir bağyan olarak ilk üçü zorladığım derecelendirme.
siz sözlük erkeklerinden daha yakışıklı ve karizmatiğim. evet. çünkü mühendislik okumak bunu gerektirir.
galatasaray
-
100 küsur yıllık geçmişine rağmen hakemsiz maç kazanmaya alışmamış camia. hakemsiz maç mı olur lan?
hoşlanılan kızın yüzde 6 büyümesi
-
yılın son çeyreğinde hamur işine gömülmesi sonucunda gerçekleşmiştir. yatırımcının yüzünü güldürmemiştir.
rakının yurt dışında tutmamasının sebebi
-
düzenli rakı içen biri olarak yurt dışında tutmamasının en büyük sebebinin rakının basit ve niteliksiz bir içki olmasından kaynaklandığını rahatça söyleyebilirim.
babam, içilebilir etil alkolün satışı durdurulana dek rakıyı kendi yapıyordu: etil alkol, anason yağı, şeker, su. rakıyı yapması sanırım beş dakika falan sürüyordu ve yeni rakı'dan daha güzel bir rakı ortaya çıkıyordu. bu verdiğim örnek bile rakının ne kadar niteliksiz olduğunu kanıtlamaya yeter.
damıtılmış başka bir içki olan viskiyle kıyaslayayım: bir iskoç viskisinin üç seneden daha az fıçılarda bekleme ihtimali yok (kanunen yasak), 50 yılın üzerinde yaşlandırılmış viskiler bile var, günümüzde ulaşılabilir ve güzel tek maltlar 12 yıl civarında seyrediyor. yapımdaki emek ve ustalığa, viskinin yapıldığı coğrafyanın önemi gibi konular da cabası.
alkollü içeceklerin her türlüsüne ilgi duyan, mümkün olduğunca farklı türleri ya da aynı türlerin farklı yorumlarını deneyen biriyim. rakının da tekel'den sonra çıkan her türünü denedim, denemediğim yok (en çok mest rakıyı severdim damla sakızlı) buna karşın şundan eminim ki, eğer türk olmasaydım rakıyı ikinci kez denemezdim.
türk olmak neyi değiştiriyor? arkadaşlarla buluşulduğunda, dışarı çıkıldığına, yemek yeneceği zaman, mangala gidildiğinde insanların aklına rakı geliyor, çünkü aklımızın erdiği zamandan bu yana çevremizde-ailemizde rakı gördük. şimdi hala bu tür organizasyonlarda rakıyı keyifle içiyorum, ancak her türlü içkiyi evde içmeme karşın rakıyı evde içesim gelmiyor. nedeni "rakı muhabbet ister" tarzı iğrenç rakı edebiyatı değil, aslında rakıyı sevmiyor oluşum.
yine niteliksiz bir içki olan votkanın ise dünya çapında tutulma nedeni tadının olmaması. her türlü kokteyle baz olabildiği ve karıştığı bileşenlerin tatlarını bastırmadığı için votka popüler olabiliyor. aromalı versiyonları da cabası. ruslar dünyanın kalanı gibi meyve suları ya da enerji içecekleriyle karıştırmayıp içiyorlar çünkü onların da alıştığı kültür bu. rakı ise bu elastikiyetten uzak, hiçbir kokteyle dahil olamadığı gibi sek ya da su ile tüketimiyle insanları etkileyecek bir lezzete de sahip değil.
zaten hepsi bir yana, rakı pazarlanabilecek bir ürün olsaydı yunanistan bunu çoktan yapardı, onlar bile rakıya nazaran daha yumuşak içimli uzolarını kimseye içiremiyor.