ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sen kadınsın yerini bil fıtratını zorlama
-
ben de bir öğretmen arkadaşıma yazdığım bir şiiri bu vesile ile paylaşmak istiyorum:*
şiirine ve sana ben bir selam çakayım
seni öğretmen yapanın fıtratına sokayım
yarışamaz seninle narin fıtratlı kadın
hıyarlık tarihine övünçle yazılmış adın
sana ne lan milletin elindeki yüzüğü
bakmıyorlar mı sana, sevdiğimin büzüğü
keşke çalışsaymış da seni doğuran ana
salmasaymış çayırlara bön fikirli bir dana
bir de hiç utanmadan değer, hak, hukuk diyor
bir gramlık aklı da, kalemden akıp gidiyor
böyle bir zihniyetin gözünde olacaksa eğer
varsın, batsın yok olsun, kadın adında değer!
türkler yapınca eğreti duran şeyler
işsiz olmak
-
tarif edemeyeceğim kadar iğrenç bi durum. umutlarla okursun, ingilizce öğrenirsin. uğraşır didinirsin. staj falan yaparsın. ondan sonra hastalanır 1,5 yılın tedaviyle geçer askerlik ve yüksek lisans yapayım der ve bitiremezsin geçer 3 sene, hadi 5-6 ay kpss kasayım dersin olmaz. sonra tekrar özel sektörde basvurmadığın firma kalmaz. karşına 3 senedir neden işsizsin? gibi bir soru gelir doğal olarak anlatırsın. önyargıyla yaklaşırlar. eve gelirsin aileyle aranda soğuk savaş başlar. eş dost akraba ziyaretine gitmekten çekinirsin, çünkü o malum soru gelecektir yüzüne. ailenin yanında tedirgin cevaplar vermeye çalışırsın olmaz. utanırsın sanki senin suçunmuş gibi. cebindeki bozuk parayla otobüse mi binsem ya da simit yiyip açlığımı mı bastırsam diye düşünürsün.
bizim gibiler ne yapmalı? ne yapacak yani? işsiz olmaya devam mı etsinler? günden güne sağlıksız bireyler haline mi gelsinler? herhangi bir güçlü referansı olmadan, amiyane tabirle torpilli de olmayan bizler iş bulmak için ne yapmalı? zor gerçekten zor, aynı durumda olan bir ben değilim biliyorum ama. bu çözümsüzlük süreci arttıkça da daha mutsuz ve çevresine daha da mutsuz bir elektrik yayan biri haline geliyorum. ailesine destek olacak yerdeyken, ailesinden utanarak üç kuruş harçlığı alırken hem de bu yaşta, insan içine çıkmaya utanmak neden?
çalışan arkadaşlarla görüşürken, "olsun be oğğlum ne güzel var ya bütün gün yatıyon keşke ben de öyle olsam çalışınca anlarsın bak çok zor" diyen ego dolu açıklamalarına, güleryüzle cevap vermek zorunda hissetmek koyar adama. ortamdaki antipatik adam da olmayayım bari düşüncesi yer bitirir. sana gerçekten yardımcı olmak isteyen arkadaşlarının sayısı gün geçtikçe azalır ve umutsuzluk artar.
johnny depp
-
bir aktör yakışıklı olabilir (bkz: brad pitt)
karizmatik olabilir (bkz: marlon brando)
çekici olabilir (bkz: keanu reeves)
iyi bir oyuncu olabilir, soluksuz izlenebilir (bkz: robert de niro)
her filmini izlerim, asla kaçırmam diyebilirsin (bkz: al pacino)
anti-kahraman olabilir, bambaşka bir tarafı vardır (bkz: james dean)
"her rolü oynayabilir pekala" diyebilirsin (bkz: jim carrey)
bazı filmlerdeki bazı rollerle zihnine kazınabilir, adı geçtikçe takdir edebilirsin (bkz: edward norton)
şeytani bir tarafı vardır, izleyeni uçurur (bkz: jack nicholson)
ama bir aktör bunların hepsi birden olursa adı johnny depp olur.
adını feriha koydum
-
su altı kamerası falan almışlar herhalde. boşa gitmesin diye her hafta biri denize düşüyor.