hesabın var mı? giriş yap

  • 63 yaşındayım, sabah güneşi selamladıktan sonra kahvaltımı yapar kahve içerim. akşamları genelde 4-5 gibi yemek yerim. emekli ikramiyasiyle kendime çok güzel bir kompüter dizdirttim. internetini, spotify'sını, netflix'ini, ne lazımsa bağlattım. arada iki dizi atıyorum, biraz sözlüğe takılıyorum. face'e girmedim, sarmadı. gençliğimde biraz çapkındım herkes orada şimdi, yüzlerini göresim yok. 20-25 senedir takip ettiğim rss feed'ler var onları okuyorum ara ara. akıllı telefon almadım, gözüm seçmiyor, hem parmaklarım da kalın dar geliyor. gözlük modeli çıkarsa alrım. arada hayrına nude atan arkadaşlar var burada, gelişmeler yaşanıyor falan. yani tüm bunlara rağmen sözlüğe girdiğim için neden utanmam gerektiğini anlayamadım. gençler bi garip.

  • yavuz bingöl'ün yüzyılın trollü olma ihtimalini aklıma getirmiştir. adam belki de tayyibin güvenini kazanmak için numara yapıyordu bir iki haftadır, şimdi de trollüyor olabilir mi acep?

    fuatavni de yiğit bulut çıksa bir christopher nolan filmi içinde yaşadığımı düşünmeye başlayacağım.

  • biz neden vergi ödüyoruz 1 kişi bana bunu açıklayabilir mi? neden yani neden? her zor zamanda futbol kulübü gibi sms kampanyası başlatılacaksa neden vergi veriyoruz yok mu açıklayacak biri?

    ya da fransızlar, amerikalılar niye ihtiyaç duymuyorlar sms'lere?
    (bkz: ihtiyat akçesi)

  • emre belözoğlu ve selçuk inan gibi formunun zirvesinde iki maestro sahadayken adı çalhanoğlan mı hakan mı ne, acayip bi çocuğun oyuna girmesiyle kopan maç.

    almanya'da mı ne oynuyomuş. ben tanımıyorum şahsen. ne gerek var be hocam selçuk inan gibi bi lokomotif, bi dinamo, bi makine varken.. maçın gittiği an o andı. bi de o emre çok istekli çocuk. daha 35 yaşında mı neymiş? gider o daha en az 3-4 maç oynar. geleceği parlak. olcan da iyi keşif. henüz 30 yaşındaymış o da. güçlü, istekli. feci ısırıyo rakibi.

    bi de burak yılmaz yeterince beslenemiyor.. senin elinde burak yılmaz varsa önce tahtaya onun adını yazarsın ve geri kalan yerleri doldurursun bu iş bu kadar basittir. gerisini zaten burak yılmaz halleder. ama adam bugün beslenemedi. bakıyorum, adama bir pas veriyolar topu alıyo ama hala karşısında kaleci var. arkadaşım sen geçsene kaleciyi de, sonra bırak topu burak'a. gör bakalım golü yapıyo mu yapamıyor mu? oooh ne güzel valla at topu burak'a, sonra gol bekle. iyi de kaleci var adamın karşısında kardeşim o da karpuz korkuluğu değil ya. burak'a daha çok boş kale hazırlayacak şablonlar çizilmeli. bu şablonlarda da takımın dinamoları emre ve selçuk ön planda olmalıdır.

    her şey için teşekkürler hocam ve futbolcular. izlanda taş gibi bi takım. 3-0'lık yenilgi bizim için güzel bi uyarı oldu. ne demişler bi hezimet bin nasihat. bu takım hollanda ve çek cumhuriyeti ile çok çok rahat berabere kalır. göreceksiniz. seri beraberlikler bile gelebilir olumlu yönde. biz bu izlanda'yı istanbul'da kitleriz çok rahat 0-0.

    bu takım bu ligi çok rahat 4. bitirir. en kötü diyorum. avrupa ligi oynarız yani her türlü avrupa'da devam ederiz.

  • köprünün adını mimar sinan koy ve o köprü göçsün. öbür tarafta yakanıza yapışır ismimi lekelediniz diye.

  • bütün online platformlarla çalışan bir restoran sahibi olarak konuya açıklık getireyim. yazdıklarım sadece online sistemleri kapsıyor onu da belirteyim.

    kuryelerin yağmurlu, karlı, fırtınalı havada çalışmak gibi bir zorunluluğu yok. o an sistemi kapatıp evlerine gidebilirler. çalışmak isteyen zaten çalışıyor ve onlar düşünülen aksine paket gelsin de daha fazla kazanayım diye bekliyorlar. kısaca ayıp ya da vicdansızca bir durum yok. hatta çalışmayı göze alanların işine geliyor çünkü hem kurye sayısı azaldığı için boş durmadan paket atıyorlar (daha fazla paket atıp para kazanıyorlar) hem bahşiş alma ihtimalleri çok yüksek hem de acele etmeme lüksüne sahip oluyorlar.

    platformlar açısından bakarsak, migros yemek yağmur yağdığı an sistemi kapatıyor. trendyol bölge kısıtlamasına geçiyor( dar bölge) yemeksepeti arabalı kuryeleri fazla olduğu için kısıtlama yapmıyor ama isteyen kurye çalışmıyor. getir yemek kuryeleri serbest bırakıyor.

    edit: yazdıklarım ankara/çankaya için geçerli. ama eminim hemen hemen bütün şehir ve ilçelerde aynı durum söz konusu.

    edit 2: bölge kısıtlaması ne diyen soranlar için açıklayayım. normalde kuryeler restorandan en fazla 6 ila 9 km uzaklığa paket dağıtımı yapar. yağmur yağınca 2 km'ye kadar kapanıyor bölgeler. bir nevi her restoran sadece kendi mahallesine hizmet verebiliyor.