hesabın var mı? giriş yap

  • insanın da "paradigm shift" dönemlari vardır.belli bir dönemde ve iç kanırtan sancılarla oluşturulan dünya görüşünün duvara tosladığı anlarda(ergenlik sonu,orta yaş,yenilmiş büyük bir kazığın hemen sonrası) kişi kendini yeniden aynı bunalım içinde bulur.bir önceki paradigme yüzünden ouşan hayati problemler bu paradigmanın verileriyle aşılamayınca kişinin kabuk değiştirme zorunluluğu başlar.olgunlaşma adına atılım dönemleri olarak kabul edilebilecek bu dönemler toplumun diğer bireyleri tarafından kişinin gösterdiği depresif tavırlar nedeniyle bir yanlışlık sonucu "x'in kötü günleri olarak adlandırılır.böyle dönemlerde uzun yürüyüşler,dostoyevski ve rachmaninoff iyi gelir.

  • son derece ilginç bir başlık.

    insan psikolojisi karmaşık ve gerçekten de belli semtler ve yerlerde kendimizi mutlu hissediyoruz. hatta bu bazen yabancı bir ülkedeki bir semt bile olabiliyor. peki bunun psikolojik nedenleri neler olabilir. ailenizin ve semtinizin algı yönetimi uzmanı olarak bir kaç kuple bilgi bırakayım

    sosyal çevre ve toplumsal bağlar
    ilk olarak, bir şehrin veya semtin sosyal yapısı, orada yaşayan bir kişi için çok önemli olabilir. eğer bir semt ya da şehirde topluluklar sıkı sıkıya bağlıysa ve sosyal destek yüksekse, insanlar genellikle daha mutlu hissederler. toplumsal bağlar ve komşuluk ilişkileri, insanların daha mutlu ve sağlıklı yaşamalarına katkı sağlayabilir. yani dostum semt dediğimiz zaman mesele genelde içinde yaşayan insanların enerjisidir ve senin onlarla kurduğun bağlardır. kendini onlara benzer hissetmendir. bazen doğduğun yerde kendine benzer insan bulamazsın ama italyanın bir kasabasında bulabilirsin.

    kültürel ve estetik faktörler
    bir semtin ya da şehrin kültürel zenginlikleri ve estetik değerleri de insanların ruh halini olumlu etkileyebilir. sanat galerileri, müzeler, parklar ve diğer rekreasyon alanları insanların yaşam kalitesini artırabilir. yani şehir demek semt demek konutları gökdelenleri dikmek demek değildir. estetik ve sanat yani etrafına baktığın zaman ruhuna iyi gelen binalar olması önemli. en pahalı rezidanslar bazen estetik faciası olabilirken en vasat görünen kasabanın estetik değeri yüksek olabilir bu da psikolojini etkiler.

    ekonomik durum
    ekonomik güvence de mutlulukla doğrudan ilişkilidir. eğer bir semt ekonomik olarak daha gelişmişse, orada yaşayan insanlar genellikle daha fazla fırsata ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilirler. yani ortalamanın üstünde gelire sahip insanların semti bile farklı kokar, insanlar mutludur ve yüzlerinden bu mutluluk okunur. bazen para var gerçekten huzur var dostum.

    güvenlik ve huzur
    yüksek güvenlik ve düşük suç oranları, insanların bir yerde daha mutlu olmalarını sağlayabilir. güvende hissetmek, temel bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyaç karşılandığında mutluluk seviyesi artar. yani bir semt ne kadar estetik falan olsa bile akşam saatlerinde ya da sabahın erken saatlerinde farklı korkulardan bir bisiklete bile binemiyorsan hiç bir işe yaramaz.

    kişisel deneyimler ve anılar
    son olarak, bir semt ya da şehirde yaşanan kişisel deneyimler ve anılar da orada hissedilen mutluluğu etkileyebilir. eğer bir yerde olumlu anılar biriktirmişsen, o yerde daha mutlu hissetmen muhtemeldir. burada da ilginç bir psikoloji vardır. güzel deneyimler yaşadığımız mekanları olduğundan daha güzel hatırlarız tam tersine kötü deneyimler yaşadığımız yerlerde olduğundan daha kötü gözükür. bırak semti romantik bir yemek yediğin salaş bir pastane gözüne en lüks yerden daha güzel gelirken garsonun kafandan aşağı koca bir kokteyli döktüğü lüks bir restoranı kabus gibi algılarsın. semtlerde de aynı psikoloji işler.

    buna benzer bazı psikolojileri "kendini iyi hissetmenin 10 yolu" videomda anlattım. eğer ilgini çekerse bir bak derim

    işte kanalım burada
    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru

    sevgiler saygılar ekşici dostlar

  • "kola içmeyip hitler överek israil'i durdurma planımız nasıl başarısız oldu, anlayamıyorum. hayatımda gördüğüm en iyi savaş stratejisiydi."

  • kendisinin dediği gibi "ekonomik zorluklar aşılır, siyasi krizler çözümlenir, ancak çocukları harcanmış bir toplumu yeniden onarmak mümkün değildir.”
    eğitim için elinden geleni fazlasıyla yapmıştı. allah rahmet eylesin. bu ülkeye kattığın her şey için teşekkürler

  • babaannemin adını senelerdir karıştırıyoruz melahat mi melihat mı diye. melihaymış. teşekkürler akp

  • 6-7 yaşlarinda 1 türk 1 avrupali cocukla dixit denen oyunu oynuyoruz geçen ay tatil yöresinin birinde.

    turk cocuk surekli hile yapiyor, bizi kandirmak icin blöf bile yapiyor, acayip numaralar çekiyor. tamam bizde de öküzlük var çok gülüyoruz vs

    avrupali cocuk bi turlu anlayamiyor hile yapilmasini. biz her turda belki o da blöf yapmiştir diye oyunu ona göre oynuyoruz ama yok. cocuk her seferide dürüstçe oynuyor oyunu ve hep düşük puan aliyor tabi.

    cocuk bi turlu hileye neden gerek duyuldugunu, neden hile yapmasi gerektigini anlayamadi la. hilenin mantigi anliyor ama neden bunu yaptigimizi anlamiyor.

    adam 7 yaşinda alayimizdan ahlakli ve kaliteli bi insan cikti.