ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
umut sarıkaya
dünyanın sonu
-
dünyanın sonu bir şekilde insanlık tarafından getirilmez ise teorik olarak ne zaman gerçekleşebilir hep beraber bakalım:
dünyaya çarpacak büyük bir asteroit ya da kuyruklu yıldız tüm yaşamı sonlandırsa bile dünyayı yok edecek kadar bir enerjiye sahip olmayacaktır. birkaç ışık yılı içerisinde bir süpernova da olmayacaktır.
ancak güneş sistemindeki yörüngesel dengesizlikler sonunda dünya ile diğer yerbenzeri gezegenlerden biri olan merkür, venüs ya da mars arasında feci bir çarpışmaya yol açabilir. bunun önümüzdeki 5 milyar yıl içerisinde olma olasılığı ise yalnızca yüzde 1'dir.
dünyanın tamamen olması için en olası senaryo güneş bir "kırmızı dev"e (red giant) dönüşürken yutulmasıdır. güneşin çekirdeğindeki termonükleer yakıt hidrojen tükendikçe güneşin dış kabuğu genişlemeye başlayacaktır.
evriminin bu aşamasında güneş önemli miktarda kütle kaybedecek sonucunda da dünyanın yörüngesi de genişleyecektir. bu teoride, yörünge genişlemesinin dünyanın güneşin yıkıcı etkisinden kaçması için yeterince geniş olmayacağı ve sonunda güneşin dünyayı buharlaştıracağı ve bünyesine katacağı öne sürülmektedir.
bu kavurucu yıkım da oldukça uzaktadır. yapılan bazı hesaplamalar senaryonun yaklaşık 7.59 milyar yıl sonra gerçekleşecektir.
öyle ya da böyle önümüzdeki 100 milyar yıl içerisinde bu son gerçekleşecek ancak evrenin henüz sadece 13.5-14 milyar yaşında olduğunu da düşünürsek dünya için şimdilik endişelenmeye gerek yok gibi gözüküyor. (kendiniz için endişelenmeye devam edebilirsiniz tabii...)
kaynak: bbc science focus
operatörlerin bip'i ücretsiz yapması
-
turkcell, vodafone ve türktelekom'un ortak bildirisiyle bip ve yaay uygulamalarının kullanımı artık kotadan yemiyecek. malum karakter sınırından tam başlığı yazamadım. bkz.kaynak
neyse efendim, bu eşşolueşşek firmalar pandemi sürecinde online eğitim ihtiyacı olan çocuklara hiçbir şekilde ekstra kota imkanı tanımazken ne oldu da birden bu iki uygulama kotadan yemeyecek? sebebi belli, (bkz: if you don't pay the product you are the product)
edit: özelden türktelekom'un 8gb internet dağıttıyla alakalı bir sürü mesaj atan sevgili amip yazarlar 1-2 dk'nızı ayırıp şu haberi de okuyunuz lütfen: haber
suudi arabistanlıların mültecileri taraması
-
o askerin orda durma amacı bu zaten. yoksa o sıcakta tüm gün niye dikilsin? onun girip girmeyeceğine o asker karar vermez. karar zaten verilmiştir, o asker de uygular.
edit : ya sevgili hümanist ve anti-militarist arkadaşlar. o silah kuş vursun diye verilmiyor o askere. ayrıca o bir asker, hoşgeldiniz demek için orada değil. orası da avm girişi değil. dünyaya dün gelmiş gibi davranmayın.
geceleri üst kattan gelen misket yuvarlanma sesi
-
kesinlikle açıklayamadığım olaydır. akşamın ilerleyen saatlerinde özellikle hol bölgesinde sıklıkla duyulan sestir. arkadaş içinden çıkamıyorum! üst katta oturanların çocuğu yok. koca adamla kadın oturup kuyu ya da üçgen oynayamayacağına göre en sonunda "noluyo lan?" dedim. araştırmacı gazeteci kimliğimle etrafıma sorup soruşturdum, bundan muzdarip başkaları da var mı diye. bir kaç arkadaş benzer sesler duymuş ama hiç kimse bunun üzerine kafa yormamış. düşündüm düşündüm ben de bir şey bulamadım. anca rizeli müteahhitlerin eksik koydukları demir yerine betona misket karıştırıyor olmalarıyla açıklayabiliyorum.
14 ekim 2023 israil katliam görüntüleri
-
sözlükte yine zulmü lanetlemek yerine, o şöyle yapmasa bu böyle yapmazdı şeklinde iki tarafından da yaptıkları meşru görülecek, ölen masum insanlar kimsenin umrunda olmayacaktır. istisnalar olabilir.
dayak yiyip metrobüsten atılan mülteciler
-
(bkz: ülkede güzel şeyler de oluyor)
peşin edit: bana "faşist" diyenlerin arasından 10 kişiye çekilişle 3 suriyeli ve 2 afgan hediye edicem. şanslı sjw'lerimize yeni ev arkadaşlarıyla şimdiden mutluluklar.
doğum gününden 9 ay 10 gün öncesi
-
insanların ebeveynlerinin muhtemel halvet gecesi.
tanıdığım iki insan var. bunlar kardeş. doğum günleri de aynı; 10 ekim.
"tesadüfe bak ya" falan derken "9 ay 10 gün önce ne varmış acaba evlilik yıldönümleri mi" diye kendime sordum, cevap yılbaşıydı.
kendilerine söyledim, 30 yaşından sonra bu durumu öğrenip bi yaşlarına daha girdiler.
hayat ne garip lan martılar falan.
sktch.in
erdoğan'ın statlardan arena ismini kaldırması
-
sn. cumhurbaşkanımızı dilimize sahip çıktığı için destekliyoruz. sırada türkçe ezan var biiznillah.
90'lardaki sınırsız pizza furyası
-
halkımızın "sınırsız" kelimesinin sınırlarını zorladığı dönemlere ait furyadır.
genellikle, sınırsız pizza masası ortada olurdu. yanında sınırsız salata ve makana da yer alırdı ama kimse bunlara yüz vermezdi.
pizza tavaları gelir gelmez, nereden, nasıl ve ne şekilde başarıyorlardı, halen benim için muammadır, 20-30 kişi masanın başına toplaşır, saniyeler içinde yeni gelen pizzaları bitirirlerdi. sanki ertesi gün kıtlık başlayacakmış gibi tabaklarını tepeleme dolduranlar, beş dakika sonra gelen pizzalara saldırırlardı... tam bir tüketim çılgınlığı...
en çok beyaz peynirli pizza kalırdı geriye, bir onu beğenmezlerdi...
sınırsız pizzanın sınırlarının zorlanması edinimine katılmak, yorucu ve stresli bir aktiviteydi. bu ork gözlerim son kalan karışık pizza dilimini almak için birbirine çatal sallayan teyzeleri gördü -- oysa ki, beş dakika sonra yeniden gelecek.
bir iki denedikten sonra, anladım ki bu iş bana göre değil. ben bir sınırsız pizza savaşçısı olacak yeteneğe sahip değilim. ruhumda yok.
o yüzden, pizzacıya gittiğimde, hiç bu işe bulaşmaz, kendim için sipariş verirdim. stres yok, yeni gelecek pizzaları şahin gibi beklerken tabaktakileri mideye tıkıştırmak yok... rahat rahat, mis!
bir keresinde, yine pizzacıya gittim. oturdum. bu 20-30 kişilik ekip, sınırsız avında. hiç bulaşmadan kendi siparişimi verdim. tam uzanıyordum ki, benim masaya daldılar. evet; cidden benim masama gelen pizzayı kapıştılar. neyse ki, garsonlar anlayışlıydılar, çok özür dileyerek beni bunlardan uzakta ayrı bir masaya oturup, aynı pizzadan getirdiler, içecekleri de ikram ettiler.
böyle de bir "sınırsız" anım vardır.
esra elönü
-
konuşan türban. sadece türban da başvursa mecburen köşe verirlerdi, dönem o dönem çünkü.
edit: şeriata aykırı olmaması için bazı ifadeler yumuşatıldı