hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: takım elbise giyip köy köy geziyorum beyler

    1. çöp kutusunun kenarına öyle umursamadan atılmış bir takım elbisenin beni nasıl bu kadar mühim bir kişi yaptığına hala inanamıyorum.

    köylere gidip sizin arazileri devlet büyük paralar verip satın alacak baraj yapacak yol yapacak sanayi bölgesi kuracak diyorum, siz o çıkarcı muhtarları bir görün bir saygı bir hürmet hemen beni kalabalıktan uzaklaştırıp devletin neredeki arazileri alacağına dair tüyo istemeler bana rüşvet teklif etmeler cebime para sıkıştırmalar filan
    en son gittiğim köyde meydanda kuzu filan çevirdiler 2 kol çalgı takımı tutmuşlar sabaha kadar gırla eğlence
    bir gün birileri anlayacak diye çok korkuyorum

  • ..sssss.
    ss
    .sssss
    .......ss
    sssss

    ..oooo
    o. .....o
    o.......o
    .0000.

    zzzzzzz
    ........zz
    ....zz
    zz
    zzzzzzz

    ll
    ll
    ll
    lllllllllllllll

    u........u
    u........u
    u........u
    .uuuuu.

    k.........k
    k.....k
    kk
    k...k
    k.......k
    k.........k

    ttttttttttt
    ......t
    ......t
    ......t
    ......t

    eeeeee
    e
    eeeeee
    e
    eeeeee

    k.........k
    k.....k
    kk
    k...k
    k.......k
    k.........k

    ii

    ii
    ii
    ii
    ii
    ii

    bbbbbb
    b..........b
    bbbbbb
    b..........b
    b..........b
    bbbbbb

    ......a
    ....a..a
    ...aaaa
    ..a......a
    a.........a

    y...........y
    ..y.......y
    ....y...y
    ......y
    .....y
    ...y
    .
    ......a
    ....a..a
    ...aaaa
    ..a......a
    a.........a

    n..........n
    n..n......n
    n.....n...n
    n........nn

    ll
    ll
    ll
    lllllllllllllll

    ......a
    ....a..a
    ...aaaa
    ..a......a
    a.........a

    rrrrrrrrrr
    r...........r
    rrrrrrrrr
    rrrrr
    r....rrr
    r.......rrrrr

    ......a
    ....a..a
    ...aaaa
    ..a......a
    a.........a

    ..sssss.
    ss
    .sssss
    .......ss
    sssss

    eeeeee
    e
    eeeeee
    e
    eeeeee

    ll
    ll
    ll
    lllllllllllllll

    ......a
    ....a..a
    ...aaaa
    ..a......a
    a.........a

    m...........m
    mm.....mm
    m..m.m..m
    m....m....m

    eeeeee
    e
    eeeeee
    e
    eeeeee

    ddddd
    d........dd
    d........dd
    d.........d
    d.dddd

    eeeeee
    e
    eeeeee
    e
    eeeeee

    rrrrrrrrrr
    r...........r
    rrrrrrrrr
    rrrrr
    r....rrr
    r.......rrrrr

    ii

    ii
    ii
    ii
    ii
    ii

    m...........m
    mm.....mm
    m..m.m..m
    m....m....m

  • iki isveçli arkadaşımın sorduğu bir soru: türkçe dövme yaptırmak istiyoruz anlamlı felsefik birşeyler var mı diye.yaklaşık yarım saatlik açıklamadan sonra isveç'e rebecca ve mikaela'yı kürek kemikleri arasında hat sanatıyla yazılmış ''ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol'' dövmesiyle yolcu ettim.

  • 1790'lı yıllarda polonya( lehistan ) parçalanıp rusya, prusya ve avusturya tarafından pay edilir.
    bu durumu ise o zaman dünya üzerinde bulunan devletlerden sadece osmanlı imparatorluğu kabul etmez.
    lâkin tabii ki bu üç devletle savaşıp polonya'yı kurtarabilecek gücü de yoktur. fakat osmanlı imparatorluğu sağlam bir tavır sergileyerek o tarihten sonra tam 120 yıl boyunca polonya'nın dağılışını protesto eder ve bu yok edilişi tanımadığını ilan eder.

    bunu da şu şekilde gerçekleştirmektedir:

    osmanlı padişahları senede bir gün ülkesine gelen tüm yabancı sefirleri aynı anda ağırlamakta, merasim düzenlenmektedir. işte her sene bu merasimlerde sanki polonya hâlâ varmışçasına sıra bu devletin sefirini anmaya geldiğinde " lehistan sefiriiii! " diye bağırılır ve bir osmanlı askeri " lehistan sefiri yoldadır! " şeklinde bağırarak cevap verir.
    bu, osmanlı imparatorluğu'nun oradaki tüm yabancı sefirlere " biz hâlâ polonya'nın işgalini tanımıyoruz! " şeklinde bir notasıdır aslında.
    bu durum polonya'nın tekrar bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etmiştir.

    hatta yıllar önce avrupa birliği'ne üye ve üye olmaya çalışan ülkelerin topkapı sarayı'nda düzenlenen toplantısında polonya cumhurbaşkanı kürsüye çıkar çıkmaz ilk sözü " polonya elçisi geldi! " olmuştur.

    pek tabii bizim devlet erkânından kimse bu sözün ne anlama geldiğini anlamamıştır.

    lafa gelince hepsi osmanlı torunu...

  • wu wei, "non-doing", "hareketsizlik" demektir. hicbir sey yapmadan oturmak anlamina gelmez. hayatta hicbir seyi zorlamamak anlamindadir. taoizm de hicbir zaman efora yer yoktur. acikirsan yemegini yersin susarsan suyunu icersin yorgun olursan yatar uyursun yasadigin yer kirlenirse temizlersin. hersey etrafinla harmoni icinde dogal olmalidir. hicbir sey icin benliginle savasmaman gerekir.

    her ne kadar "ehehhe bende yaparim bunu noolcakki al pirilgılsı otur televizyonun karsisina butun gun mis gibi tao cu olurum gibi dusunceler olsada" asil olayi kendini ve iradeni tamamen bir disiplin altina soktuktan sonra kendini birakip o disiplinden hic sapmamak anlamindadir. gunumuz jargonunda "asla kasmamak" seklinde aciklanabilir. wing chun kung fu nun temeli bundadir. siz asla kendigilinizden bir savunma hareketi yapmaya calismazsiniz o hareket oluverir. tabii egitimsiz bir bedeni ayni duruma sokarsaniz ayni hareket gerceklesmez cunku arada egitim, aydinlanma ve disiplin gibi ufak(!) ayrintilar vardir. siz birakirsiniz bedeniniz girdigi disiplinin ve egitimin yolunda kendi yolunu cizer kendi hareketlerini yapar.

    wu wei bedensel olarak mesgul olmamaktir. bir suya tas atilirken orda cikan dalgalar gibi, duruma tepki vermektir.
    ayni konseptin zihinsel olani icin:
    (bkz: wu hsin)

  • bi gün tartıştık hatunla, çok sinirlendim, tam o an göz göze geldik telefonumla, karar verdim, çakıcam duvara. çok sinirliyim olm, çok artisim, kuzeyim adeta, gıli gıli salihim, rıza babayım, gecelerin yargıcıyım. lan sonra bi aklıma geldi daha ödenmemiş en az 7-8 taksidi var ibnetorun, baktım hatunun telefon eskilikten ölecek, kaptım kızın telefonunu fırlattım duvara, paramparça oldu lavuk. tamam çok havalı olmadı ama rahatladım acayip, yattım uyudum mışıl mışıl.

  • dünyanın aslında nasıl işlediği, çocukluk ve gençlik günlerinin uçup gittiği, insanların vahşi hayvanlar gibi hayatta kalabilmek için birbirini yediği, adeta sosyal bir darwinizmin dünya genelinde hakim olduğu gerçeğidir. ha birde lisedeyken kopya vermeyen, ödevleri sürekli hatırlatan tiplerin notlarını paylaşmayan, hatta bildikleri hiçbir şeyi paylaşmayan tiplere evrilerek bu seleksiyondan kurtuldukarı gerçeğidir.

  • ulan kemal sunal filmleri gibi aynı; 5-10 kere de izlesen sıkılmıyosun. adam resmen göğe yükselmiş

    edit: tekrar tekrar izleyince detaylar daha bir ortaya çıkıyor; uçuşa engel olmak isteyen dayılardan bir tanesinin elindeki çay bardağı ve uçuş gerçekleştirdiği anda bile o çay bardağından vazgeçmeyişi, sıkı sıkıya, hayata sarılırcasına sarılışı...