ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ölen herkesin organları zorunlu olarak alınsın
-
gücü yetenlerin donör avına çıkmasına neden olacak bir öneri gibi duruyor.
bir yerde kan veya doku örnegi veriyorsun, ertesi gün tesadüfi bir kazada hayatını kaybediyorsun. organlar da ihtiyaç sahibine gidiyor.
türkiye'nin en kebap üç mesleği
-
1. yetenek sizsiniz jüriliği
2. o ses türkiye jüriliği
3. alp kırşanlık
ali koç'un bindiği araba
-
adam kendi fabrikasında üretilen arabaya biniyor. benzinini kendi rafinerisinden gelen benzin ile dolduruyor. tam tersine zenginlikte çok farklı bir seviye görüyorum amk.
en çok özlenen websiteleri
-
(bkz: sozluk.sourtimes.org)
macar arşivindeki 19. yüzyıl istanbul fotoğrafları
-
macar arşivi istanbul'un 1860 yılı sonlarındaki halini yüksek çözünürlüklü olarak yayınlamış.
dikkat çeken bir fotoğraf var; galata kulesinde dalgalanan osmanlı bayrağı. 60 sene sonra indirilecek ve yerine ingiliz bayrağı çekilecekti. görsel
bu başlık vesilesi ile bu kadim şehri kurtaran atatürk'ü saygıyla anıyorum.
kaynak
edit: bazı fotoğrafların renklendirilmiş versiyonları da eklenmiştir. teşekkürler (bkz: wikus van der merwe)
1) galata kulesi
görsel
2) kız kulesi ( 50 kere restorasyon edildi, şu halinden eser yok)
görsel
renkli
3) dolmabahçe sarayı
görsel
renkli
4) ayasofya ( kapısının kemirilmemiş hali)
görsel
renkli
5) çemberlitaş
görsel
renkli
6) dikilitaş ( at meydanı, sultanahmet )
görsel
7) beyazıt yangın kulesi
görsel
renkli
8) galata kulesi'nden tophane ve boğaz manzarası
görsel
renkli
9) galata kulesi'nden bir manzara
görsel
renkli
10) galata kulesi'nden haliç ve süleymaniye manzarası
görsel
11) haliçte demirlenmiş osmanlı gemileri
görsel
renkli
12) şehzadebaşı camii
görsel
renkli
13) ayasofya içindeki ii. selim türbesi
görsel
14) rumeli hisarı
görsel
15) beyazıt yangın kulesi'nden eminönü ve karaköy
görsel
16) beyazıt yangın kulesi'nden süleymaniye, haliç ve kasımpaşa
görsel
17) galata kulesi'nden topkapı sarayı ve karaköy
görsel
18) sultanahmet camii ve yılanlı sütun
görsel
19) dolmabahçe sarayı ( uzaktan görünüm )
görsel
20) inşaa halinde olan kırım kilisesi
görsel
21) ayasofya'nın içinden ( talan edilmeden önceki hali)
görsel
görsel
görsel
görsel
renkli
renkli
22) i. mahmud çeşmesi, tophane
görsel
renkli
23) bayezid camii
görsel
24) beyazıt meydanı
görsel
25) anadolu hisarı
görsel
26) tekfur sarayı
görsel
27) galata köprüsü
görsel
renkli
28) unkapanı köprüsü
görsel
29) küçüksu kasrı
görsel
renkli
30) karacaahmet mezarlığı
görsel
31) aziziye camii, kağıthane
görsel
32) süleymaniye camii içinden
görsel
renkli
33) galata kulesi'nden boğaza bakış
görsel
34) bab-ü's selam, topkapı sarayı
görsel
35) galata kulesi'nden kasımpaşa semaları
görsel
36) sultanahmet çevresi
görsel
renkli
baraja 96 milyon plastik top atmak
-
los angeles belediyesi yapınca sözlük ahalisinin bilimsel bir sebebi vardır diye pek bulaşmadığı eylem. oysa aynısını misal istanbul büyükşehir belediyesi yapsaydı burada bilip bilmeden sallanır, milyon tane geyik dönerdi.
metal türleri
-
death metal
"sabah uyandım annemi doğradım, babamı doğradım, bakkala gittim bakkalı doğradım. mutluyum huzurluyum... "
doom metal
"sabah düşümde annemi doğradım, babamı doğradım, bakkala gittim bakkalı doğradım. bu yuzden bunalımdayım"
gothic metal
"sabah uyandim ne göreyim annem dogranmış, babam dogranmış, bakkala gittim o da dogranmış bu yuzden şüpheliyim karamsarım.."
black metal
"sabah uyanamadım. hala uyuyorum umarım annem, babam, bakkal doğranmıştır.
bu yuzden zevk alırım "
heavy metal
"sabah uyandım annemi babamı bakkalı kesmişler... kimin umrunda ben maiden dinleyip biramı içerim...uyku mu? salla, annem mi? amaan, babam mi? hic sevmezdim. bakkal mi? dukkanini da soymuşlarmi. "
power metal
"uyanmaz olaydim, annemi dogramislar, babami dogramislar, tavernayi dagitmislar, bu yuzden kını kılıcı alıp öç almaya gideyim... "
grindcore
"beorghborghbeeeeorghorghoerherrbog boggrehoooorroooo. bu yuzden boooorghooogr "
progressive metal:
"sabah uyandım annem ağlıyo, babam aldatmış. bakkala gittim meğer gerçek babammış. akşam uyandım hepsi rüyaymış, ama artık daha olgunum "
eczacılığın gereksiz bir meslek olması
-
açılın ben eczacıyım.
türkiye'de bir çok ilaç üretim firması var ve bunlarda eczacılar üretim yapıyor. üretim yapmıyorlar tezini hele bir geçin.
serbest eczanelere gelirsek. eczacı olmadan önce ben de sizin gibi düşünüyordum. evet yaptığımız şey ticaret. yalnız ben ticaretini yaptığı şey hakkında bu kadar bilgi sahibi olan ve bilgi sunan bir meslek görmedim memlekette. altı ay önce araba aldım, kendim internette araştırdım, karar verdim, küçük bi test sürüşü sonrası aldım. arabayı satan firmadan aldığım bilgiler şu: bu düğme radyoyu açar bu düğme klima falan. ulan 65 bin para verip aldığım mal ile ilgili adam bilgi verme aşamasında hepi topu 5 dk ayırdı bana. ben hastama 10 tl'ye ilaç verirken yüz çeşit soruya maruz kalıyorum. keşke dediğiniz gibi olsa ben de raftan ilacı alıp versem, ama öyle değil işte. hamileyim, çocuk emziriyorum, şekerim var, tansiyonum var, kolestrolüm var, araç kullanıyorum, içtikten sonra kabız, ishal oluyorum, iki tane birden atsam bişey olur mu, ilaç kilo yaptı vs. yüz çeşit soru. bakkaldan bisküvi alırken bunları soruyor musun?
yeri gelmişken bir konuya değinmek istiyorum. bakın kardeşim gözlem yapmak çok ciddi bir iştir ve herkes yapamaz, gözlem yeteneğiniz de yoksa yapmayın yahu başınıza silah mı dayıyorlar? yani eczacılığın icrası sizin anlattığınız gibiyse elbette haklısınız, ama gel gör ki değil işte yanlış gözlem yapmışsınız. tekrar ediyorum, 10 tl'lik ilaç için yarım saat konuştuğum oluyor insanlarla, madem bir boka yaramıyoruz o zaman ne diye yarım saat konuşuyoruz olum biz? siz cidden yanlış gözlem yapıyorsunuz. bu toplumun 50 yaş üstü bireyleri, çocuk sahibi kadınları, kronik hastalığı olan bireyleri ile her gün her saat muhattabız biz, bunu siz görmüyorsunuz diye bu böyle deme hakkını nereden nasıl hangi yetenekleri haiz olarak söylüyorsunuz? gece 10da başı ağrayan böbrek nakli olmuş hasta evde bulduğu ilacı kullanmak için beni arıyorsa ben nasıl gereksiz adam oluyorum? hangi bakkalı aramış bu hasta aldığı bulguru nasıl pilav yapacam diye veya hangi bim kasiyerini arayacak bu hasta? daha kritik durumlarda elbette doktoruna ulaşacak, ama günde beş nakil yapan doktoru baş ağrısı için o saatte rahatsız edebilir mi? keşke memlekette saat gibi çalışan bir sağlık sistemi olsaydı, o doktorun günde bir-iki ameliyat yapacağı yoğunluğu olsaydı. zehir gibi kalifiye elemanlarımız olsaydı da beni aramasaydı, ama yok arıyor işte napıcaz, yüzüne mi kapatayım, ne halin varsa gör mü diyeyim? keşke o ütopik sistem olsa da biz de daha güzel bir şekilde konumlandırılsak sağlık isteminin içinde, ama yok işte napalım, bim kasiyerine mi bırakalım mesleği?
bir de eczacılığı majistral ilaç (eczacılar yaptığı el yapımı ilaçlar) üzerinden değerlendirenler var. bakın işte gözlem gücünüz kötü olmasa saldırı silahınız majistral ilaç olmazdı. dünyanın en kolay işi majistral ilaç yapmak. iki merhemle bir tozu karıştırıyoruz, ironi değil majistral dediğin bu. oran orantı bilen ve eline aldığı tokmağı dairesel olarak dönderebilen her insan bunu yapabilir. majistral ilaç yapan bir eczacıyım, yaptığım her ilaç bana maddi zarar veriyor. yani yapmayan eczacı bilmediğinden değil zarardan kaçmak için yapmıyor anladın mı?
mühendisler; hanginiz icat yaptınız? neden aldığım araba ithal mal? ne lan bu cari açık?
avukatlar, hakimler, savcılar; mesleğinizi bu kadar iyi icra ediyorsunuz da neden insanlar adalet sistemimizin eline düşmektense ölmeyi tercih ediyor?
doktorlar; ne bu hastanelerin hali?
öğretmenler; merhaba eğitim sistemimiz nasıl?
siyasiler; :)