ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ayşenur balcı'nın periscope'ta soyunması
-
(bkz: ayşenur balcı kim birader)
medeniyetsizlik göstergesi küçük detaylar
-
(bkz: pazarlık yapmaya utanma)
kışın güneş gözlüğü takmak
-
çevremdeki her dört insandan beşinin garipsediği, benimse garipsenmesini garipsediğim davranış. güneş gözlüğünün hava sıcaklığıyla ne tür bir ilişkisi olduğuna dair sağlam bir argümanla gelebilenini de görmedim.
güneş gözlüğünün kışın gözü rüzgardan ve rüzgarla göze kaçabilecek parçacıklardan koruduğu ve gözün kışın da çevredeki ışıktan rahatsız olabileceği gibi dünyanın en basit gerçeğini geçiyorum. (ayrıca hafif bulutlu bir havada her yönden ve her yerden gelen sinir bozucu beyaz ışığın tamamen açık havada tek bir kaynaktan ve tek bir yönden gelen sarı güneş ışığından çok daha rahatsız edici olduğunu da unutmayalım)
"kışın neden güneş gözlüğü takıyorsun?" sorusu, "yazın neden ayakkabı giyiyorsun?" sorusundan farksız bence. istesek yalınayak gezebiliriz yazın, ayağımız üşümez, buna rağmen yazın hala ayağımıza bir şey geçiriyorsak başka bir işlevi olsa gerek, değil mi?
onu da geçtim, güneş gözlüğü takmak kendimi rahat hissetmemi sağlıyor olabilir, kime nedir? tanınmak ve sohbet içine çekilmek istemiyor olabilirim, gözlerim hassas olabilir, saatlerce gözümü kısa kısa dolaşmak istemiyor olabilirim. ışıktan korunmamı gerektiren bir rahatsızlığım olabilir. gözümün şişliğini saklamak istiyor olabilirim, gözlerimin kırışmaması gibi bi derdim olabilir falan filan. ya da bazısının saat takmayı sevdiği gibi güneş gözlüğü takmak öylesine hoşuma gidiyor olabilir.
hepsini geçtim, hiçbir işlevi olmadığı halde sadece cool görünmek için takıyor olsam ne yazar? bunun nesi kötü? sanırsın kimsenin cool görünme kaygısı yok, bi güneş gözlüklüler dert etmiş bunu. iki dakka dürüst olalım.
özet: güneş gözlüğü süper bir şeydir ve yaz kış takma özgürlüğüm için canımı vermeye hazırım. hırsımdan şu an evde de takıyorum.
akp'nin yapacağı cern deneyi
-
deney ihalesini cengiz inşaat-albayraklar ortak girişimi alırdı.
deneyin yapılacağı bina ormanın ortasına yapılırdı. çevresi imara açılır villalarla dolardı.
çapulcu oldukları gerekçesi ile odtülüler çalıştırılmazdı.
ve en önemlisi; deney sonucuna halk sandıkta karar verirdi.
evli bir kadının forumda sorduğu korkunç soru
-
aslında bunun kaynağı bence aileler. kızınızın zihinsel engeli varsa neden evlenip çocuk yapmasına müsaade ediyorsunuz?
türkiye'nin en edepsiz insanı
-
edepten bahsetmeye bayılır.
16 mart 2020 umrecilerin kaçma girişimi
-
geçen hafta birisi:
“önümüzdeki 500 yıl boyunca kesinlikle yaşanmayacak bir olay söyle” dese,
“öğrenci yurdunda karantinaya alınmış yaşlı umrecilerin yurttan kaçmak için polisle çatışması” diye yanıtlardım.
kaynak: twitter @erdemaksakal
en tatlı siyahi kız tipi
26.06.1982 sabah saat 11'de doğmuş efsane nesil
19 aralık 2018 istanbul havalimanını su basması
-
o kadar su topluyorsa baraj yapalım.
uzunları yakmış araca uzunları yakarak ders vermek
-
karşıda araç varken yakmayı normal karşılayanların olduğunu da gördük. adam bir de utanmadan rahatsız olanlara düşük iq demiş. sanırım şoför olan herkes kimin düşük iqlu olduğunu tahmin eder.
3d baskılı silah
-
bireysel silahlanma taraftarları arasında giderek daha popüler hâle gelecek olan silahtır. open source olarak paylaşılan blueprintlerle büyük kitlelerin bu işe girmesinin öncülü olan silah, 2013 yapımı liberator'dır.
bu silahların nasıl yapıldığı ve ne kadar güvenli olduğu ise kullanılan 3d printer tipine, metoduna göre değişiklik gösterecektir zira baskı metodu değiştiğinde materyaller de değişir.
baskı yöntemleri kendi içlerinde pek çok alt gruplara ayrılsalar da genel 3d printing klasifikasyonda 3 temel gruptan söz edebiliriz: reçine bazlı, ekstrüzyon bazlı veya toz bazlı. örnek olarak stereolitografi (sla) dediğimiz, 80'lere dayanan teknik reçine bazlıdır. lakin konu daha çok silahlar olduğu için, başlıca sık kullanılan yöntemlerin fdm(fused deposition modelling) ve dmls (direkt metall laser schmelzen) olduğunu söyleyebiliriz.
fdm ucuz olduğu için çok tercih edilse de, termoplastikleri kullandığı için bir silahın tamamını fdm'den print edilen parçalarla yapmak en optimal seçenek olmayabilir. fdm'de kullanılan popüler termoplastikler ise polilaktik asit ve akrilonitril bütadien stirendir.
akrilonitril bütadien stiren polilaktik asitten daha güçlü bir materyal olduğundan ötürü zorlayıcı bir kuvvet altında polilaktik asidin yamulma olasılığına karşı akrilonitril bütadien stirenin çatlama olasılığının olduğu düşünülebilir.
"millet niye dmls kullanıp metalle çalışmıyor o zaman?" diye soracak olursanız da bu sorunun yanıtı dlms'in veya ebm gibi alternatifi olabilecek tekniklerin pahalılığıdır. bu ciddi sermaye sorununu çözseniz, printerları bir şekilde elde etseniz bile metal tozların saklanacağı yerlerin özel olması, havayla mümkün olduğunca temas etmemesi gerekir. yani parayla arası iyi ancak kimyayla arası kötü biriyseniz de bu iş fecaat ile sonuçlanabilir.
bu yüzden tamamen termoplastik kullanmak istemeyenler de genellikle sağlam silah üretebilmek adına hibrit silah üretimine yönelirler. mesela çerçeve kısmını termoplastikle print ederler, namlu gibi bazı parçaları da dışarıdan temin ederek birleştirirler. böylece nur topu gibi bir ghost gunları olur.
silahları üretmek için gereken blueprintler ise her ne kadar devletler tarafından yasaklanmaya çalışılsa da internete önüne geçilemeyecek kadar yayılmış görünüyor, bu saatten sonra o iş biraz zor.
* * *
ps: "ben böyle işlerle uğraşmayı sevmem." diyenler için: (bkz: silah alırken dikkat edilecek hususlar/@highpriestess)
yaran fıkralar
-
amerika'da yasayan bir cocugun istedigi bir oyuncagi alabilmesi icin 100 dolara ihtiyaci olur. bu 100 dolara sahip olabilmek için günlerce, gecelerce dua eder. sonunda, sahip olamayinca da tanriya mektup yazmaya karar verir. amerikan posta idaresi, üstünde yazili adres olarak sadece "tanri, abd" olan mektubu baskana vermeye karar verir.
baskan mektubu alinca cok hoslanir, cok duygulanir fakat 100 dolarin kücük bir cocuk icin fazla oldugunu düsündügü için; 100 dolar yerine 5 dolar koyar. cocuk gercekten de 5 dolara sahip olmakla tatmin olur ve tanrıya tesekkür mektubu yazmaya koyulur:
- sevgili tanrim, parayi yolladigin için tesekkürler. ama mektubu beyaz saray üzerinden yollamissin ve tabii her zamanki gibi oradaki ibne de 95 dolarini kesip silah almis olmali. bana 5 dolar ulasti. yine de tesekkürler.