hesabın var mı? giriş yap

  • eski türkçede yanmak (geri dönmek, tekrar etmek) diye bir fiil vardı. bunun alev almak olan yanmakla ses benzerliği hâriç bir ilişkisi yoktur.

    bu kökten türeyen yankı, (sesin geri dönmesi), yansıma (ışığın geri dönmesi), yanıt (verilen soruya cevap vermek, dönüt), yeni (geri dönen tekrar eden örneğin: yeni ay yani tekrar görünen geri dönen ay) türemiştir.

    yunus emre: "ben yürürüm yane yane." derken belki de yanarak aramak değil de döne döne aramak, her yere bakmak demek istemiştir.

    edit: kaynak, nişanyan sözlük

  • dünyanın en iyi son vuruşçularından biri, 90+3 kaleci ile karşı karşıya takımını o kadar önemsiyor ki şampiyonlar ligi kariyerine bir gol daha yazmaktansa takımının galibiyetini garantilemek için vurmayıp pas veriyor, takım arkadaşı boş kaleye golü atıyor ve galibiyet geliyor.

    şu pozisyonda kerem, barış, yunus kimi getirirsen getir kaleye vururdu ve %90 kaçırırdı. umarım dünya yıldızı olabilmenin, orada o pası verebilmek olduğunu anlayacak zekaya sahiptirler ve kendilerine örnek olur.

  • sokak kedilerinden insana salgın hastalık geçeceğini sanan cahillerin üşüştüğü başlık.

    kedilerden insana geçen en yaygın olarak iki hastalık vardır: birincisi kuduz, ikincisi kedi tırmığı hastalığı. fakat kediler kuduz taşıyıcısı olamazlar, ancak kuduz bir orman hayvanı tarafından ısırılıp, hayatta kalırlarsa kuduzu bulaştırabilecekleri birkaç günlük kısa bir aralık vardır. son yıllarda veteriner müdürlüklerinin köpekleri aşılaması ve ormanların da şehirlerden uzaklaşması sayesinde kuduz hastalığı kırsal bölgeler hariç ortadan kalkmış gibi. ikinci hastalık olan kedi tırmığı hastalığı ise basit bir bakteri hastalığıdır, çoğu kimse farkında bile olmadan atlatır, nadiren antibiyotik gerekebilir ama bağışıklığı normal biri için gripten daha tehlikesizdir. ve en önemlisi, bu hastalıklar havadan uçarak geçmez insana, ancak derinizin çizilmesi durumunda geçer.

    kısacası, yanınızda oturan insandan hastalık kapma ihtimaliniz kediden kapma ihtimalinizle kıyaslanamayacak kadar yüksektir. "ama parazit" dediğinizi duyar gibiyim (ayrıntılı liste aşağıda), kediye elinizi sürdükten sonra o elle yemek yiyorsanız bu sizin hatanız. kaldı ki o paraziti kötü yıkanmış sebze-meyveden veya piknikte topraktan esen rüzgardan bile kapabilirsiniz. ama tabii yine de inanmak istediğinize inanacaksınız.

    marketlerde kedinin yiyecek üzerinde gezmesi ise, evet, kabul edilemez.

    öte yandan, tüm bakımsızlığına rağmen istanbul'da sokaklarda, metrolarda, otoparklarda, çimenliklerde ve marketlerde geceleri fare sürüleri akmıyorsa bunu sokaktaki kedi nüfusuna borçluyuz. zira cahilce inanışın aksine siz kediyi tıka basa yaş mama ile de besleseniz, hayatında açlık görmemiş bile olsa, kedi hala yarı vahşi bir avcıdır ve bu içgüdüsünü karşılamak için avlanır. bu konuda bbc'nin bir belgeseli var, hani inanmak değil de bilmek istiyorsanız izleyebilirsiniz.

    gelen liste üzerine ayrıntılı edit:

    - lyme kediden insana geçmez (google it), keneden geçer.
    - salmonella'nın en yaygın kaynağı tavuk ve yumurta olmakla birlikte kedinin kakasından bulaşabilir. yine dediğim gibi kediye dokunduktan sonra elini yıkamayan suçludur.
    - kedilerdeki giardiasis suşu insanlardan farklıdır, geçiş ihtimali sağlıklı insanda çok düşüktür.
    - leptospirosis yine havadan geçmez, kedi çişi ile temasta geçer. yalnız kedi çişinin suya bulaşması risklidir, tüm diğer çişler gibi. neyse ki kedi çişini farelerin aksine toprağa yapmayı tercih eder, zira leptospirosis fare çişinden de bulaşır.
    - uyuz parazit, saçkıran mantar hastalığıdır, elinizi yıkayınız. spor salonunda başkasının havlusunu kullanmayınız.
    - toxo havadan bile geçer, piknikte de kaparsınız, salatadan da, iyi pişmemiş etten de. toxo'yu kedi parazitine indirgemek belki de toplumsal farkındalığı düşürüyor. kediyle temas etmeyen kendini korunmuş sanıyor.

    sonuç olarak, doğanın içinde yaşıyoruz ve steril bir ortamda yaşamak sandığınız kadar sağlıklı değil. kediyi denklemden çıkarısanız fare çişi ile sorununuz daha fazla olacaktır. ama açık yiyecek de hiçbir hayvanla temas etmemelidir.

  • sevgiliye gönderilen mesajın bir iki saniye sonrasında, zııırrrr... cep telefonu çalar. baba aramaktadır.

    -alo kizim,
    - aaaa.. babacim nasilsin?
    - ben iyiyimde, sen iyimisin?
    - evet iyiyim, biraz ateşim var sadece, üşüttüm heralde.
    - belli ateşinin olduğu.
    - nasıl yani, sesimdenmi anladın?
    - hayır gönderdiğin mesajdan anladım...
    - anlamadım, ne mesajı baba?
    - az önce gönderdiğin, "seni çok özledim, suanda keşke yanımda olsaydın, sabaha kadar öpüşürdük" mesajı.
    - neeeeeeeeee.....
    - yaaaaa....
    - şey, ben, eeeee... aaa baba kapı çalıyo galiba, şey ben seni sonra ararım...
    - yok yok gerek yok, ben geliyorum zaten şimdi....

  • bir kaç gün önce, mesaj atmayı öğrenmeye çalışan babamdan gelen ve bir kaç dakika hareketsiz durup uzaklara dalmama neden olan mesaj şöyledir.

    " kizim, ben baban.
    bu bir mesajdir.
    cevap yazma.
    istersen yaz. "

  • saldırganı, sınırdışı edilip türkiye'ye gelir burada hırsızlarla ve hırsızlardan rahatsız olmayanlarla koyun koyuna yaşar gider sorun yok. o tekmeleri de burada sallarlar belki ona. yakışır bu ülkeye.