hesabın var mı? giriş yap

  • kurbanına çektirdiği acının misli misli fazlasını çekerek ölmesi gereken bir caninin zehirli iğneyle idam edilmesi olayı.

    bu cani katil, 2004 yılında hamile kurbanıyla internette bir terrier köpek sayfası üzerinden tanışıyor, biraz sohbet ettikten sonra kurbanının 8 aylık hamile olduğunu öğreniyor ve sohbeti derinleştirmek adına kendisinin de hamile olduğu yalanını söyleyip kurbanıyla samimiyet kuruyor. sonrasında kurbanının yeni doğan yavru köpeklerinden birini almak üzere kurbanının evine gidiyor, zor kullanarak etkisiz hale getiriyor. bağladıktan sonra kadının karnından bebeği alıyor. kurbanını boğarak öldürdüğü yazılmışsa da zavallı kadının bebek alınırken hala canlı olduğu ve kanamadan öldüğü sonradan ortaya çıkmış. cinayet sonrası sohbet geçmişi ve ip adresinden iz süren polis bu caniyi evinde bebekle yakalıyor. bebeği kurtarıyorlar neyse ki.

    katilin kötü bir çocukluk yaşadığı ve travmatik çocukluk geçmişi yüzünden bu hale geldiği; bu durumda birinin idamının insanlık ayıbı olduğunu söylemiş avukatı. keşke bunları o zavallı kadının sevdiklerinin gözleri içine bakıp da söyleyebilse.

  • sn. cumhurbaşkanımızı dilimize sahip çıktığı için destekliyoruz. sırada türkçe ezan var biiznillah.

  • insanların bel bölgesine diz sokmaktır. dalga geçmiyorum. minibüs, servis gibi araçlarda, sırtınızda iki adet diz hissediyorsanız mesela, 'önde insan oturuyor' algısına sahip olmayan bir anadolu çomarı arkanızda oturuyordur.

  • mansur yavaş ankara'ya hizmet edecek, uzun da herşeyin karar vericisi, iyi geçinmek zorunda.

    en azından denemek zorunda.

    uzunla kapışarak istediklerini yapması zor.

    adamın derdi hizmet! kesin şu gizli akp'li mi geyiklerini de bırakın adam işini yapsın.

  • bir haftadır yaptığım şey.

    600 liraya bisiklet aldım. ramazanda bisikletle gelemeyeceğimi var sayıyorum. havalar iyiyken binsem; 2 ay ramazandan önce 2 ay bayramdan sonra, 4 ay binerim toplamda. aylık benzin masrafım 250 tl civarı. bunun yarısı işe geliş gidiş. 125*4=500 tl. al sana bisikletin parası. bedavaya geldi. evden işe 10-15 dakikada gidiyorum. hem de spor yapıyorum. iş çıkışı da çarşıya pazara kullanıyorum. giremediğim sokak, ters yol yok. baktım kırmızı yanıyor araçlara, iniyorum bisikletten, elime alıyorum bisikleti, oluyorum yaya. geçiyorum yayaya yeşil yanan yerde.

    bisiklet güzel bir şey.

    çok soran olmuş: yaz saati uygulamasıyla serbest kıyafet, kış saatiyle takım elbise. o yüzden rahatım :)

    güncelleme: takım elbise uygulaması komple kaldırıldı. kot&gömlek devam...

  • 10 yıl karate, 8 yıl boks, 3 yıl okul öncesi öğretmenliği yaptım; milletvekili tanıdığı olan herkesi döver.

  • belki de başkası yazmıştır aramaya üşendim. biraz aradım bulamadım. ama böyle bir hadise var. tüm reklam görsellerinde saatleri aşağı yukarı 10'u 10 geçeye ayarlıyorlar. bilemedin 10'u 8 geçe olsun. fakat hiç saat 18:00'i gösteren reklam görmedim. çünkü 10'u 10 geçe olunca simetrik oluyormuş. üstelik gülen surata benziyormuş, bilinçaltında daha pozitif etki yaratıyormuş bakan insanda. ben ilk duyduğumda ha sittirin lan olur mu öyle geyik demiştim. fakat sonra baktım ki durum böyle.

    bak şimdi mesela

    bu

    veya bu

    ya da şu şekil

    eski reklam

    yeni reklam

    bu da kanıtı

    cartier

    niye böyle

    niye her reklam böyle?

    sizin yapacağınız ayarı skim.

    citizen de böyleymiş.

    şopar

    eskiden 8:20'ye ayarlıyorlarmış o da aslında 10'u 10 geçenin yatay eksene göre ters simetriği gibi. fakat orada akrep ve yelkovan aşağıya baktığı için sanki insanı da böyle daha çok demotive eden bir yönü var gibi diye bu standarda geçmişler. saatlerin çoğunun markası tepede olunca, saati 10'u 10 geçeye ayarladığımız zaman markayı çerçeveye almış gibi oluyor o açıdan bu durum zamanla endüstri standardına dönüşmüş. saatler için reklam sektörünün yazılmamış bir kuralı haline gelmiş bir durum.

    1920'li 1930'lu yıllarda saat 8:19 veya 8:20 de kullanılıyor dediler ama üşenmedim baktım, orada da durum pek farklı değil.