ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar
-
birilerinin çıkıp "yüksek hızlı trenler" diye böbürlendiği günlerde, pamukova'da 40 kişinin ölümüne neden olan trendeydim.
kesik kollar gördüm, vücutlardan ayrılmış bacaklar, çaresiz bakışlar gördüm.
devrilmiş vagonlar, korkudan çıldırmış kadınlar, çocuklarına sahip çıkmaya çalışan babalar gördüm.
hiç tanımadığı birinin yarasına, elleriyle tampon yapmaya çalışan, kanlar içinde kalan yürekler gördüm.
minik bakışlar gördüm, korkudan ne olduğunu anlamaya çalışan.
ölümün ve sorumsuzluğun "yüksek hızla ulaştığı" yerdeydim. o ölümlerin nasıl ört bas edildiğini gördüm.
rıza kocaoğlu'nun galatasaray başkanını trollemesi
-
yaptigi sey alenen terbiyesizliktir.
berkay'a görülmemiş büyüklükte bir dava açacağım
-
avukat olarak meltem sabire banko’yu tavsiye ederim kendisine. böyle büyük davaya böyle avukat yakışır.
cin gibi
albert camus
-
"prensiplerine bağlı kalmayı, mutluluğa yeğleyenler, kendilerini şartladıkları koşullar dışında mutlu olmayı da reddederler. eğer kazara mutlu olurlarsa, elleri ayakları dolanır, mutsuzluktan mahrum kaldıkları için mutsuz olurlar."
hırsız var tişörtü giyiyoruz kampanyası
-
tişörtünü 22$ a satanların ayrı bir hırsız olduğu kampanya
a 101
-
şekerpare aldım 1,50 tl'ye.
sudan ucuz lan. kasadaki eleman mutlaka tavuk göğsü deneyin dedi. hem kampanya var çifti 2 tl dedi.
hemen kasanın yanında duran tatlıyı uzattı bana.
ben de bıraktım şekerpareyi, yerine tavuk göğsü aldım.
evde yerken tadında bi gariplik hissettim.
tarihine baktım, yarın son günü. ulan dedim bi çakalllık var bu işte.
daha sonra bir gün (kurnazlık yapacam burda) markete gittim yine.
elimde tavuk göğsü son kullanma tarihine 2 gün var.
alıp kasaya gittim(zaten ortalıkta genelde kasiyerden başka kimse görünmüyor bu marketlerde)
dedim;
"bunun tarihi çok yaklaşmış ama kararsız kaldım alsam mı?"
"abi sütlü tatlıları tarihi yaklaşmışsa alma, tavsiye etmem" demesinmi adam.
ulan zübük sen satmaya uğraşmadın mı geçenlerde 1 gün kalmış tatlıyı.
ince hilelerle çakallıklarını çözdüğüm markettir.
haklı fırça atmanın gururuyla, emin adımlarla uzaklaştım mekandan.
edit: ulan ticari itibar zedelemiş olmayayım sakın şu günlerde çok tehlikeli.
adliye diyalogları
-
olay izmirde bir ceza mahkemesinde cereyan etmiştir.
hakaret davasında tanık dinlenmektedir :
tanık :" efendim,benim duyduğum .....bey anasının .mına ..." derken sanık itiraz eder,şahid susar.hakim sanığa susmasını,tanığın sözünü kesmemesini ihtar eder.sonra kâtibe döner ;" nerde kalmıştık ? "
kâtip cin gibi bir kız,vurgulu bir şekilde : " ananın .mında" deyince,hakim de eski hakimlerden yutmaz bu lafı ve : "iyi o zaman
ananın .mından devam et..."
reina'daki mesaj kraliçe elizabeth'eydi
-
"reina ispanyolca'da kralice demek o nedenle mesaj ingiltere kralicesineydi."
yani kimsenin isine karismak gibi olmasin ama ingiltere kralicesine mesaj gondermek isteyen neden bunu turkiye'de ispanyolca kodlu bir sekilde yapsin ki? bir de ispanyol kralicesinin basi kel mi? onun elizabeth'den nesi eksik?
bu mantiga gore bir sonraki hedef queen grubunun uyeleri olacak diye dusunuyorum, freddie oldu de kurtuldu, brian may kendisini korusun bari.
cok fantastik bir ulkeyiz gercekten, boyleleri bir de ulusal gazetelerin genel yayin yonetmeni oluyorlar.