hesabın var mı? giriş yap

  • halbuki "merhaba" da "asker" de arapça kökenli birer türkçe kelime ama sandaletle yampiri yampiri yürüyen ve türk devleti'ni hiçe saydığını kaşıkçı cinayetinde de gördüğümüz bir bedevi olduğunu gözümüze sokmak için diplomatik nezaket içinde bir "merhaba asker" deyip lazım olmayan diğer selamını sona iliştiremiyor.

    bakın arap kibri ve kini ne fransızda ne ingilizde var. adamların türk düşmanlığı ermeni ve yunanların türk düşmanlığından az değil.

  • sol ayakla gaza sağ ayakla frene basılarak yapılıyorsa ustalık göstergesidir.

  • 21 nisan 1980'de boston maratonu'nun kadınlar kategorisinde 2:31:56'lık derece yapan kübalı atlet.

    bu derecesiyle boston maratonu'nun en iyi kadınlar derecesini yapmış, aynı zamanda tüm maratonlar dalında en iyi 3. derece olarak tarihe geçmiştir. buraya kadar çok ilginç bir şey yok; asıl olay bundan sonra başlıyor.

    rekorlardan sonra rosie ruiz'den şüphelenmeye başlanıyor ve yarış gözlemcileri, ruiz'in diğer yarışmacılar gibi terlemediğini ve nefes nefese kalmadığını fark ediyorlar. daha sonra yapılan stres testi sonucu da 76 çıkınca iyice şüpheler artıyor çünkü normal bir kadın sporcuda bu rakam ortalama 50.

    bunlara ek olarak ruis'in yaptığı 2.31.56'lık derece, onun 6 ay önce new york maratonu'ndaki derecesinden tam 25 dakika daha iyi bir derece. bu da kendisi üzerindeki şüpheleri iyice artırıyor.

    tüm bu şüphelerin ardından birçok görgü tanığının da ifadesi alınıyor ve sonuç olarak rosie ruiz'in finish çizgisine yarım mil kala bir metro istasyonundan çıkıp yarışı bitirdiği ortaya çıkıyor.

    bunun üzerine boston maratonu yetkilileri kendisini diskalifiye ediyorlar.

  • 9 radar cezası ile gelemez.
    minimum 15 puandan, 135 puan eder ki 100 de ehliyet gidiyor. o gelen baska biridir.

    kimi yiyonuz ulan?

  • 1973'te müzik tarihimizin en ikonik kapaklarından biriyle basılan mustafa özkent albümü. bu albüm, halkın bildiği şarkıların o döneme göre uçuk kaçık yorumlarını barındırmaktadır ve müzik tarihimizde özel bir yere sahiptir.

    kapağın görseli burada

    ilgili plağın bana göre en özel parçası olan üsküdar'ın kaydı da şurada: dinleyelim

    albümün yapımcısı ali avaz, mustafa özkent'e der ki: bizim gençler hep yabancı müzikle dans ediyorlar. öyle bir şey yap ki; hem bizden olsun hem de herkes dans etsin... akabinde zamanın çok ötesinde bir sanat anlayışına sahip olan mustafa özkent, orkestrasını toplayıp 1973 yılında bu deneysel sayılacak funk/soul/folk albümü hazırlar.

    bu albüm kapağının hikayesini de şöyle anlatıyor mustafa özkent: "bu resim aslında bir kartpostaldı. ali avaz paris'teyken bu kartpostalı bir mağazada görmüş. bana geldi, "kapağa bunu basalım mı" diye sordu. ben de basalım dedim. ben nasılsa kapaktakinden daha yakışıklıyım, benim için sorun olmaz, dedim."

    bu sayede türk müziğinin en ilginç albümlerinden ve en ilginç plak kapaklarından biri bizimle buluşmuş oldu. tüm bunlara ek olarak bu plak, türkiye'de stereo kayıt yapılan ilk plaklardan biridir. ülkemizde kıymeti neredeyse unutulmuşken 2006'da ingiltere'de cd olarak yeniden basılmasıyla adeta yeniden patladı. mustafa özkent kanada'dan, abd'den ve avrupa ülkelerinden konser teklifleri almasına rağmen birçoğuna gidemedi ve bize şöyle anlattı: "bir defa o eski ekip artık yok, o grup yok, başkaları olsa bile ben çok meşgulüm, artık uğraşamam. mesela belçika'dan gelen teklifi kabul ettim çünkü onlar sadece gitarını alıp geleceksin dediler. geri kalan her şeyi kendileri provalar yapıp hazırlamışlar, beni böyle ikna ettiler."

    mustafa özkent, geç de olsa yeniden keşfedildiği ve gençlere tekrar dokunabildiği için çok mutlu. onu internette rahatça bulabilirsiniz. bir albüm imzalatmak istediğinizde geri çevirmez, vakti varsa sizinle samimiyetle sohbet eder. kıymeti bilinmesi gereken bir müzisyen, kendisine mutlu bir ömür diliyorum.

    son olarak: şurada bolca müzikten bahsediyorum dostlar, ticari bir olayı yok, zaten takip edenler de sırf bizden. bilmeyenler de buyursun derim.

  • +beş sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz
    -yatakta görüyorum kendimi, koynumda siz de varsınız. iki tane tosunumuz olmuş, tarkan ve hakan... bir tane de kız istiyorum diyorsunuz kulağıma, takatim kalmadı diyorum, mırıldanıyoruz, pelin için çalışıyoruz...