hesabın var mı? giriş yap

  • fifa yükledikten sonra oyunu açarken klavyeyi sağa sola kaydırmayı akıl edemeyerek 2 hafta boyunca bilgisayarın yaptığı maçları izlemek.

  • imparatorluk türkiyesi(osmanlı ülkesi) döneminde doğu karadeniz bölgesini ifade eden coğrafi deyim ve osmanlı sancağı(ya da eyaleti) idi.siyasal bir anlamı yoktu.ayrı bir devlet ya da ayrı bir prenslik falan değildi.yeni ve modern türkiye'de,lazistan adının tıpkı kürdistan gibi ayrı bir siyasi birliği ifade eder hale gelmesinden çekinen cumhuriyet yönetimi etnik takılarla oluşturulmuş,imparatorluk döneminden kalma tüm eski yer ve bölge adlarını resmi kullanımdan çıkardı.lazistan yerine doğu karadeniz bölgesi ve doğu karadeniz vilayetleri dendi.

  • edit: günlerce mesaj atan, kendi hikayesini paylaşan ve bizimle üzülen çok kişi oldu, herkese çok teşekkürler. ve buraya yazmak, sesimizi duyurmak işe yaradı, çünkü bugün itibariyle bir davamız var.

    ----

    benim var. hem de onu son görüşümden 3 gün sonrasına ait. ve ben adaleti artık burada arıyorum. savcı dosyayı her an kapatabilir. dosyanın kapanmaması için sesimizin yükselmesine destek olur musunuz?

    https://twitter.com/…tatus/1372986211019722760?s=20

    babam 29 temmuz 2020 tarihinde, kuşadası’ndaki yazlığımızdan alışveriş yapmak için bisikletiyle markete gitti. kuşadası nazilli pazarı yanı migros otoparkında ise 20 yaşında, 6 aylık ehliyeti olan, otoparka hızla giren kişinin çarpması sonucunda beyin kanaması geçirdi.

    5 ağustos’ta beyin ölümü gerçekleşti, 10 ağustos’ta ise kaybettik.

    ölümü ecelle değil, insan eliyle oldu.

    kazadan sonra polis tutanak tutmuş, sanığın sadece ifadesini almış ve babam ağır yaralı olduğu halde direkt serbest bırakmış. ayrıca, tuttukları tutanak kendi içinde aşırı derecede çelişiyor. bir yerde bisikletli arabanın önüne çarptı diyor, başka yerde arkaya, bazen sol ön tampon, bazen sol yolcu kapısı. babamın çarpışmanın etkisiyle nereye düştüğünü yazan yok, arabanın krokisi yok, ufacık bir kaza sonrasında bile arabanın fotoğrafını çektiren polis, çarpan arabanın fotoğrafını çekmemiş, tutanaklarda sanığın ifadesi dışında hiçbir şey yok. kazadan sonra polise gittiğimizde bize “zaten bu ülkede taksirle adam yaralamanın cezası ne kadar ki, çok da üstüne düşmeyin” demişliği var ama.

    arife günü (30.07.2020) ve bayramın ilk gününü (31.07.2020) kuşadası adliyesi’nde geçirirken biz, nöbetçi savcıyı dahi göremedik. ilk iş gününde, yani kazadan 6 gün sonra bir avukat bulduk ve vekalet verdik. zaten vekalet verdikten 3 gün sonra da babamı kaybettik. ölüm çok acı ancak ölümün başka bir insanın eliyle olması daha da acı. çarpan kişi bize ulaşmadı, hastaneye gelmedi, merak etmedi, sormadı, aramadı bile; yani pişmanlık göstermedi bile.

    avukat tuttuktan sonra dosyamıza bakan savcının atanmasını bekledik. ancak 1 eylül’de olur dediler, yani adli tatilden sonra. adli tatil de bitti ama bizim savcımız hala atanmadı. avukatımızı değiştirdik, daha deneyimli birini bulduk. yeni avukatımız fark ettti ki bizim dosyamız daha jandarmadaydı. dosyanın yerini tespit edip savcılık’a göndertmek yaklaşık 3-4 hafta sürdü, çünkü jandarma babamı hala yaralı sanıyor, ifadesini almayı bekliyordu. bu süreçte fark ettik ki, polis bizim ifademizi bile almamıştı, biz sanıktan şikayetçi bile olmamıştık, çünkü kimse bizi yönlendirmemişti.

    dosyamız savcılığa gittikten sonra avukatımız dosyayı inceleme imkanı buldu, ama içinde tutanak dışında hiçbir şey yoktu. arabanın fotoğrafı yoktu, mobese görüntüleri yoktu, hiçbir şey yoktu. ama neyse ki biz mobese kaydına ulaşmıştık ve olayın nasıl olduğunu gördük. kuşadası polisi görgü tanığı da bulmadı, o kadar kalabalık yerde kimseye ulaşamadı. atanan savcı tekrar görgü tanığı bulunmasını istedi, dosyayı tekrar polise gönderdi ama tabii ki olaydan 3-4 ay sonra görgü tanığı yoktu ve bulunamadı.

    olaydan tam 8 ay sonra, 18 mart 2021 tarihinde trafik ihtisas dairesi’nden bilirkişi raporunu aldık. bilirkişi raporu sanığın kusursuz olduğuna ve babamın yüzde yüz suçlu olduğuna kanaat getirdi. oysa sanık videoda göründüğü gibi ana yoldaki araçlardan daha hızlı gidiyor, karşılaştırıldığında ise bu açıkça görülebiliyor. otoparkta hız yapıyor, otoparka girerken hızdan dolayı arabanın arkası patinaj yapıyor. ve rapora göre, sanık suçsuz…

    avukatımız hemen bu rapora itiraz etti ama artık umudumuz yok. savcı dosyayı kapatabilir. tek istediğimiz şey adalet. tek istediğimiz şey mevcut bilirkişi raporunun incelenmesi ve yeni bir bilirkişi raporu. ben her sabah telefonumdaki babamın öldüğü videoya uyanıyorum. 29 temmuzdan beri yaşamıyorum. tek istediğimiz şey adalet.

  • otuzuna az kalan, ama bir ucundan girmiş gibi hisseden birinin tavsiyeleri de olabilir;

    - ailenizi tanıyın, sevin. lise ergenliğini bırakın. anne-baba her zaman sizi sıkacak, doğrudur. baba her zaman tavsiye verecek, oğlum paran var mı diye soracak. anne, sanki sibirya kutuplarında yaşıyormuşçasına oğlum yiyeceğin var mı, kıyafetin var mı vs diye soracak. canlı bir ses tonuyla yanıtlayın. moralleri yerine gelsin. sakın geçiştirmeyin. fırsat buldukça yanlarında olun. yoksa sonraki ziyaretleriniz mezarına olur, adama koyar. ben babamin son anina kadar yanindaydim iyiki, iyiki yanindaydim. keske daha cok yaninda olsaydim.

    - baba olmadan çoğumuz abi-amca-dayı oluyoruz. ben dayı grubundanım. yeğen kendine gelip neyin ne olduğunu anlamaya başlayınca sizi gördüğü vakit dünyalar onun oluyor. siz onun gözünde ne okulu uzatan adamsınız, ne kredi kartı borcu ödeyen kapitalist kölesiniz, ne de içten içe n'olacağım korkusuyla gezen bir adamsınız. siz onun karşılıksız güvendiğisiniz. ona göre davranın. illa ki akraba olmak zorunda değil. çocukları sevin, onlara saygılı olun. onlar unutmaz. biz de unutmadık.

    - hayvan sahibi olun. bir köpekle arkadaş olun. onlar da unutmaz. hatta yapabiliyorsanız beraber yaşayın. sorumluluk sahibi olun.

    - yalnız yaşayın. yalnız başına hayatta kalmayı öğrenin. kimsenin sizi arayıp sormaması nasıl bir şeymiş bunu tadın. hayatta artık yalnız başına olduğunuzu öğrenin ki artık çoğu şey size koymasın.

    - paranızı sigara ve alkol gibi şeylere vermeyin. kenara atın. illa ki harcayacaksanız, kendinize birşeyler alın. örneğin takımının en sevdiğin forması, çok beğendiğin bir ayakkabı, bir bisiklet, ya da çok güzel bir yemek..

    - tarzınızı devam ettirin. başkalarına özenti olmayın. başkalarının da size sürekli karışmasına izin vermeyin. burada dostluk önem kazanıyor. birbirini olduğu gibi kabul eden insanlar. çevrenizde birkaç kişi olsun en fazla. ama sağlam bir ilişki olsun aranızda.

    - dil öğrenin. ister çince, ister afrika kabile dili olsun, mutlaka bir tane öğrenin. bir dil bir insan, aynı zamanda diğer milyonlarca insana ulaşmak demek. farklı bakış açısı demek.

    - yeteneğiniz varsa bir enstrüman çalmayı öğrenin. piyasa yapacağım diye değil, gerçekten çalın. illa gitar, saz olacak diye birşey yok. mesela darbuka çalın, kanun çalmayı öğrenin.

    - paranızı kaliteli harcayın. örneğin dil öğrenin dedik; bu noktada dil kursuna gidin, paranızı o şekilde harcayın. bunun için sigara, alkol gibi şeylere öncelik vermeyin.

    - her şeyden önemlisi, hayatta bir görüşünüz olsun. zamanın adamları olmayın. bir şey hakkında duruşunuz olsun. bozmayın. yapay ilişkilerin, özenti maddi şeylerin peşinde koşulduğu bir dönemdeyiz. ömrünüzü bmw, audi alacağım diye geçirmeyin. böyle bir hedef koymayın. birşeyin kullanım amacına bakın.

  • daha büyük saçmalık olamaz.

    bir defa anayasaya aykırı, mülkiyet hakkını dolaylı yoldan deliyor. yani benim zamanında aldığım ve bir köşeye koyduğum cihazı devlet 1 senedir kullanmıyorsan artık hiç kullanamazsın diyor. yani cihazın hiç bir değeri kalmıyor hurda değeri dışında. yani şununla farkı yok, bir evim var ama 20 senedir öyle duruyor ne ben oturuyorum ne de başkası ve devlet bir kanun çıkartıp diyor ki artık bu evde kimse oturamaz. evin mülkiyeti benim olsa da bir değeri yok.

    ikinci taraftan, kamu yararına aykırı. kullandığım telefon bir sebepten arıza yaparsa tamir süresi boyunca evde tuttuğum bir yedek telefona hattımı takar en azından atanabilirim mesela. şimdi ise gidip bir telefon daha satın almam gerek sırf bunun için. eee amacınız döviz çıkmasın dışarı değil mi, ne anladık bundan.

  • tahminime göre bahse konu aylık 27 bin 500 lira para ersin düzen'e sadece program moderatörlüğü için veriliyor.

    stadyum denilen program bir dış yapım! yani x bir şirkete de para ödeniyor.

    bu tip programlar neden dış yapıma verilir malumunuzdur.

    ulan sen trt'sin, yayın kuruluşusun, maaşlı çalışanların, işini bilen adamların var. koyarsın oraya bir spiker, 3 yorumcu, aylık maaşlarını verirsin olur biter.

    bir stüdyo programı neden dış yapım olur trt bunu açıklasın önce!

    edit: kısa bir araştırma ile söz konusu şirketin sahibinin de ersin düzen olduğu görülüyor;

    ers prodüksiyon reklamcılık ve organizasyon ltd.şti

  • hep mümkün olmayan. vefat ettikten sonra onun telefonundan beni annem aramıştı. bir an gülümsemiş ve "neden olmasın" demiştim, hatta o saniye "kimseye söylemem" diye hesap bile yaptım. neyse ki deli olduğumu gizleyecek kadar akıllıyım.