hesabın var mı? giriş yap

  • tenzile erdoğan'ın vefatıyla ilgili yayınladığı mesaja anlam veremediğim adam. ben ömrü hayatımda bu kadar kötü, bu kadar rezalet bir taziye daha görmedim. eminim ki daha kötüsü de yapılamaz.

    --- spoiler ---

    kıymetli başbakanımız sayın recep tayyip erdoğan'ın annesi tenzile erdoğan'ın vefatı beni, ailemi ve camiamızı derinden üzmüştür.

    türkiye cumhuriyeti'nin muasır medeniyetler seviyesine yükselmesi hedefinde büyük işler başaran, son yılların en büyük ekonomik yükselişinin mimarı olan sayın recep tayyip erdoğan'ı bizlere armağan eden, vefakâr annelerimizden tenzile erdoğan'a allah'tan rahmet, erdoğan ailesine ve yakınlarına başsağlığı dilerim.

    yıldırım demirören
    beşiktaş jk yönetim kurulu başkanı

    --- spoiler ---

    en ağır akp yandaşı bile olsan, taziye mesajında böyle şeyler yazmazsın. ekonomik gelişimmiş de bilmem ne. nası bi kafa bu ya?

    edit: en beğenilenlerde kafada olunca hakkındaki mesajlar da arttı. mesajların ortak noktası şu:

    +...nası bi kafa bu ya?
    -ev tipi tombul tüpe benzer.

  • sinir yatıştırıcı program.

    ahmet çakar : kennedy'nin karısının adı ne ? bilir misin sinan?

    sinan engin : evet hocam biliyoruz, bilmem ne kennedy işte.

  • 4 kişi adam dövmeyi marifet sanan arapların olayıdır. hayretler olsun ki türk vatandaşı bu olayda mal gibi dikilip izlememiş ve pilotu kurtarıp karşı saldırıya geçmiştir.

  • geçen yine metrobüs bekliyorum hiç boş gelmiyor. neyse bir tane geldi tek kişilik bir boşluk vardı lego gibi girdim oraya. tetriste çubuğu bekler gibi beni bekliyormuş meğer. neyse gidiyoruz çok şükür binebildim falan diyorum.

    metrobüsle durak arasındaki sınırı benim, yanımdaki dayının, en uçtaki şişman abla ve diğer kapının yanındaki zayıf bir abinin ayakları çiziyor. akıncı beyi gibi en uçtayız. 300 spartalı gibi elimizde mızraklar adam girmesi imkansız. sonraki durakta kapılar açıldı. inen yok. duraktakiler kedinin ciğer bakışı gibi büyük bir beklentiyle bir bize bir ayaklarımıza bakıyor. girecek ufacık bir boşluk bir aralık arıyor.

    sonra kalabalığın içinden bıyıklı bir dayı geldi. şöyle bir baktı. 4'ümüz adama bakıyoruz. benim gözüm zayıf abide. içimde dayanın aslanlarım dayanın diyorum. sonra duraktaki bıyıklı dayı tahmin ettiğim gibi zayıf abinin oraya sıçradı. ama orada boşluk yok. girmesi imkansız. sıçradı geri düştü. sonra bir daha atladı. bu sefer tutundu. zayıf abi bildiğin jilet gibi kapıya yabıştı. o yabıştıkça biz zip gibi rarlanıyoruz. ama durmuyor bıyıklı dayı. adam sığ havuzda yüzmeye çalışır gibi körüğe kadar imkansız bir şekilde ilerledi. zayıf abi artık kapıyla bütünleştiği için büyük bir gedik oluştu kapıda. sonra umutla bekleyen insanlar walkind dead'deki zombiler gibi hurraa kapıya yüklendiler, açılan o delikten abartmıyorum bi 8 9 kişi girmiştir.

    bu sırada ben oluşan tsunamilerle kendimi nefes nefese tekerlek üstü koltukların orada buldum. gözlerim bizim ekibi aradı ama hepimiz metrobüsün farklı noktalarına savrulmuştuk artık. zayıf abi ise metrobüs şehidi olarak kutsal şehadet şerbetini içmişti. seni unutmayacağım zayıf abi.

  • annesine sorarsanız şımarık ya da yaramaz değil hiperaktiftir. zaten hiperaktivite bulunalı eşşekler çoğaldı. hanım hanım o çocuk hiperaktif falan değil bildiğin şımarık. ne pis insanlarmışsınız mına koyim.

  • güç kazanma ve onu korumanın 20. yüzyıldaki en keskin yolunun devletle iyi geçinme, bürokrasiyi elde etme ve onu besleme ama devlete bağlılık göstermeme; bağlılığı bilinen aile kavramından biraz daha büyük olan, kan bağı da taşıyan genişletilebilir bir organizasyonda bireyler arasında örmeye kendini vakfetmekte bulan stratejist.

    vito, hakimlerin, polislerin, senatörlerin ve diğer pezzonovantelerin sürekli olarak satın alınması, onlara iyi bakılması ve devlet kurumlarıyla savaşa girilmemesi gerektiğini ama örneğin ikinci dünya savaşı'na katılma konusu gelip çattığında "aile"nin bireylerinin savaştan uzak tutulmasının şart olduğunu düşünür. böylece devletle bağı bir nevi iş anlaşması gibi kalır ama devlete bağlılık zayıflıktır. en küçük oğlu sözünü dinlemeyip savaşa gittiğinde bunu "yabancılara bağlılık" olarak görür. hatta onun bir savaş kahramanı olup madalyalarla eve dönmesini dahi önemsemeyip küçümser.

    aileye uzak duran ama çaresiz kaldığında aileye başvuran bonasera gibilere devletle kendi organizasyonu arasındaki keskin ayrımı hatırlatırcasına ilk sorusu "neden önce polise gittin?" olur. vito corleone saga'sı hem film hem de kitapta bu keskin ayrımdan bahsedilerek açılır. mario puzo onu lineer ve kronolojik bir bakış açısıyla anlatmaz. bunun yerine çöküşten hemen öncesini, organizasyonun en tepede olduğu dönemdeki halini ortaya koyar. okur/izleyici, vito'nun bu gücü bir şekilde elde edip devletten öte bir devletçiğin patronu olduğunu kavrar, ancak bundan sonra organizasyonun kuruluşunda vito'nun stratejilerini öğrenmeye başlar.

    devlet vatandaşlarının bağlılığını iki ölçütle ifade eder: vergi vermek, gerektiğinde ülke için ölmek/öldürmek. vatandaşın devletini sevip sevmemesi ve soyut bir bağlılık hissedip hissetmemesi devlet için önemli değildir. vergisini veren ve savaşa giden vatandaş olmak devlet için yeterlidir. vito'nun "aile" organizasyonunda da bu iki kıstas kesin bir şekilde yürürlüktedir lakin vito bunlarla yetinmez. sarsılmaz bir bağlılık ve organizasyonu sevmek de en az "kazançtan pay" ve aile için diğer ailelerle "savaşmak" kadar önemlidir.

    kuralları kendi çağından çok önce yazılmış olan omerta'nın devleti dışlayıcı tutumu vito için de uygundur. devlet tarafından suç işlerken enselenen aile üyesi iki şeyi iyi bilir: ailesi, onun davasına bakacak hakimi veya ona lafını geçirebilecek senatörü çoktan satın almıştır. bu satın almada kullanılan parada kendi "kazançtan pay"ı da kullanılmıştır. yani bir nevi sigorta poliçesinin işe yarama günü gelmiştir. ikincisi ise satın alma gerçekleşmemiş olsa dahi aile, üyenin arkada bıraktığı çekirdek ailesine en iyi şekilde bakacaktır. bunu da kazançtan pay sistemiyle baştan garantilemiştir zaten. tam burada bağlılık kuralı da devreye girer. üye kendi kazançtan pay'ını geride kalan ailesinin bakımı için garanti görüp de suskunluk yasasını bozamaz. eğer bağlılığını kaybedip de suskunluk yasasını bozarsa sigorta poliçesi yandığı gibi çekirdek ailesi de organizasyon ailesi tarafından dışlanır. çekirdek ailedeki yetişkin erkekler de öldürülür.

    vito, insan psikolojisini çok iyi bildiği için bağlılığın sınırsız olmadığını, üyelerin de ihanet edebileceğini her zaman hesaba katar. bu yüzden hiyerarşi sistemini de önemser. bu, devletin yasa sınırları yüzünden göze alamayacağı bir şeydir. devlet, ihanet eden bir çavuş için onun komutanını da suçlayamaz. ama vito'nun ailesinde ihanet eden bir soldatto'yu işe alan capo da sorumlu tutulur. capo, o soldatto'yu ortadan kaldırmakla yükümlüdür yoksa capo yok edilir. vito'nun organizasyonunda yasa hem sarsılmaz hem de esnektir. ihanet cezalandırılmaz ve affedilirse bu başka ihanetleri kolaylaştıracağından dolayı tazmin edilemez.

    aileye bağlılık, devlete sadakat kavramına oranla daha katıdır. lakin bağlılığını kaybetmeyen her üye her istediğini elde ettiği, güçlü ve zengin bir yaşam sürer. oysa devlete sadakatini yitirmemiş, kanunlara uyan, uysal bir vatandaş çoğu zaman sefalet içinde yaşayıp ölür. vito'nun en iyi kullandığı acı gerçek budur.

  • ismini femto saniye lazerden alan fotograflama teknigi. gunluk hayatta kullanilan fotograf makinalariyla karsilastirilirsa; lazer 1/1.000.000.000.000.000(femto) saniyelik flash patlamasina, alici hassasiyeti ise 1/1.000.000.000.000(pico) saniyelik pozlamaya denk geliyor.

    bu sayilar soz konusu olunca, lazer isini parcasini donuk bir sekilde fotograflamak mumkun hale geliyor. isik hizini 300.000.000.000mm/sn olarak kabul edersek, 1 pico saniye 0.3mm'lik lazer isinina denk geliyor. projeyle ilgili paper'da lazerin kac femto saniyelik tepki suresi oldugu belirtilmemis. elde olan bilgiler, lazerin 13 nano saniyede bir calistirildigi ve her fotograf karesinin ortalama 1,71 pico saniye pozlamaya sahip oldugu.

    projeyi yuruten grup, femto fotograflama teknigini birden cok poza uygulayarak isigin time lapse goruntusunu elde etmeyi basarmislar. buna gecmeden once tek bir karenin nasil olusturuldugunu ozetlemek lazim.

    isigi donuk bir sekilde yakalamak icin pico saniyelik pozlamaya ihtiyac var, bununla birlikte dunyanin en hizli goruntu algilayicilari 100 pico saniyeden daha uzun hassasiyete sahipler. bu sorunu cozebilmek icin, streak kamera sistemi kullanilmis. bu sistem 1 pico saniye hassasiyete ve yatay eksende kabul edilebilir alan genisligine sahip olmasina ragmen, dikey eksende sadece 1 pixel alan genisligine sahip.

    ayrica 1 pico saniyelik pozlama, gereken goruntu bilgisini kaydetmek icin yeterli olmadigindan sadece tekrarlanan surekli olaylar bu sekilde fotograflanabiliyor. bir ornekle aciklamak gerekirse; matkap ucu donerken, asagidan yukariya dogru surekli tekrarlanan bir hareket iluzyonu olusturur. fotograf makinasi, matkabin donme frekansina uyumlu olarak birden cok fotograf cekerek, belirli bir ani daha uzun sure pozlayabilir. yani calismayan matkabi 1/100 pozlamayla 1 kere fotograflamak ile, calisan matkapi 1/10000 pozlama ile 100 kere fotograflayip bu bilgileri ust uste bindirmek benzer sonuclar verir.

    deneye geri donersek; streak kamera'nin 800*1 cozunurluge sahip oldugunu varsayalim, her karenin yeterli isik alabilmesi icin birden cok kere fotograflanmasi gerekiyor. ilk satirin islemi bitirildikten sonra kamera lensinin baktigi ayna belirli bir oranda dondurelerek, ikinci satira odaklanmasi saglaniyor. (tarayicilarda, isigin dokuman boyunca ilerleyerek veriyi kaydetmesi ile benzer bir surec) 800*600 bir fotograf karesi icin 600*(her satir icin gereken pozlama sayisi) adet fotograf cekilmesi ve bunlarin ozel bir algoritma yardimiyla ust uste bindirilmesi gerekiyor.

    tek kare goruntu elde ettikten sonra, time lapse video icin pozlama zamanlarinin mukemmellestirilmesi ve her cekimde ayni sonucu verecek duzenegin kurulmasi gerekiyor. isik t zamanda fotograflandiktan sonra t+1 , t+2... t+480 pico saniyede fotograflanarak 24fps, 20 saniyelik time lapse video olusturuluyor. sonucta ortaya cikan video, 1 lazer isinin cisme carpmasi degil, binlerce lazer isininin ayni cisme carpmasinin ortalamasi olarak tanimlaniyor.

    mit resmi tanitim videosunda tfp* (saniyede trilyon kare) kamera olarak isimlendiriliyor.

    ornekler:
    http://www.youtube.com/watch?v=1zmruluadk8
    http://www.youtube.com/watch?v=gdwq0hnx-oe
    http://www.youtube.com/watch?v=-fsqfwcb4re
    http://www.youtube.com/watch?v=p-hqkjbglpm
    http://www.youtube.com/watch?v=9rbllyciyge

    ayrintili bilgi icin
    http://web.media.mit.edu/~raskar/trillionfps/
    http://web.mit.edu/…1/trillion-fps-camera-1213.html

    ozet gec: isigin hareketini videoya kaydetmek icin kullanilan fotograflama teknigi.