hesabın var mı? giriş yap

  • görsel

    inanılmaz bir olay. kendisi akp sarıyer ilçesinin kurucularındanmış.. resmen siyasete göbeğine kadar bulaşmış milletvekili adaylarını veya eski milletvekillerini bir bir rektör atıyorlar. ankara üniversitesi rektörü 3 dönem akp milletvekilliği yapmış birisi. bir sürü var bu örnekten. insanların ülkemizde adalete liyakate inancının düşmesi boşuna değil.

    bu atama bana ak partide devlet yönetme geleneğinin olmadığını böyle bir kültürün olmadığını gösteriyor. çünkü bu makam bir üniversite yöneticiliği bir belediye başkanlığı veya milletvekilliği değil. devletin güçlü olması için buraya liyakat sahibi gerçekten o makamı hak eden ve siyasete bulaşmamış birisi atanmalıydı.

    gerçi ak parti milletvekili adayı yapılıp sonra aynı kişinin mit başkanlığına atandığı süreci yaşatan veya eski milletvekilini anayasa mahkemesi üyesi atayan bir partiye devlet yönetme kültürünü anlatamazsınız.

  • kendilerini bu ulvi amaca öyle kaptırmışlardır ki gözleri başka bir şey görmez..

    - neriman teyze hadi halay başladı
    + ben oynayamam, siz takılın
    - e hadi ama bütün gece oturdun orda öylece
    + görevimi bırakamam necmi ısrar etme
    - [gelin] ben tutarım biraz, git neriman abla eğlen biraz
    + konuşma be, işine bak sen!
    - ?!

  • yıl 2001: stajyer maaşıyla her hafta sonu geziyorum, yiyorum içiyorum
    yıl 2005: yeni mezun maaşıyla her akşam işten sonra arkadaşlarımla çıkıp bir iki bir şey içiyorum, yemek yiyorum, geç kalırsam ciddi mesafeleri taksiyle dönüyorum. yine de ailemle yaşadığım için kenara para koyabiliyorum.
    yıl 2010: proje şefi maaşıyla kenara para koyuyorum, yılın 9 ayı yoğun çalışıyor, 12 ayı her yere gidip her şeyi kaygısızca (görgüsüzce değil) yapabiliyorum. bayağı bir ülke de görüyorum bu arada hey gidi...
    yıl 2020: 2010-2019 arası kenara koyduğum parayı yiyorum, aylık mutfak masrafım 2005 yılındaki maaşımdan fazla.

    sürünerek emeğini ve hayatını ziyan ettirmeye fit olan arkadaşlar için ise sadece üzülüyorum. en azından ben gençliğimde güzel, keyifli yaşadım. kültürden, eğlenceden, bilgiden geri kalmadım. emeğimin hep bir karşılığı oldu. sizin neslin hayatının bile bedeli yok neredeyse.

    edit: bir 2022 güncellenmesi istendi entryde. deniyorum, ama ne kadar anlamlı olacak bilemiyorum çünkü entrynin varsaydigi tüm standartlar (yaşam, geçim, ekonomi) yerle yeksan olmuş durumda. 2020 yılına kadar kendi işimizi yaparak mütevazı biçimde yaşamımızı sürdürürken, aynı çalışma sistemi ile geçinmek 2022 yılında sürdürülebilir olmaktan çıktı. haftada 60+ saat çalışarak sıfıra sıfır ayı gecirebiliyoruz. ilave masraflar çıkması halinde (örneğin son iki ay ortaya çıkan sağlık masrafları) basbayağı içeri giriyoruz ve bu içeri girenler nasıl çıkacak bilemiyoruz. bayağı kayaya çarpmış durumdayız. kurduğumuz düzen alt üst olmuş durumda. emeği geçenlerin allah belasını versin gerçekten.

  • "kız arkadaşım bilgisayar oyunlarımdan rahatsız.bu yüzden satmak zorunda kaldım. 60 kilo 170 boylarında yemek yapmayı biliyor. iyi kızdır"

  • (bkz: ben)
    sürekli kendini izleniyormuş gibi hissediyor insan.
    çok uluslu kurumsal şirketler gibi amk, giriş çıkışlarda kart basıyor gibiyiz, bu ne lan!

    gizlenmeye çalışan değil, mahremiyet hakkını kullanan insandır.
    hatta "çevrimiçi" belirtecinin de kaldırılması yanlısıyım.

    en iyisi sms aga.
    bildirimi yok, okundusu yok, çift tıkı yok, tık rengi yok, çevrimiçi misin bakan stalklayan yok.
    attığın mesaj allaha emanet, gitti mi gitmedi mi bilmiyorsun.
    mis.

  • --- spoiler ---

    galatasaray başkanı dursun özbek’in bugün yapmış olduğu açıklamaları dikkatle izledim. kendisine, google’da “fetöcü kulüp” şeklinde arama yapıldığında karşısına hangi kulübün çıktığını sormakla birlikte, “sarı-lacivert duvar”, “ne şikesi memleket elde gidiyor”, “50.000 kişi ile sivil darbe yapacaklardı” kelimelerini de aramasını ve karşısına çıkan sonuçları incelemesini tavsiye ederim. yine bu başkana, şike kumpası iddianamelerini, fetö çatı davası, selam tevhit, ergenekon kumpas iddianamelerini, yargıtay başsavcılığı mütalaalarını ve yine cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yayınlanan 15 temmuz kitapçığını okumasını ve okuduğundan anladıklarını da kamuoyu ile paylaşmasını tavsiye ediyorum.

    3 temmuz ruhu ölmemiştir. dipdiri bir şekilde ayaktadır. bu ruh ünal aysal tarafından dile getirilen “bu ateş üflenerek sönmez” sözünü nasıl paramparça etmiş ise bugün de dursun özbek’in benzer sözlerini paramparça eder, edecektir. fenerbahçe camiası, dursun özbek ve benzerleri korkup, sinerken, onların suyuna giderken fetö’ye savaş açmış ve kazanmış bir camiadır. o gün fetö’nün değirmenine su taşıyanlar malumdur. bunlar arasında galatasaray’ın eski başkanları ve mensupları da vardır. fetö’ye karşı verilen mücadelede ortada olmayan bu kişiler benim nazarımda fetö yandaşıdır. onlarla mücadelem bitmemiştir. tarih onların da eninde sonunda yargı önüne çıktığına ve hesap verdiğine şahitlik edecektir.

    fetö’nün amacı büyük kitleleri karşı karşıya getirmek ve onları çatıştırmak, devletin bekasını ortadan kaldırmaktır. dursun özbek’in bilinçsizce yapmış olduğu hadsiz açıklamaları tamda bu amaca hizmet etmektedir. fetö seviciliği ile sportif rekabette avantaj elde etmek alçaklıktır, şerefsizliktir. bugün her kim fetö seviciliği yapıyorsa alçaktır, şerefsizdir. 117 yıllık fenerbahçe spor kulübü daima milletinin emrinde devletin yanında olmuştur. ergen çocuk açıklamaları ile 117 yıllık fenerbahçe spor kulübü’nü sportif rekabete malzeme yapmak kimsenin haddi ve cüret edeceği bir şey değildir.

    dursun özbek’in entellektüel beslenme kaynağı olan google, fetö’nün sözde lideri ve galatasaray kulübü ve mensuplarının ortak anıları ile doludur. uefa şampiyonluğunun posterini bile bir bütün olarak yayınlayamayan bir kulüp başkanının fenerbahçe spor kulübü’ne yapmış olduğu fetö yakıştırması tam anlamıyla bir aptallıktır. fenerbahçe’ye fetö tarafından kurulduğu yargı kararları ile sabit olan şike kumpasını bir gerçekmiş gibi servis etmesi ise tam bir fetö yandaşlığıdır.

    başkanlık görevimin sona ermesi sonrasında da bu karanlık yapı ile mücadelem bitmemiştir. halen de sürmektedir. dursun özbek ve benzerleri bizlerin türk futbolu adına vermekte olduğumuz bu mücadelenin neresindedir? sessizliğimiz kendisini yanılgıya düşürmesin. damarımızdaki kan da öfkemiz de değişmemiştir. dursun özbek bilmelidir ki yapmakta olduğumuz bu mücadelede karşımızda olanların akıbeti değişmeyecektir. bu mücadeleye laf edenleri, mücadelemizi kendi küçük şahsi menfaatlerine meze edenlerin dilini kesmeyi de onlara dünyaya dar etmeye de gücümüz vardır. yokluğumuzda kendini olduğundan farklı bir yere pozisyonlayan dursun özbek bilmelidir ki kendisi bizim nazarımızda sinek ikiliden daha büyük değildir ve ona daha çok söyleyecek sözümüz olacaktır.

    aziz yıldırım ve dava arkadaşları
    --- spoiler ---

    https://x.com/…tale/status/1762497027840037214?s=20

  • - evde tufek bulundurmak
    - bir kadinin o tufegi alarak esine saka yapmak istemesi
    - bir kadinin bir tufegi siradan bir esya gibi koltuga koyup gitmesi
    - bir adamin tufegi eline alip esine ayni mal sakayi yapma geregi duymasi
    - bir adamin tufegi esine dogrultup tetige basmasi
    - evde bulunan tufegin dolu olmasi, ya da saka icin doldurulmasi

    bir nefeste sayilabilecek 7 salak hareket. tanim: toplumun ortalama zekasini yansitan olay.