hesabın var mı? giriş yap

  • bu tiplerin tutuş şekilleri 3'e ayrılır.

    1) 9:15 tutuş şekli:

    direksiyon simidi saat olarak düşünülürse, sol el 9, sağ el 3 pozisyonuna getirilir. böylelikle, günlük trafikte rahat bir kullanım sağlayan 9: 15 olarak adlandırılan doğru direksiyon tutuş ayarı yapılmış olunur.

    2) 10: 10 tutuş şekli:

    bu tutuş manevra kabiliyeti açısından daha fazla manevra yapabilmeyi sağlar. ancak; günlük trafik akışı içerisinde kolların sürekli direksiyonun üst noktalarından tutulması, sürücüye rahatsızlık verir. üst noktalardan tutuş pozisyonları tehlike algısının yoğun olduğu kısa süreli trafik ortamlarında tercih edilmelidir.

    3) 11: 05 tutuş şekli:

    gerek 9: 15 gerekse de 10: 10 pozisyonuna göre daha fazla manevra kabiliyeti sağlayan bir pozisyondur. 11: 05 operasyonel tutuş olarak da adlandırılır; yoğun manevra ve kısa süreli sürüş anlarında tercih edilir.

    edit: internetten alıntı.

  • her biri birbirinden farklı çeşit çeşit ilginç kitabı görünce hissedilen anksiyetedir.

    kısa vadede okuyamayacağınız kadar fazla kitap alarak bastırılmaya çalışılır ama nafiledir.

    okuyabileceğimiz azami kitap sayısı belli iken vaktimizin ne kadar önemli kısmını okumayarak harcadığımız düşünülünce üzer.

    burada öz eleştirimi de yapmış olayım.

  • thalia'ya aşık olduğu için izlemiş olan erkek çocuklarını bulunduran nesil. kız çocuklarını bilmem. fitne, fesat, aşk, gurur, fernando hoze altamiyano falan öğrenmişlerdir herhalde.

  • istanbul havalimanı, 3. köprü, osmangazi, çanakkale, şehir hastaneleri ve bir çok atıl havalimanı ihalesini euro ile yapıp halkın mevduatlarını tl’de tutmasını istemek nedir yahu? aptallara dolar yaktırtmak en sevdiğim akvitiviteleri; kendi yandaşına bir yandan euro ile ödeme yaparken oy veren kitlene elindeki euro’yu bozdur baskısı yapmaları tam anlamıyla komedi. aptal turnusolü gibi bir olay. sen tl kullan çomarım, euro bana ve yandaşıma lazım.

  • insanlara olayın ciddiyetini hissettirmektir.

    2008 krizinde, o dönem çalıştığım şirket (ki kendisi türkiye'nin enn taşşaklı holdinglerinden birinin lokomotif şirketidir, bunu patron şirketi olmadığını özellikle belirtmek için yazıyorum) hızla düşen hammadde fiyatları sebebiyle on milyonlarca dolar zarara uğramıştı. hatta sonrasında ciddi bir küçülmeye de gitmek zorunda kaldı.

    bu kriz şirketi vurmaya başladığında alınan tedbirlerden ilki ne oldu biliyor musunuz? idari binanın ortasındaki çay standında bulunan meyve / bitki çaylarını kaldırmak ve sadece (sallama) siyah çayları bırakmak... şaka gibiydi.

    bir kaç gün sonra fabrikanın müdürüne direkt "allahaşkına kaç kuruş kârınız olacak?" diye sordum... o da bana "ne kârı? amaç kâr değil, çalışanların işlerin yolunda gitmediğini hissetmelerini, gerçekten anlamalarını sağlamak" dedi.

    efendim bu pandemi konusunda da işler yolunda gitmiyor. sebebi hükümetin parayı öncelikli tutan boktan politikaları biliyorum.. ama diğer bir sebebi de insanların umursamazlığı. işte bu 9-5 yasağı da umursamazlığı sorgulatıyor, insanların kendilerine biraz çeki düzen vermesini sağlıyor, "iş ciddi yav" dedirtiyor.

    bu sayede de 1 ay içerisinde yarı yarıya azaltılabiliyor vaka sayısı.