ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dilan polat
-
salaklık eninde sonunda kaybettirir işte, bir dümen tutturmuşsun, yedi sülaleni kurtaracak parayı öyle yada böyle bulmuşsun, ne mal gibi milletin gözüne gözüne dolarları, hayatını sokarsın. vizyonsuzluk işte kendin için yaşa lan hayatını her zaman, gösteriş için değil.
sibel ünli tweeti yüzünden işten kovulmak
-
atılan tweet yüzünden çıkarılması yapılabilecek en hafif şeydir. hiç çaresiz kalmamış gibi insanları sırf ideolojisi yüzünden yaftalar veya suçlarsanız insanlar da tepkisi koyar. bitaksi'yi bu eylemi için kutlarım.
dipçe: düşünce özgürlüğünü savunan yazarlar bana mesaj atıp küfrediyor. ben kurumsal bir firmada calısan biri değilim. sıradan bir insanım. biografisine calıstıgı yerin adını yazıp belki de zamanında o şirketten taksi kullanmış eski müşteriye böyle şeyler söyleyen bir adamı savunmak bir teröristi savunmaktan farksızdır.
tam işten çıkarken gelen hasta
6 nisan 2015 facebook twitter youtube kesintisi
-
- susar mısın lütfen, hükümet bir şey deniyor şu an.
http://www.sozcu.com.tr/…isi-yeniden-tbmmde-774397/
komşunun getirdiği yemeği çöpe atan anne
-
birsürü ruh hastasıyla aynı ülkeyi paylaştığımızı gösteren anne modeli.
william shakespeare
-
yıldızları süpürürsün , farkında olmadan
güneş kucağındadır, bilemezsin
bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür
ciğerinde kuruludur orkestra , duymazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun ,
anlamazsın uçar gider , koşsan da tutamazsın
w shakespeare
shirakawago
-
japonya'yı kendilerine ayrılmış bir oyun alanı sanıp sadece turist oldukları için bu ülkenin kurallarına uymamayı ve/veya insanların yaşam alanlarına tecavüz etmeyi kendilerinde doğuştan bahşedilmiş bir hak olarak gören yabancı turistler tarafından illallah ettirilmiş köy. öyle ki artık sabrı taşmış shirakawago belediyesi bu kanser yayan yabancılara yönelik ingilizce bir "görgü rehberi" hazırlamış.
https://www.vill.shirakawa.lg.jp/2036.htm
bacaklarını topla yerimi işgal etme
-
feminist değilim. feministlerin de birçok tutumunu eleştiririm, hatta pek de sevmem. lakin bunları ciddi ciddi söylüyor, daha önce bu tacizle hiç karşılaşmamış olamazsınız. galiba hiç otobüste bacağı açmak suretiyle kadınları okşayan şerefsizlerle karşılaşmadınız. bacağını size sürterek tahrik olan erkeklerle başkalarını bir tutmuşsunuz tebrikler. bacağını açan kadın ne ayrıca ya. sadece ben mi görmedim acaba bacağını hayvan gibi açıp yanındakine sürtünen kadın? toplu taşıma araçlarında elleyen, yaslayan, mıncıklayan, okşayan veya oturduğu yerden bacağını size sürten bir güruhun karşısına argüman olarak kilolu kadınları koymuşsunuz. sizin gibilerle aynı dünyada yaşamaktan utanıyorum, empati acizi sığırlar.
alın verin ekonomiye can verin
-
aslında alt metni şudur:
"siz gidin simitçiden simit alın. simitçi fiş vermiyor, bu nedenle devletin cebine giren vergi yok. simitçi, bu parayla fırından simit satın alıyor, tabii ki fiş miş hak getire. fırıncı unu, un fabrikası buğdayı, fişsiz faturasız alıyor. çiftçi, buğdayını un fabrikasına üç otuz paraya verebiliyor, ancak kar ediyor. un fabrikası da, fırın da, gönlünden ne koparsa kar gösterip sakız parası gibi gelir vergisi ödüyor.
bu arada tüm bu akışta cebine para girmeyen devlet, akaryakıta bindiriyor da bindiriyor. ulaşımınıza zam geliyor; çiftçi, traktörüne dünyanın en pahalı mazotunu aldığı için neredeyse kar etmiyor. fırıncılar odası simite-ekmeğe zam yaparken televizyonlara maliyetlerin yüksekliğinden şikayet ediyor, un fabrikası işçi çıkararak kara geçiyor; simite ödediğiniz paranın çoğu da mazot olup devletin cebine giriyor. bu arada sayın bakan hayati yazıcı da memura %2+2 'lik müthiş zam paketini açıklıyor.
yine de dert etmeyin; kredi kartlarınız var nasıl olsa."
mucize doktor
-
sabahtan beri izliyorum hala kutsi çıkmadı. bu nasıl doktorlar lan.