hesabın var mı? giriş yap

  • tokushima eyaletindeki bir kasaba olan kamikatsu, japonya'nın sıfır atık üreten ilk kasabasıdır. kasabanın nüfusu ortalama olarak 1.500 kişidir. kasabanın nüfusunu genel olarak 65 yaş üstü kişiler oluşturmaktadır.

    kasabada oluşan tüm atıklar 45 farklı kategoriye ayrılarak değerlendirilmektedir. özellikle öyle şahane bir sıfır atık merkezleri var ki gerçekten oldukça başarılı bir tasarıma sahip.

    sıfır atık merkezi soru işareti şeklinde tasarlanmıştır. bu şahane tasarım ise mimar hiroshi nakamura tarafından gerçekleştirilmiştir. ayrıca burası yalnızca bir sıfır atık merkezi değildir. içerisinde kütüphane, öğrenme merkezi, otel ve ikinci el mağazası da barındırmaktadır. planı soru işaretinin başından sıralayacak olursak; geri dönüştürülebilir atık alanı ve stok bölümü , hediye dükkanı, ortak alan ve öğrenme alanı, çamaşırhane, ortak laboratuvar ve otelden oluşmaktadır.

    merkezin yapımında kullanılan malzemeler ise yine bölge sakinlerinin bağışladığı, artık kullanmadığı pek çok eşyanın ve malzemenin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. özellikle 700'ü aşkın pencere camı bağışlanmış ve merkezin tüm dış cephesinde şahane bir patchwork etkisi yaratılmıştır. merkezin temel yapı malzemesi ise bölgenin ormancılık faaliyetlerinden yararlanılarak 350 sedir ağacı kütüğünden sağlanmıştır.

    merkezin sonunda bulunan soru işaretinin noktası olarak tasarlanan otelde ise yeniden kullanılmış malzemeler tercih edilmiştir. konaklamak için gelen misafirlere atıklarını kategorize etmeleri için 6 ayrı kap verilmektedir. otel, "ihtiyacınız olanı kullanın" vurgusu ile misafirlerin check-in sırasında sabun ve kahve gibi kullanacakları ürünleri yalnızca ihtiyaç duydukları miktar kadar vererek israf olmasının önüne geçmektedir.

    kaynaklar:
    1 2

  • başlığı açan arkadaşa ibretlik tespitinden dolayı kocaman bir teşekkür. deneyimlerime dayanarak söylüyorum ki berber sizi devamlı müşterisi olarak belledikten sonra ;

    - randevu vaktinize sadık kalmaz.
    - saçınızı kafasına göre tıraş eder.
    - tıraş esnasında saçma sapan videolar izletir.
    - tıraş esnasında sürekli telefonla konuşur.

    edit: "tıraş"

  • aralarında olduğum sözlük yazarları. ben bi keresinde sonradan internet cafenin sahibinin oğlu olduğunu öğrendiğim bir lise elemanıyla counter'da çatışmıştım. kurşun kulaklığımı sıyırmıştı. bir ara sokaktı, köprü çıkışı. teröristler gelip yanıma saydırmıştı. kulaklık düştü. sürem falan doldu zaten kalktım masadan sonra.

  • 1950'li yıllarda ford'un başındaki henry ford ii, dönemin efsane abd otomotiv işçileri sendikası başkanı walter reuther'a robotların çalışmakta olduğu fabrikayı gezdirirken esprili bir tarzda sorar:
    "walter, bu robotlardan nasıl sendika aidatı toplamayı düşünüyorsun?"
    walter'ı verdiği cevap, bugün kitaplara konu oluyor ve yakın gelecekte de üzerine çok tartışacağız:
    "peki sen henry, bu robotlara nasıl araba satmayı düşünüyorsun?"

  • insanların çevrede başkaları varken acil durumlara müdahale etmemeleri, kayıtsız kalma durumlarını açıklayan bir psikolojik olgu. araştırmalara göre yalnız insanların müdahale etme olasılığı, yalnız olmadığının bilincinde olan insanlara göre daha fazladır.
    yalnız bir insan, doğası gereği, acil bir durum karşısında yardıma ihtiyacı olan bir diğer insana genellikle kayıtsız kalamaz.
    (bkz: bystander intervention)
    konuyla ilgili olarak, genovese sendromu olarak bilinen olayda, 1964 yılında amerika'da kitty genovese isimli kız sokak ortasında saldırıya uğramış, bıçaklanmış ve ölüme terkedilmiştir. saldırı en az 38 görgü tanığının varlığında yarım saat sürmüş ve bu tanıklardan hiçbiri (gerek bulaşmak istemediklerinden gerek başkalarının aradığı yanılgısına düşerek) duruma müdahale etmemiştir.

  • 90 dakika programında bol bol gözlemlenecek bir hadisedir. hıncal amcamızın ''en son yorum benden olacak aga'' muhabbeti malumunuz. yaptığı yorumdan sonra şöyle bir olay gelişir;

    h.u: ... kardeşim, kocaa camia bir tane bile tezahurat geliştiremez mi? hala galaaatasaray, galataaasaray... garabet bu garabet!
    -gözlüğünü önündeki bankoya atar- tak!

    işte ölüm sessizliği bu andan itibaren başlar. stüdyodaki herkes sanki çok büyük bir hata yapmış ve bunun sonucunda hıncal abilerinden fırça yiyormuş gibi kafalarını öne eğerler ve huşuu içinde bir süre öyle kalırlar. bu sessizliği bozmak ise fuat akdağ'a düşer. donuk ve mahçup bir ses ile;

    - szıı (nefesi geri çekerken çıkan ses) şimdi bir reklam arasına giriyoruz.

  • "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    evet, cümle bu şekliyle hiç karizmatik değil, amma velakin buyrun söylendiği yere bakalım:

    bundan 8 yıl evvel, hava harp okulu sınavlarına girilmeye hak kazanılmış ve toplu mülakat aşamasına kadar gelinmiştir. 20 kişilik aday grubu bir odaya alınır, saçma sapan bir konu verilir ve 10lık 2 grup halinde konunun tartışılması istenir. grubun biri konunun bir kısmını ikna etmeye çalışırken, diğer grupda diğer kısmını ikna etmeye çalışır. bu grubuda izleyen binbaşılar, pilot (rütbeleri hatırlayamıyorum) vs. vardır.

    tartışma başlamış ve 10-15dk geçmiştir ama zatı muhterem ben, henüz tek bir kelime bile etmemişim.
    ordan komutanlardan biri bana sorar, delikanlı sen hiç konuşmayacak mısın ?

    ben: "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    sonuç: 19 kişi o mülakatta elendi, ben geçtim. buda ömrü hayatımda verdiğim en karizmatik cevap olarak tarihe geçti.

    edit: gelen bir çok mesajdan dolayı, not düşeyim, hikaye 2002'de yaşanmıştır . ayrıca subay olup olmadığım soruluyor, hayır değilim, bu olayların olduğu son hafta check-up'ta elendim, hikaye sona erdi, bir daha askeriye ile işim olmadı, askerlikte yapmadım, bedelliden yararlandım.

  • hem konum hem de içerik olarak aslında ingilizce bilip gene de altyazıları okumaya benzer..
    bilirsin aşağıda farklı bir şey yok, ama gene de gözlerini alamazsın.