hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • "bir tümceye bu denli çok yanlış sığdırmayı başaran cumhuriyet görünümlü saltanat saplantılı kadın için, sağlık bakanı tarafından önerilen “annelik kariyeri” ideal sayılabilir. istanbul barosu olarak, kadını evde oturtmayı savunan zihniyete yıllardır karşı çıkarken, bu beyanlar karşısında bazı istisnaların bulunabileceği noktasına geldiğimizi itiraf ediyoruz."

    gibi hiç fena olmayan ayarların bulunduğu açıklama.

  • valdivia depremi, 1960 yılında şili'de meydana gelmiş devasa depremlerin (7.0'dan büyük toplam 8 deprem) en büyüğüdür. 1960 yılında şili'deki felaketlere kronolojik olarak kısaca bakacak olursak : *

    - 21 mayıs'ta sabah 6.02'de concepción depremlerinden ilki meydana geliyor. 35 saniye süren 8.1 yada 8.3 mw büyüklüğündeki deprem, concepción'un üçte birini yıkıyor. şili'nin güneyi ile telekominikasyon bağlantısı kopuyor.

    - 22 mayıs sabah 6.30'da ikinci concepción depremi oluyor. 7.1 mw büyüklüğündeki depremin 2 dakika sonrasında 6.8'lik bir artçısı daha oluyor.

    - gene 22 mayıs'ta 14.56'da 7.8 mw'lik üçüncü concepción depremi oluyor. bu üç deprem büyük valdivia depreminin öncü şokları olarak sayılıyorlar. (concepción ile valdivia arası 333 km imiş)

    - üçüncü concepción depreminden sadece 15 dakika sonra 15.11'de dünya tarihinin en büyük depremi olan valdivia depremi meydana geliyor. 11 yada 13 dakika süren 9.5 mw büyüklüğündeki deprem 400bin km² (yani türkiye'nin yaklaşık yarısı kadar) büyüklüğündeki bir alanda hissediliyor. depremin yarattığı tsunami depremden 1 saat sonra şili kıyılarını vuruyor. 25 metreye varan dalgalar şili kıyılarını yıkıyor. tsunami, hawaii, japonya, avusturalya, yeni zellanda, çin gibi ülkeleri de vuruyor. depremden sonra şehrin elektrik ve su altyapıları tamamen iflas ediyor. valdivia çevresinde 21 mayıs'tan beri olan aşırı yağmurlara rağmen, şehir içme suyu sıkıntısı çekiyor. ayrıca (bkz: #32151533)'de bahsedildiği gibi 20. yüzyıldaki depremlerin %25'i bu büyük depremin tetiklediği depremler olmuş.

    - 24 mayıs'ta depremler yetmezmiş gibi cordón caulle isimli volkanik dağı da harekete geçmiş.

    - 6 haziran'da 7.8 mw'lik bir deprem daha oluyor.

    - 20 haziran'da 7.0 mw'lik bir deprem meydana geliyor.

    - 1 kasım'da 7.4 mw'lık bir deprem oluyor.

    - 2 aralık'ta 7.3 mw'lik bir deprem oluyor.

    - ayrıca şili'nin hemen kuzeyinde yer alan peru'da da 1960 ocak'ta 7.5 ve 7.1 mw'lik 2 deprem, kasım ayında ise 7.6 mw büyüklüğünde bir deprem daha olmuş.

    https://en.wikipedia.org/…/1960_valdivia_earthquake

  • ahkâm kesen insanlar.

    evlenmemiş: evlilik şöyle olmalı, böyle olmalı. aşk evliliği yaparsan muhteşem olur. sorun yaşıyorsan demek ki yanlış insanı seçmişsin...

    çocuğu yok: çocuklar gürültü yapıyorsa kötü ebeveynsin. çocuk öyle yetiştirilmez. özgür bırak duvarı boyasın. bakıcı bakmasın, kreşe gitsin. kreşe gitmesin sen bak. dışarıda emzirme...

    iş hayatına yeni başlamış: patronla böyle konuşulur. iş arkadaşıyla öyle iletişim kurulmaz. maaş şöyle olmalı. bu kadar yıl çalışınca şu pozisyona gelinmeli...

    erkek: kadın böyle yapmalı. böyle giyinmeli. kadın dediğin çalışır. kadın dediğin evde oturur...

    kadın: erkek dediğin güçlü olur. erkekler ağlamaz. bunu giyene/diyene erkek denilmez...

    içim şişiyor dinlerken, içim.

  • başlığı açan kişinin kesinlikle türk düşmanı olduğu net.

    tanım; jandarmanın haklı olduğu olaydır.

  • kişilerin ellerindeki bilgileri kırpıp kendi düşünce yapısına göre şekillendirerek sunmaları sonucunda ortaya çıkan mantık hatasıdır.

    güzel açıklamalara ve örneklemelere buradan ulaşabilirsiniz.

    ayrıca şunu da eklemeliyim ki, özellikle sağlık ile ilgili konularda sakın her denilene inanmayın. hayretler içerisinde kalarak, kendinden çok emin olarak söylenen ama en ufak bir doğruluk payı olmayan o kadar çok yazı okuyorum ki, eğer "tıp doktoru" mesleğine sahip olmayan birilerinin dediklerini yaparsanız hayati tehlike içerisine bile girebilirsiniz. kendinizi düşünüyorsanız bilgi kirliliğinden uzak durun.

  • bazen içinizde fırtınalar kopar, göz gözü görmez.. aynı anda aklınızdan yüzlerce şey geçer, onlarca cümle kurarsınız aslında ama hiçbirini söylemek istemezsiniz..

    bilirsiniz ki; söyledikleriniz, sustuklarınızın ötesine geçemeyecek, daha çok şey ifade etmeyecek. vazgeçersiniz.. zihninizde kurduğunuz tüm cümleleri söyleyip de duyuramadığınız diğerlerinin yanına gömer, neyin ne olacağını, kimin ne düşüneceğini önemsemez, boş veririsiniz...

  • bu kural kalkarsa şunlar olur:

    1. kulüpler yetenek gördükleri yabancı futbolcuları almaktan korkmaz. şu anda yabancılar doğrudan katkı vermediğinde para israfı olarak görünüyor ve bu da bir çok yabancı futbolcunun psikolojisini bozuyor. kimi ülkeden kaçıyor, kimi gol kaçırdıktan sonra zırıl zırıl saha ortasında ağlıyor.

    2. genç yaşta alınacak yabancılardan bir kısmı türk vatandaşlığına geçirilebilir ve milli takımın da havuzu genişler. boateng'in, mesut özil'in, khedira'nın alman olduğu dünyada bizim de petrowski, okuwonu, khadim isimli türk futbolcularımız olabilir.

    3. türk futbolcuları "nasıl olsa bana mecburlar" diyemeyecek, kendilerini geliştirmek zorunda kalacaklar oynayabilmek için.

    4. türk futbolcuları "nasıl olsa bana mecburlar" diyemeyecek, kapıyı 2 milyon euro'luk senelik maaşdan açamayacaklar. kulüplerin giderleri azalacak.

    5. anadolu kulüpleri yetenekli türk gençlerini "3 büyüklerden birine illaki okuturum" diyerek köle gibi tutmayacak, makul bir talibi çıktığında avrupa kulüplerine satmayı da göz önünde bulunduracak. caner erkin gibi genç yaşında yabancı liglerde oynayan futbolcuların sayısı artacak. alper potuk 7 milyon, mehmet topuz 10 milyon olmayacak. ama tabata yine 8, amrabat yine 8.5 olacak... ona bir çare yok. onun çaresi yönetici profilinin değişmesi.

    6. anadolu kulüpleri, buldukları yabancı yetenekleri de rahatlıkla satabilecek avrupa kulüplerine ve 3 büyüklere, çünkü kontenjan sıkıntısı olmayacak. (bkz: geremi nitjap)

    7. türk futbolcusu avrupa'ya daha rahat gidecek, çünkü takımların onların yerine koyabilecekleri adamlar için illa da türk olacak diye bir kısıtlama olmayacak. başka kültürlerin içinde kendi futbollarını geliştiren futbolcularımız milli takıma daha faydalı olacak. arda ve salih gibilerin sayısı artacak.

    8. takımlarımız al ve şl gibi organizasyonlarda rakipleriyle eşit şartlarda mücadele edecek.

    9. "madem yabancı alıyoruz, ismi olan birini alalım" mantığıyla yola çıkıp 32-33 yaşına gelmiş sönük yıldızlara para dökülmeyecek.

    bu kuralın varlığını savunanlar benim saydıklarımın yarısı kadar argüman ortaya koyabilirlerse beni ikna edebilirler.

    edit: nobet hatirlatti. bu kural kalkarsa, takimlarda "abi"lige kalkisan futbolcularin gozunun yasina bakilmadan gonerilmesi kolaylasacak, boylece teknik direktor yiyen yeniceri ocaklarinin onu kesilmis olacak.

  • yüz yıl boyunca “çöl sıcakları” diye bildiğimiz şey iki yıldır “eyyam-ı bahur” oldu.

    bedevi artıkları sizi

  • "kız arkadaşım bilgisayar oyunlarımdan rahatsız.bu yüzden satmak zorunda kaldım. 60 kilo 170 boylarında yemek yapmayı biliyor. iyi kızdır"