hesabın var mı? giriş yap

  • şairlerin en romantik hayallerinden biri bu. hep kuşlar kadar özgür olmak isterler. bu aynı zamanda şairlerin gerçek dünyadan ne kadar kopuk olduğunun da kanıtı. kuşlar daha özgür falan değil çünkü.

    öncelikle bu kuşların çoğu bir sürünün parçası. sürünün başı nereye gidiyorsa oraya gidiyorlar. "ben sürüyü bırakıyorum beyler" diyeni yok. her sene aynı yoldan aynı yere göç eder, her kış eski yerlerine geri dönerler. insanlar gibi ekmek için vapuru kaçırmamaya çalışırlar.

    hepsinin hayali aynı: uygun bir eş bulup çocuk ve yuva sahibi olmak.

    ifade özgürlüğü desen onda da "çipetpetpet - tii şak şak şak vociya" dışında bir şey bilmezler. aynı kalıpları tekrarlarlar. parklarda yatıp kalkarlar.

    bizim şairlerimiz de bu vasat sefil yaşama özenir. niye? zannederler ki bir çift kanadın olunca özgür oluyorsun. olmuyorsun. tam tersine açık hedef oluyorsun. futbol maçına sevinen taraftar ıskalasa, avcı ıskalamıyor. o ıskalasa havai fişekler ıskalamıyor. açık hedef gibi geziyorsun havada.

    özgür olmadığın gibi sosyal güvencen de yok. en iyi yemek sultanahmet parkında olunca oradan bir adım ileri gidesin gelmez. ya sonraki öğünü kaçırırsan?

    ben söyleyeyim, şairin derdi özgür olmak falan değil. adam şöyle arada bir havada süzülmek, güzel manzara görmek istiyor. rahat batmış anlayacağın. onda bile soğuk algınlığı geçireceğini, üşüteceğini öngöremiyor. kuşla konuşabilse anlaşabilse kuş ikna eder onu aslında. "yok abi iş değil gerçekten. yakaladığın simit çırptığın kanada değmiyor" der. ama bu iletişimsizlik ve şairlerin gözlediklerini mutlak gerçek zannetme sıkıntılarından dolayı bu metafor ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelecek, kaçış yok.

    "ne istiyorsun düzgün anlat" desen onu da sanatına yakıştıramaz. illa kafa karıştıracak mınakodumun şairi.

    (bkz: şiir/@ssg)

  • * cüzdanınızdan 30 milyon çıkartın, yakın.
    * üzerinize kalınca bir palto/mont giyip evinizin gardrobuna girin
    * gardrobun içinde ard arda sigara için, hatta mümkünse içeriyi ter kokutun
    * hareket etmeye çalışıp edemeyin, piyon gibi dikilmek zorunda olduğunuzun bilincine varın
    * sabah 4 olunca, gardroptan çıkın...

    işte size harika bir roxy gecesi...

    edit: bir daha gidersem ebemi siksinler diye de içinizden geçirmeyi unutmayın

  • tersi "muhammed yok, mekke yok" ise düzü "muhammed var, mekke var" demektir. o zaman bu mantıkla tüm mümin'lerin kasa kasa coca cola içmesi gerekir...

    (bkz: cevab veremedi)

  • genetikçi, biyolog ve istatistikçi ronald fisher'ın eseri the design of experiments'ta ele aldığı bir deney tasarımıdır. detaylı açıklaması kitabın ikinci bölümü olan the principles of experimentation: illustrated by a psycho-physical experiment'ın başlangıcında okunabilir. (link için martinheidegger'a teşekkürler)

    deneyde bir kadın bir fincan sütlü çayı tadarak sütün mü yoksa çayın mı ilk önce bardağa koyulduğunu anlayabileceğini beyan eder. amaç, 4 tane sütün ilk önce koyulduğu, 4 tane çayın önce koyulduğu fincanı kullanarak kadının sadece şans ile doğru tahmin edebileceği fincan sayısını hesaplamak ve iddianın doğruluğu üzerinde bir çıkarım yapmaktır. kadının görevi fincanları 4'erli olarak, çay ve sütün koyulma sırasına göre iki gruba ayırmaktır, bunun için de aynı gruptan 4 fincanı doğru sınıflandırarak seçmesi gerekir.

    burada null hypothesis kadının böyle bir yeteneğinin olmadığıdır ve deneyde istatistikteki p değeri üzerinden akıl yürütülerek bir çıkarım yapılabilir. bunun için, kadının bu tür bir yeteneğinin olmadığını varsayıp tamamen rastgele bir biçimde ortaya çıkabilecek olan olası başarıların tüm olasılıklara oranını hesaplamak gerekir.

    toplamda 8 olmak üzere doğru seçilmesi gereken 4 bardağın olduğu düşünülürse, kombinasyon hesabı:

    8!/ (4! x 4!) = 70 sonucunu verir.

    matematiksel olarak kadının 4 fincanın hepsini de yanlış gruba koyma olasılığı 1/70, 3 fincanı yanlış gruba koyma olasılığı 16/70, yarısını yanlış gruba koyma olasılığı 36/70, yalnızca 1 hata yapma olasılığı 16/70 ve hepsini doğru sınıflandırma olasılığı 1/70'tir.

    elde edilen hipergeometrik dağılımda önem arz eden olasılıklar:

    kadının hiç hata yapmaması -> 1/70 = 0.01428
    4 bardaktan en az 3'ünü tutturması -> (16+1)/70 = 0.2428

    şeklinde görülür.

    p değerine göre: (bkz: p değeri/@highpriestess)

    0.01428 < 0.05 iken, 0.2428 > 0.05 olduğundan kadının 4 bardaktan 3'ünü tutturması istatistiksel olarak önemsiz kabul edilir. bu da kadının yapacağı tek bir hatanın performansını anlamlılık seviyesinin altına düşüreceği mânâsına gelir.

    peki kadın bu durumda "yine de çoğunu doğru bildim." diyemez mi?

    diyebilir.

    böyle bir durumda da deney ya tekrar edilir ya da elemanlar genişletilir.

  • kirli siyasete bu denli angaje olmak için motivasyonunun ne olduğunu çok merak ettiğim kişi. onca yıl sanatınla halkın zihninde ve kalbinde bir yer edinmişsin, dünyalığın yerinde, paran pulun bol ve 80 yaşındasın; ömrünün son demleri. kafası minimum system requirements seviyesinde çalışan biri tüm manzarayı görür; buna rağmen nedir hocam senin motivasyonun?

    çok garip, çok.