hesabın var mı? giriş yap

  • bu zam sonrası "ben zaten içmiyorum" diyenlere ufak bir hatırlatma:

    - sen sigara içmiyorsun, ama püskevit aldığın köşedeki bakkal içiyor. sigarasına zam geldiği için bakkalın giderleri artacak bu yüzden püskevite zam yapacak.
    - sen şarap içmiyorsun, ama saç tıraşı olduğun berberin içiyor. şarabına zam geldiği için berberinin gideri artacak, bu yüzden saç tıraşına zam yapacak.
    - sen bira içmiyorsun, ama pide siparişi verdiğin kebapçının ustası bira içiyor. giderleri arttığı için usta maaşına zam isteyecek, bu yüzden dükkan sahibi, pideye zam yapacak.
    - pidenin yanında gelen domatesi antalya'dan kamyona yükleyip getiren şoför, sigara içiyor. şoförün gideri artacak, haliyle talep ettiği ücret artacak. mazot fiyatı zaten artmıştı hatırlarsınız. peki o domatesin fiyatı yerinde durur mu?
    - pideciden laf açılmışken, elektrik zammına da değinelim. içinde et sakladığı buzdolabının fişini çekemeyecek pidecimiz, mecbur satış fiyatına zam yapacak.
    - aynı elektrik zammı yüzünden bakkallar artık dolap çalıştırmayacak, yazın sıcak kola içmeye şimdiden hazırlanın.

    özet: talep esnekliği düşük olan ve bağımlılık yapan (bkz: inelastik talep/#31607066) tüketim mallarına yapılan zam, tüm enflasyon kalemlerine sirayet eder.

    ikinci bir konu da laffer eğrisi (hatırlatma için bukra35'e teşekkürler). üründen alınan verginin miktarı arttıkça, çok daha az ürün satılmaya başlanacağından devletin vergi geliri düşer. türkiye'de alkol fiyatlarında eğrinin ters tarafına geçeli çok oluyor, şimdi vergi geliri azalması daha da belirgin hale gelecek...

    (bkz: laffer eğrisi/#131854078)

  • bir zamanlar luks sayilan, simdi ise kovalarla kafaya dokulen bir sey.

    200 yıl önce, sıcak yaz aylarında bir bardak soğuk su içmek isterseniz, çok zengin olmanız gerekiyordu. çünkü zengin insanlar, kış aylarında, arka bahçelerinde buz tutan gölcüklerdeki buzları kırar, kırdığı buz kalıplarını daha önceden kazıp, saman ile kapladıkları çukurlarda saklar ve yazın sıcak günlerinde, bu çukurlardan birini kazarak, sakladıkları buz ile soğuk içeceklerini içerlerdi.

    ak saçlı, kurt adam sakallı, frederic tudor, bu olayi bir iş fırsatı olarak gördü. frederic, buz konusunu bir iş modeli haline getirip, yalnızca çok zenginlerin değil, herkesin satın alabileceği bir ürün haline getirmeyi başardı. frederic tudor, bugün tamamen unutulmuş, fakat 19. yüzyılın en önemli iş kollarından biri olan buz sektörünün lider ismi oldu. amerika'da birçok kişinin "buz kralı" ismini verdiği, frederic tudor, yalnızca boston çevresinde buz ticareti yapmıyor; dünyanın her bir köşesine, boston’dan çıkardığı buzları ihraç ediyordu. bombay, singapur, jamaika, hong kong gibi yerlerde, frederic tudor'un buzları, etleri, biraları soğutuyor, hastanelerde kullanılıyor, sebzeleri taze tutuyor, yazın kavurucu sıcaklığında dondurma yapılmasına yarıyordu. frederic tudor'un 1805'de başlattığı buz sektörü öylesine büyüdü ki, 1886 yılında, boston çevresinde yaklaşık 25 milyon ton buz toplandı ve satıldı.

    ama frederic’in yenilikçiliği, bulunduğu sektörü iyi anlamaması ile sonlandı. 19. yüzyılın sonralarına doğru, temiz traşlı, kaymak suratlı dr. john gorrie, florida eyaletinin bir hastanesinde çalışıyordu. aynı zamanda, aynı hastanede tropikal hastalıklar konusunda araştırma yapıyordu. dr. gorrie’ye göre, sıcak ve nemli hava, tropikal hastalıkların çok hızlı yayılmasının nedeniydi. mühendis arkadaşlarının sayesinde, hastane için soğutma tesisatını icat etti. yani günümüzün kliması. bu buluş, buzdolabının icadı için ilk adımlardı. çok zaman geçmeden, general elektrik (ge) şirketi, fabrikalarında buzdolabı üretmeye başladı. buzdolabının icadı ile, artık herkes, kendi buzunu evinde kendi yapabiliyor, soğutmak için, dışarıdan buz almaya gereksinimi duymuyordu. yani bir bakıma, buzdolabının icadı, “soğutmanın demokrasisi” demekti.

    işin en ilginç yanı ise, o dönemde buz satan hiç bir şirket buzdolabı işine girmedi ya da girmeyi akıl bile edemedi. buz satmaktan, buzdolabı üretmeye olan geçişi gerçekleştiremedi. bir başka değişle frederic tudor ve diğer buz satıcıları, “soğutma” işinde olduklarını kavrayamadılar. onlar “buz satma” işindeydiler!

    frederic tudor, hayata kustu, kendini dikis, nakisa verdi.. saka lan! ne bileyim n'oldu. buzdolabi icat olunca, adam unutuldu.

  • bir kadin ve bir erkek cayirda yurumektedir. erkek ciceklerin ustune basar;

    - aay mukerrem, basmasana ciceklere! onlar da canli...
    - ohoo.. hersey de canli mina koyayim... yok kopegi kirma mukerrem, yok kusu dovme mukerrem...
    - kusu mu dovdun?
    - e, ucuyo...

  • insanlarla konuştuktan sonra ortaya çıkan düşünce. o yaşadıklarını anlatıyor, sen kendi yaşadıklarına/yaşayamadıklarına bakıyorsun. hüzünleniyorsun. adam hayatını yaşamış, ben kütük gibi bu yaşa kadar gelmişim diyorsun. yapacak bişey yok.