hesabın var mı? giriş yap

  • yegenimin banyo gunu rutini. $u ana kadar tanik oldugum banyo gunlerini kisaca ozetlemem gerekirse, o gun ya$anan kaosu anlatmaya bu cumle yeter de artar bile.

    banyo gunu programimiz:

    09:00 aileyle topluca kahvalti.
    10:00 cizgi film, vakit oldurme, ogle yemegi...
    13:00 uykusu varsa uyku, yoksa amcanin yaraticiligina bagli $ebeklikler ile yegeni eglendirme fasli.
    14:00 uyani$. uyku yoksa amcadan sikilma ani. :(
    14:15 banyo gunu oldugunu fark etme.
    14:16 kendini odaya kilitleme.
    15:50 anne ve babaya bagli milislerin odayi ele gecirmesi.
    16:00 strateji degi$ikligi.
    16:01 kirilacak ev e$yalari ile tehdit.
    16:59 strateji degi$ikligi.
    17:00 oyuncaklarini balkondan atma tehditleri.
    18:00 anne ve babanin tum yetkileri amcaya devretmesi.
    18:01 amcanin darbe kararini hizlica uygulamaya koymasi. yikamayalim da besleyelim mi?
    18:30 darbe iptal, amcanin cep telefonunu ele gecirmi$ amk. kirmakla tehdit ediyor. rehine krizi.
    19:00 bari$ goru$meleri ve yemek molasi.
    19:45 rehine krizi cozuldu. telefon emin ellerde.
    19:47 yemek sonrasi cukulata/bonibon/şekerleme pazarligi.
    20:00 annenin yetkileri tekrar geri almasi. demokraasi kazadi.
    20:01 annenin yegeni zorla kuvete sokma kararinin meclisten hizlica gecmesi.
    20:02 kuvete zorla sokuldu. ilk kur$un, hasan tahsin kuvette...
    21:00 kuvetten cikmiyor. oyuncaklarini yanina istedi.
    21:30 cikmiyor.
    22:00 cikti. :(
    22:15 istiklal mar$i
    22:20 kapani$. uykusu geldi garibimin. :(

  • geziyi falan boşver de, senin arkanda kim var onu açıkla yalçın akdoğan.
    sen pendik belediyesi halka ilişkiler biriminde işçi statüsünde çalışırken nasıl birkaç yıl içinde önce başbakan danışmanı sonra başbakan yardımcısı oldun. bi anlat bakalım da öğrenelim, önünde arkanda üstünde kim vardı kim yoktu.
    debe edit: (bkz: arda için yardım topluyoruz)

  • hiç inandırıcı olmayan kaza.
    ulan kapı açılıp düştüyse 2 km sonra farkına varmazsın, hemen anlarsın, yani geri zekalı olsan anlarsın.
    araç renault kangoo model sanki. çocugun ordan düşmedi için kapının komple açılması lazım. ses çıkar, rüzgar gelir "aaaa kapı açıkmış" dersin, 2 km gitmezsin.

  • muhtemelen üniversite çağında birinin önermesi.

    ben de o yaşlarda "son zamanlarda kafka çok popüler" diyordum, bundan 10-15 sene önce filan.

  • "vodafone arena'da seyrettiğim hiç bir maçta son gol sonrası sevinç kadar bağırmaktan boğazımın yandığı, kendimi kaybettiğim bir maç olmamıştır, şampiyonluk ve açılış maçları da dahil." dediğim, beşiktaşımın asla pes etmeyip hesabını son haftaya bıraktığı, bizi bir kez daha gururlandıran uefa şampiyonlar ligi müsabakası.

  • kimse yanında yedek babet taşımıyor belki o an yırtıldı belki de yırtıldı fakat yenisini almaya gidecek boş günü yoktu.çalışan görev başında bir insanın fotoğrafını burda paylaşmak en kibarca o.çocukluğu.pis terbiyesiz.

  • bana özel sandığım bir durum. üç gündür günde birkaç doz çarpılıyorum.

    edit 1: başlığı açan kayıp. arkadaş son kez çarpıldı sanırım?

    edit 2: geri geldi, yanlışlıkla silinmiş entry.

  • en iyisini anlatıyorum

    öncelikle pişirme şeklinin yanında kahvenin kalitesi ve tazeliği daha fazla önem taşır

    en geç 2 hafta önce kavrulmuş güzel bir kahve çekirdeği bulmak lazım. daha sonra her kahve pişirmeden 10 dakika önce öğütmek lazım, yani hazır öğütülmüş kahve almayın. pişirmeden önce öğütün. bu konuda sözen marka değirmenler epey yardımcı olacaktır.

    cezvenin şekli de önemli, yarışma kazanmış bir arkadaşın kullandığı cezve şuradan görülebilir

    cezve var, kahve var sonra ne yapacağız? binbir çeşit tarif vardır fakat kendi tarifimi yazıyorum;

    öncelikle bir pişirme standı olmalı, o yukarıda verdiğim cezvenin fotoğrafının arkasında bir stand var göreceğiniz üzere, ondan lazım işte ve altındaki ocaktan.

    cezveye 70 gram *ılık* su koyuyoruz, üzerine de 7 gram taze, henüz öğütülmüş kahveyi koyuyoruz. daha sonra çay kaşığıyla birazcık karıştırıyoruz, amaç kahveyi ıslatmak.

    sonra cezveyi ocağın üzerine koyuyoruz, alttan ocağı açıyoruz. yüksek ateşle başlayacaksınız. daha sonra cezvede kahvenin kenarlarında köpükler oluşmaya başladığında ocağı kısacaksınız.

    bu süreç içerisinde kesinlikle kahve *karıştırılmaz*

    sadece stand üzerinde duracak kahve, siz ateşi ayarlayacaksınız.

    ocağı kıstınız, bekleyin

    iyice köpürecek, tam da cezveden taşmak üzereyken standdan alacaksınız. eğer tam sınıra gelmeden alırsanız az köpüklü olur. eğer daha fazla tutarsanız da taşar.

    tam sınıra gelince alıyorsunuz, fincana dolduruyorsunuz ve afiyetle içiyorsunuz.

    "hangi kahve çekirdeğini kullanalım" derseniz tavsiyem ve favorim şudur