hesabın var mı? giriş yap

  • babamın vefatından 10 gün sonra annemle evlilik yıldönümleri olmasından mütevellit anneme sanki babam almış gibi bir hediye alıp, onun ağzından bir şeyler yazıp, parasını ödemiştim. anneme verdikten birkaç dakika sonra gardırobu açık olan babamın takımlarına göz gezdirirken ilk elimi attığım cepte tam olarak küsuratıyla beraber hediye için verdiğim para çıkmıştı. böyle şeyler bana çok saçma gelse de hiçbir zaman anlam veremediğim bir olay olarak kayda geçmiştir benim için.

  • ne yazıyor acaba diye ensesine doğru nefes vererek şöyle bir eğilip bakınca "n'apıyosun be" diye tersleyen kız. manyak mıdır nedir.

  • ilgili haberin altındaki bir yorumu beğendim:

    "8000 liralık fatura nasıl olmuş ki? 2 göz odada ayda 100 lira desen yılda 1200 yapar hiç ödemesen 2.ayda elektrik olmaz faturanda olmaz. 100 liranın faiz neyse onla kalırsın. 8000 için bayağı bir çaba harcamak lazım. haberi yaparken sormak aklınıza gelmedi mi?allah bilir elektrik şirketine de nasıl oldu bu iş dememişinizdir . öyle ya, kızı var 14'lük satılacak.hikayesini pazarlarken bahane bulmak lazım_ o kızı her şekilde satacak fatura bahane. kızı kurtarın kurtarabiliyorsanız. yatılı okul meslek okulu herneydiyse yol açılsın. bunların da ebeveynlik hakları iptal edilsin. emsal olur. fakirlik olur kaç zengin var zaten ama çocuk satmak fikri mide bulandırıcı sempatinin zerresi yok içimde."

    adam haklı, dağılın.

  • kullanan dişi ben değilsem sıkıntı yaratmaz.

    babam bana araba kullanmayı öğretirken boş alan diye hayvan pazarına gitmiştik.. kocaman yer, dön dön bitmiyor. belediye elektrik direği için galiba çukur açmış ama boş bırakmış. üzerini de ot kaplamış

    öyle dönüp dururken ön tekeri o çukura soktum, babamın kafayı da aynaya. dakikalar geçti araba çukurdan çıkmıyor. baba sinirli, babanın kafası kanıyor, elinin tersinde ve kemerle bağlı durumdayım.. allah acıdı da ilerde tarlada top oynayan gençler peyda oldu bi anda ve kaldırıp çıkardılar bizi.

    dönüş yolunda yine direksiyona geçirdi beni zorla, hemde trafikte.. bi tane otobüs çok yakın geçince korkup gözümü kapattım, ellerimle :) nihayetinde; araba kullanacak cesaret ve yeteneğe sahip olmadığıma babam da ikna olunca, yer değiştirdik. tekrar yola çıkacağız

    babam- bak bakalım sağdan gelen var mı
    ben- maviden sonra yok

    yok kısmını duymuş sadece. bastı bakmadan.. benim oturduğum tarafa bi tane şahin girdi, ve akordeon olarak durdu.

    babam bence o gün silmiş, o gün vazgeçmiş olabilir benden.

    edit: babanın araba kullanmayı öğretmesi

  • 13 mayis:
    sevgili gunluk, bugun tekneyle yolculugumuz ba$ladi. havalar cok guzel. cok mutluyum.

    14 mayis:
    kaptan cok yaki$ikli bir genc. adi tolga. sanirim o da beni beni begeniyor. ama emin degilim. hava cok guzel.

    15 mayis:
    bugun suya atladigimda burnum kanadi. ama hic acimadi. teknedeki herkes guldu. ama sen gulmuyorsun. iyi ki varsin. iyi geceler.

    16 mayis:
    kola icerken guldum ve burnumdan kola cikti. herkes guldu. neden bilmiyorum. hava cok guzel.

    17 mayis:
    en sonunda onunla tani$tim! yani tolga'yla. birlikte yemek yedik. inanilmazdi. hava cok guzel.

    19 mayis:
    kamarasina davet etti, ama kabul etmedim.

    19 mayis: yazmayi unuttum. ozur dilerim. hava cok guzel.

    20 mayis:
    eger kamarasina gitmezsem, tekneyi batiracagini soyluyor. ne yapsam acaba? hava cok guzel.

    21 mayis:
    120 yolcunun hayatini kurtardim. hava cok guzel. yarin eve donuyoruz.

  • her yaptığımızın islamda yerinin olması şart değil ki.
    örneğin islamda namaz kıldırma ve cenaze yıkama gibi dini bir takım ritüellerin yerine getirilmesi için kamudan toplanan vergilerden temin edilmek üzere, maaş alınmasının da yeri yok. biz buna bir şey diyor muyuz?

  • sabahın 6’sında uyanmış ve zombiye dönüşmeye ramak kalmış bünyenin 3 gün üst üste giyilmiş pantolonu koklayıp 1 gün daha giderinin olduğuna karar verdikten sonra yüzünü bile yıkamadan çıkıp metrobüs duraklarının yanındaki seyyar poğaçacılardan birinde (bkz: merhaba poğaçacı) kendisinin kahvaltı addettiği fakat aslında sadece beyninin ona sigara altlığı yapması için gönderdiği güçlü sinyallere yenik düşmesinden mütevellit 2-5 tane arası poğaçanın mideye işkence niyetine duhul edilmesi ve akabinde tek nefeste çektiği 200ml şeftalili meyve suyunun bünyede yarattığı anlık enerjiyle güne mutlu başlandığı istanbul’un çoğu beyaz-mavi yakasının her gün yaptığı survival instinct.

    not: bilerek nokta, virgül koymadım ve tek nefeste okunmasını istedim. lütfen ilkokuldaki türkçe hocamın mezarındaki ana babasına kadar sövmeyin dostlar. *

    edit: imla

    debe editi: valla bu kadar etkileşim alacağını düşünmedim ama sanırsam herkesin belli bir dönemine hitap etti bu entry. sağol sözlük :)

  • dakkasında kabul edeceğim şey.

    suriye'ye iltica eder ordan tekrar türkiye'ye sığınır krallar gibi yaşarım.

  • david fincher'in babası jack fincher'in senaryosundan uyarladığı şimdilik son filmi. sinema sanatı açısından oldukça malzeme barındıran citizen kane'in tamamlanmasından sonra basın imparatoru william randolph hearst'ün filme açtığı savaş ve yaşananların etkisiyle orson welles'in çalkantılı bir kariyere sahip olması başlı başına bir film konusu olabilecekken "mank" çok da alışık olmadığımız bir yoldan ilerliyor.

    --- spoiler ---

    merkeze herman mankiewicz'i yerleştiriyor ve onun efsaneyi senaryolaştırırken yaşadıklarından çok sık sık geçmişe giderek yazarın senaryoyu biçimlendirmesinde rol oynayan olaylara değiniyor. filmde anlatılanlara göre welles'in "mank"'ı senaryo yazımı için seçmesinin tesadüf olmadığını, hearst'ün hayatını irdelemek için onu yakından tanıyan ve kimseden lafını sözünü esirgemeyen alkolik yazar herman mankiewicz ile çalışmak istediğini anlıyoruz. geriye dönüşlerle yazarın şahit olduğu acımasız holywood kurallarının ve o çevreye hakim kişilerin onu ne denli doldurduğunu fark ediyoruz. yani citizen kane çok kişisel bir senaryonun ürünü. bu açıdan bakıldığında hearst'ün gücünü kullanarak saldırıya geçmesini anlamlandırabiliyorsunuz.

    filmi seyrederken yığınla isim karşınıza çıkıyor. josef von sternberg, david o. selznick, joseph l. mankiewicz, ben hecht, charles lederer, irwing thalberg, marion davies ve elbette louis b. mayer ile william randolph hearst. filmin en kayda değer yanlarından biri de mank'ın iç dünyasına daha fazla girmemize yol açan kaliforniya valilik seçimleri ve adaylardan biri olan upton sinclair. yıllar sonra senatör mccarthy'nin başlatacağı cadı avının aslında holywood'un genel yapısına çok uygun olduğunu görüyoruz bu olayda. louis b. mayer ile ilgili çok hoş şeyler söylenmez ama şeytanın film dünyasındaki izdüşümü gibi sunulmuş olması da çok ilginç.
    --- spoiler ---

    kişisel film zevklerim ve sinemadan beklentilerim doğrultusunda söylemek isterim ki tüm david fincher filmografisi içinde en severek seyrettiğim film oldu "mank". kane ile onun işaret ettiği medya patronu hearst arasında kurduğu paralellik ve iki karakter arasındaki tutarlılık konusunda gösterilen özen beni kendine hayran bıraktı. son yıllarda seyrettiğim en iyi filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. bu filmin ışığında citizen kane'i yeniden seyretmenin çok ilginç bir deneyim olacağı kanısındayım.

  • led, nanocell, qled zart zurt hepsi lcd televizyonlardır.

    sadece günümüzde kendinden aydınlatmalı led teknolojisi oled tv'lerde var. efsane black ve gray to gray bu tv teknolojisinde mevcut.

    oled tv'lerde ne yazık ki burn in denilen, aynı göruntünün çok uzun süreler ekranda kalmasından kaynaklanan yanıklar oluşuyor, yani evladiyelik bir tv almak istiyorsanız oled yazanlardan uzak durun. mesela hep aynı tv haber kanalını izliyorsunuz, altta bulunan haber bantları, tv'nin logosu ekranda iz bırakabilir. ( ne kadar sürede oluyor derseniz 2 sene ve sonrasında risk artıyor )

    gelelim standart lcd tv olayına. bunlarda da edge led yerine full led - direct led- full array led olanları tercih edin edge led yani köşelerden aydınlatma yapanları değil.

    çünkü ışıklandırma panelin arkasından yapılır, böylelikle ışık alan siyah bolgelerde hareler daha az görünür, nispeten daha iyi gray ve black alırsınız ama nispeten. oled'in yerini tutamaz ama keyifli görüntü izlersiniz.

    ancak bu full array ya da direct led denilen tv'ler daha pahalıdır ve daha kalındır unutmayın.

    samsung tv ile geçmişte hoş tecrübelerim olmadığından ürünlerine hiç bakmadım.

    benim üzerinde durduğum iki tv modeli var. birincisi lg nano916 yada genel ismi olan 91 serisi, diğeri sony xh9505 ya da xh95 serisi.

    ikisinde de düşük gecikme mevcut, oyuncular için iyi bir deneyim yaşatır ama hdmi 2.1 desteği sadece lg'de var.

    ancak youtube kanalı rtings'de izlediğime göre oyun oynamak isteyenler daha düşük response time arayanlar bu iki model arasında lg nano916 serisini tercih etmeli.

    bu arada bu işin uzmanı değilim ama çok araştırma yaptığım için sorulan bir iki soru var cevap vereyim.

    tn paneller ki tv'lerde artık kullanılmıyor, monitörlerde sıklıkla mevcut, en düşük gecikme süresine sahip olan ancak renk kalitesi açısından en düşük olanlar.

    va paneller, nispeten ips panellere göre gecikme zamanı düşük ama tn panellere renk gamutu karşılama oranı daha yüksek daha doygun renk veren panel tipi.

    ıps paneller gecikme oranı içlerinde en yüksek ama bir lcd ekrana göre en kaliteli görüntüye yer veren panel tipi. ancak unutmayın son dönemde asus, samsung, lg gibi firmalar ips panellerde anlık 1-2 milisaniyeye kadar düştüler. genel olaraksa görüntüdeki resmin karmaşıklığına ve çözünürlüğün yukselmesine bağlı olarak 10-60 ms arasında gidip geliyor.

    abi bizde para sorunu yok bozulursa yenisini alırım, hangisini alırdın derseniz kesinlikle sony ve lg'nin oledleri derim. özellikle sony a serisi ve biraz daha uygun fiyata lg'nin cx serisi biçilmiş kaftan.

    ancak sony'nin görüntüsü lg'den bir iki tık önde. zira kullandığı işlemciler ve görüntü düzeltme imkanı daha fazla ve android tv olmasının getirdiği faydalar çok. mesela güncelleme bulma imkanı, ekstra bir stick alma mecburiyetini ortadan kaldırıyor.

    lg web os ise çok ciddi aşama kayedetti. bende 5 yıl evvelin lg tv'si var, web os 2.0 çalışıyor hala en ufak bir takılma bekleme sorunu yok.

    yine bir soru geldi cevaplayım. benim lg tv'de yani 2015 modelinde, amazon, tivibu, netflix, youtube vesaire default olarak geliyor, arada bir güncelleme de alıyor. ancak web modu artık takılmaya başladı biraz ve google desteği artık yok sanırım browser'da. o sebeple android tv candır.

    debe edit: dünyaya pek faydam olduğu söylenemez belki bir yavruya hayrım dokunur.

    (bkz: ada'ya umut ol)

    (bkz: sma hastası ahmet alp'e yardım kampanyası)