ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
engelli asansörüne binmek için koşmak
-
her sabah metroda şahit olduğum olay.
metronun kapısı açılıyor. önden bir kaç kişi 100 metre koşucusu gibi fırlıyorlar.
önceden bunların geç kalan insanlar olduğunu sanmıştım, sonra fark ettim ki asansöre koşuyorlar.
hani öyle bir koşuyorlar ki o hızla merdiven çıksalar asansörden daha önce çıkarlar yukarı zaten.
yaşlılar engelliler falan da bunların işinin bitmesini bekliyorlar asansöre binebilmek için.
engelli asansörüne binebilmek için bile hızlı koşmak gerekiyor bu ülkede.
23 eylül 2014 pegasus rezaleti
-
ayrıntılı anlatılmadığı için inanması güç rezalet.
benim bildiğim rezalet sayfanın yarısını kaplamalı, insan okurken yorulmalı ama yine de okumalı. 3 cümle yazmış rezalet demiş aq yemezler.
ahmet kural'ın tüm kadınlardan özür dilemesi
-
' o gece, benimle paylaştığı şeyleri itidalli bir şekilde karşılayabilmeliydim. herkesin ayıbı kendine diye düşünmeliydim.'
cümlesinin altında yatan anlamı merak edenler?
nil karaibrahimgil'in seslendirmediği reklamlar
-
okan bayülgen tarafından seslendiriliyordur.
m. yavaş hayal görmesin kürtler haddini bildirir
-
mansur yavaş aday olsun da sen oy verme aq. verirsen aq. mansur başkan zaten kalan %90 oyda %51i rahat bulacaktır. bu ülkenin her kürt vatandaşı da senin gibi bölücü oç olmadığına göre %55-60 arası garanti.
guy ritchie
-
kendisi yani orijinal guy ritchie muhtesem filmler ceken kendine ozgu bir sinema dehasi ve kurgu ustasidir. ama soyle bir konu var;
(bkz: türk sinemasında guy ritchie şablonu)
(bkz: türk sinemasında guy ritchie dönemi)
eger bu adam olmasaydi son 20 yilda cekilen turk filmlerinin yuzde ellisi olmazdi herhalde. gunumuzde artik akli basinda herkese gina getiren turk filmi sablonu var ya hani soyle bir sey;
-her biri birbirinden tuhaf, korkutucu ama bir yandan da komik buyuk mafyalar,
-bunlarin filmin baslangicinda bir anlik goruntusunun dondurulup pastel hale getirilerek ozelliklerinin anlatilmasi,
-tesadufen veya kendi hallerinde cakallik yapmaya calisirken kendilerini devasa ve karmasik olaylarin icinde bulup istemeden buyuk suclara karisan alik bir kisi/grup,
-arka planda eski zamanlardan kalma hareketli sarkilardan olusan adeta dj listesi gibi bir soundtrack,
-olaylarin yavas yavas cigirindan cikmasi, ve en beklenmeyen karakterin en kapsamli plani yaptiginin sonradan ortaya cikmasi
vesaire vesaire.
son yirmi yildir turk sinemasini esir alip aile filmlerinde bile ortaya cikan "olaya mafya karismasi", "korkutucu ama komik ve egzantirik mafya liderleri", "zengin olmak icin suc islemeyi planlayip ellerine yuzlerine bulastiran arkadaslar" temalari bu elemanin filmlerinden birebir alintidir.
hatta oyle ki cogu filmde ritchie rich abinin filmlerindeki efektler, muzik ritmleri, kamera acilari hatta benzer mekanlar birebir kullanilir. buna cogu kisinin son donem turk sinemasinin efsanesi dedikleri ve absurd komedi ornegi sanilan butun o dandik filmler de dahildir(absurd komedi oyle bir sey degil zaten). en populer unlulerin oynadigi birbirinden bagimsiz ama guy ritchie filmlerinin kotu birer kopyasi olan bu filmlerin ovulmesi ise utanc sebebidir. inanmazsaniz guy ritchie'nin butun filmlerini seyredip sonra turk sinemasindan son 20 yildaki "eglenceli tiplerin suca/mafyaya karismasi" temali filmleri seyredin, hatta aile komedi filmleri diye yutturulanlari da seyredin neredeyse sahnesi sahnesine calinti oldugunu gorursunuz.
nasil ki john carpenter habersiz olarak yesilcam filmlerine soundtrack yaptiysa, yani adamin kendi filmleri icin yaptigi muzikler ondan habersiz/izinsiz/telifsiz olarak yesilcam'da kullanildiysa, guy ritchie'nin film sablonu da son 20 yilda turk sinemasindaki butun yeteneksiz unlulerin caldigi bir kaynak olmustur.
isin daha da tuhafi guy ritchie'in her filminde mutlaka bir turk muhabbeti gecmesidir. kalp kalbe karsidir mi diyelim ne diyelim bilmem ki.
not: niye guy ritchie de quentin tarantino degil derseniz, tarantino'nun tarzi bu yeteneksizler icin fazla vahsi kaciyor herhalde ne bileyim.
asiye'nin babasının işten kovulması
-
böyle köpek besleyen adamdan* da bu beklenirdi zaten. inşallah o köpekler seni de yer de görürüz.
sokaklarda bayağı bildiğin ayıların gezdiği yıllar
kızların bir kez evleniyorum şımarıklığı
-
diğer ülkelerde durum böyle midir bilmiyorum ama türkiye'de son derece mide bulandırıcı bir hal almaya başlayan şımarıklıktır.
yıllar ilerledikçe ve insanlar biliçlendikçe bu şımarıklığın azalması gerekirken ülkemizde tam tersi bir durum söz konusu. problemin kaynağı ise evlenen kadınlardan çok onların akıllarına giren aileleri. son derece entelektüel biriyle bile evleniyor olsanız eğer kadının ailesi geri kafalıysa o şımarıklığı çekeceksin kardeşim kaçışı yok.
en eğitimlisinden en cahiline kadar türk kadınını esir almış olan bu virüsün bir an önce yok olması en büyük temennim.
my morning jacket
-
louisville'li bir grup. lider jim james hem solist hem de şarkıları yazıyor. 1999'da çıkan ilk albümleri tennessee fire'dan the bear isimli şarkı baştacı... 2001 yılında çıkan at dawn'dan da bir şarkı öneriyorum. if it smashes down. plak şirketleri darla. 2002'de "songs: ohia" ile bir küçük ortak albüm yaptılar, hatta will oldham da bazı şarkılarda back vokaldi. bu grubun ismini daha çok duyarız gibime geliyor.