bed of roses

• '96 yapımı romantik komedi kontenjanından bayık film. ya da belki komik değildi hatırlayamayacağım... ama bayıcıydı o kesin...
  
  christian slater ve mary stuart masterson'ın şenlendirdiği, finans dünyasının önde giden adamıyken karısını kaybedip kendine çiçekçi dükkanı açan christian ile öksüz yetim ve ayrıca noellere küsmüş mary'nin hikayesi...
  
  filmin en akılda kalan yeri sanırım christian'ın romantik olmak adına çiçek gönderme olayının bokunu çıkardığı kısımdır. gül kusmuştur ortaya...
• "i want to be just as close as the holy ghost is and lay you down on a bed of roses"; bıkmadım,bıkmadın,bıkmadı,bıkmadık,bıkmadınız,bıkmayacaklar
• bir şarkı nasıl olabilirse öyle yapmışlar.çok derin hisler sevgi saygı gibi aptal şeyler söylemek yerine şu anda dinlerken hissettiklerim o kadar garip ki sözlükteki ilk günlerim olmasına rağmen atılmayı kabullenecek kadar saçma bir entry giriyorum.böyle bir şarkıdır.özellikle şarkıda ki umursamazlık ve sevdiğini sürekli aklında canlı tutması pek çok saçma sapan insana örnek olabilecek sözlerdir.hani şu iki günde seni seviyorum diyenler yada sensiz yaşayamam palavraları sıkan insanlardan bahsediyorum
• uzun bir sure movenpick otelinin reklam sloganıydı.
• binlerce kilometre ötedeki birine aşıkken dinlenmesi ruhu tahrip eden balad.
  
  orjinalindeki ritchie sambora sololarının yanı sıra; akustiğindeki yaylılar ve jon bon jovi'nin mükemmel sesiyle dua edercesine konuştuğu kısımlar adamı perişan eder.
  
  trash ve speed dinlemeyenlerle kofti rocker diye taşşak geçtiğimiz dönemlerde "geyik" ya da "balon" ilan ettiğimiz bu şarkı zamanın geçmesiyle intikamını feci almıştır.
  
  sevdicekle düğünde çalınmasının planlanması ve lirikteki temenninin bi gün hayat bulması ya aşık kişinin denyoluğundan ya da hakikaten bunun gelmiş geçmiş en şahane aşk şarkılarından biri olmasından kaynaklanmaktadır.
• fragmanlarını izledikten sonra büyük heveslerle gelmesi beklenen, geldiğinde izledikten sonra da önce para yatıran prodüktöre, daha sonra oynayan oyuncular ama en çok da filmin fragmanını yapan arkadaşlara küfretmeme sebep olmuş 1996 yapımı michael goldenberg filmi. yönetmenin acemiliğine gelmiş olması muhtemeldir.
• benzer yazılışı olan bir başka şarkı için;
  (bkz: bed of razors)
• işte aşık insan böyle sana da sirayet ettirir duygularını dedirten bon jovi şarkısı. sevgiliyi güllerin arasına serme hayalindeyken çivilerin üstünde uyuyacağını da bir yandan dillendirince bu tanrının öve öve yarattığı güzellik jon bon jovielinizdekiyle yetinmek zor geliyor tabi. bunca sözünün arasında sevgiliye bir de and the truth is baby you're all that i need diyip meramını noktalar aslında ama güller arasında uyumak da fena fikir değildir.
• lise yıllarında sırf christian slater’ı görmek adına okuldan kaçıp sinemada izlediğim filmdir. bu açıdan şanslı(!) bir azınlığa dahil olduğumu söyleyebilirim zira türkiye sınırları içinde bu filmi sinemada izlemiş kişi sayısı taş çatlasa 250’yi geçmez. yamulmuyorsam 14 şubat civarında gösterime girmişti bu film, biz de bir kız arkadaşımla gitmiş, sonrasında günlerce geyiğini yapmış, chris gibi bir erkek arkadaşımız olsa bize odalar dolusu gül gönderse diye hayaller kurmuş, mary stuart masterson’dan delice nefret etmiştik. şimdi dönüp bakıyorum da christian slater denen adamı nasıl beğenmişiz aklım almıyor. en mantıklı açıklama ergenlik döneminde tavan yapan hormonlar olsa gerek.
• the statler brothers ın güzide bir country parçasıdır.gta san andreas ta da mevcuttur.