• popüler bi film izleyince çok cool olacağını sanan ergenlerin bayıldığı vasat film. orijinallikten uzak senaryosu ve klişe diyaloglarıyla resmen çerez bi film.
  • ben john malkovich yerinde olsam bu film icin bi kurus para almazdim. ne eglenmistir arkadas o bilincalti sahnelerinde.

    --- spoiler ---

    ilk portal gozuktugunden itibaren hep acaba malkovich bu portala girerse ne olur diye dusunmeye baslamistim, hatta filmin sonunu boyle baglarlar sonra da portal patlar film biter demistim ama daha filmin ortasinda portala girince bi sasirdim, hos oldum. zaten sonrasinda gelen malkovichlerin sahnesine yorum bile yapmaya gerek yok, efsane. senarist cidden basarili, tek bir nokta disinda hic kolaya kacmamis. maymunun cocukluk tramvasi, malkovichin kuklaci tarafindan oynatilan dans sahnesi, cameron diaz'in erkek bedenine girdikten sonra transeksuel olmak istemesi, 7,5 kat hikayesinin absurdlugu, kuklacinin malkovich bedeninde gecen 6 ayindan sonra sean penn'in belgesel vari bir sovda cikip da ben de mi kuklaci olsam tripleri falan cok iyi ayrintilar hep.

    bence filmin kurgusunda tek oturmayan olay, o kadar insanin birlesip hep beraber bi insanin bedenine girerek olumsuz olmalari. ya bizim kuklaci malkovichin icindeyken baskasi girdiginde bilincaltina hapis oluyo da, o kadar kalabalik insan grubu girdiginde nasil tek parca haline gelip yasamaya devam ediyorlar? ki filmin son sahnesinde anladigim kadariyla malkovich, charlie sheen'i falan da alip kucuk kizin kafaya girmeye niyetli gibiydi. birazcik havada kalmis ama o kadari sam'da kayisi zaten.

    ayrica 8 sezon two and a half men izlemis bir insan icin charlie sheen'li sahneler paha bicilemez gercekten.

    --- spoiler ---

    kisacasi kesinlikle izlenmesi gereken zeka dolu bir film.
  • filmi ilk seyredişimde, ne alakaysa, yedi yaşımda falandım. sonrasında aklımda kalan sadece tüneller ve lezbiyenlikle ilgili bir şeyler olduğuydu. buradan anne-baba adaylarına sesleneyim, çocuğunuza ne seyrettirdiğinize dikkat edin efenim.
    neyse aradan yıllar yıllar geçince dur lan bir izleyeyim şu filmi dedim. vee amanın ne de güzel bir absürtlükteydi bu film. hımm mizah anlayışım yedi yaşımdan beri biraz değişmiş haliyle.

    bu arada craig schwartz ismi edward gordon craig ve bruce schwartz'a göndermeymiş. schwartz bir kukla sanatçısı iken, craig aktörlerin kuklalardan öte bir şey olmadığını söyleyen bir tiyatrocuymuş.

    bir yapımcı jonze'ye filmi, "being tom cruise" diye çeksek ya he? demiş. ancak hiç oralı olunmamış, malkovich birkaç yıl sonra kabul edince filmimiz çekilmiş.
  • bu filmi izledigim gunden beri, ne zaman biriyle konussam acaba baskasiyla mi konusuyorum diye bir saniye dusunuyorum, beyninizin ayarlariyla oynayici bir film.

    ote yandan kariyeri ve parasi yokken yuzune bakmadigi adama, bunlarin ikisi varken bakan kadini anlatmasi, ayni yetenekleri sahip iki kisiden birini tum dunya tanirken, digerinin dandik bir ofiste dosya duzenleyicisi olmasi gibi bir suru gercek hayattaki sacmaliklari yuzumuze vurup dalgasini da geciyor film. evham yapmak istemiyorsaniz uzak durun, gunluk guneslik hayatiniza devam edin.
  • garip ,varoluşsal ve endişeyi derinden hissedebileceğiniz bir film. 90lı yıllarda çekilen en iyi amerikan yapımı filmlerden biri. (bkz: charlie kaufman) özgün bir senaryo yaratmış. filmin atmosferi ve ruh hali çok kasvetli. film ikinci yarısında malkovich'in performansı ise kusursuz.

    (bkz: ölmeden önce izlenmesi gereken 555 film)
  • bunu seven şu filmi de sever: (bkz: punch-drunk love)
    %100 garanti veriyorum.
  • az önce seyrettiğim film. iyi ki de bunca sene beklemişim seyretmek için. daha erken seyretsem hiç bir şey anlamazmışım o zamanki sinema bilgim, mizah anlayışım vs. ile. film için ne desem hep eksik bir şeyler kalacak. tüm sahneler dolu ve illaki bir alt mesajı var. direkt verdiği mesajın haricinde iki üç tane de gizli mesaj var. kısacası anlatılmaz, seyredilir. yalnız hakkında hiç bir şey okumadan sadece güzel bir absürd fantastik bilim kurgu filmi olduğunu bilerek seyredin.
  • --- spoiler ---

    hayatımda izlediğim en yaratıcı ama bir o kadar kafa karıştırıcı film. verdiği mesajlar ile insanı fazlasıyla düşünmeye itiyor. 112 dk sonunda kafa olarak kendimi bir hayli yorgun hissediyordum.

    filmden genel olarak bahsetmek gerekirse;

    *kukla sahneleri mükemmeldi. bu film sayesinde anladım ki kuklacılık gerçek bir sanat.

    *john cusack ve john malkovich ciddi anlamda oyunculuk kasmışlar. maxine'de ise adı konulamayan bir çekicilik var ve bir o kadar da gizemli. zaten karakterlerin ortak noktası da maxine gibi duruyor. hem craig, hem lotte hem de malkovich, aynı anda maxine'i arzuluyor. craig ve lotte'nin maxine'i aynı anda öpmeye çalıştığı sahne burada akılda kalıyor. maxine'in onlara karşı yaklaşımı ise zaman içinde değişiyor.

    *şempanze elijah kafeste eli bağlı, kapalı kalan lotte'nin elini çözerken geçmişini hatırlıyor. bu esnada biz de craig'in şempanzeye söylediği o sözleri hatırlıyoruz. "şempanze olduğun için şanslı saymalısın kendini. çünkü bilmiyorsun, düşünmüyorsun, hissetmiyorsun, acı çekmiyorsun."

    *craig'in kuklacılık konusunda kendisini önceden gösteremediğini ve yeteneğini malkovich'in şöhreti ile birleştirerek kullanması sonrası, toplumdaki sanata bakış açısı konusunda az biraz bir şeyler anlayabiliyoruz.

    *aklımda kalan soru işaretleri ise şunlar: malkovich'in gözünden hayata bakmanızı sağlayan o geçit 15 dk'lıktı. fakat malkovich'in içinde 8 ay boyunca kalan craig bunu nasıl başardı? o geçite düşüp düşüp tekrar mı girdi? bir de dr lester, evindeki ihtiyarlar ve doktorun lotte'ye geçit hakkında yaptığı açıklama biraz havada kaldı. daha açıklayıcı olmasını beklerdim.

    --- spoiler ---
  • ağızda the matrix, donnie darko ve inception karışımı bir tat bırakan film. tabi bu tat için, bieng john malkovich'i hepsinden sonra izlemek gerek.

    film, kukla gösterisi ile başlar. işte bu andan itibaren seyircidir kukla olan, yönetmenin hızlı ellerinde. önce lotte'ye acır seyirci, sonra craig'e, sonra da maxine için üzülürüz. sonra hepsi john malkovich'e.

    duygu karmaşasıdır amaçlanan, duyguların kukla edilmesidir. bir o yana, bir bu yana. başı döner izleyicinin. aidiyet duygusundan uzaklaşır. taraf tutamaz izleyici. herkes o kapıdan geçip john malkovich olur. hani filmde ara ara, 15 dakkalığına john malkovich olan "başkaları" var ya, işte onlar izleyicinin ta kendisidir aslında.

    rüzgarda savrulan naylon torba gibi şuursuzca kayar o yapışkan geçitte, heyecan kıvılcımlaşır merak ile. john malkovich'e uzanan kapı, insan tenindeki porlar gibidir. başka bir diyara açılır açılmasına ama odunu yakan ateşten çıkan is gibi yayılır ve siner bütün benliklere. iz bırakır, dokunduğu zihnin kenarında. bu izler anılara dönüşür benliklerde. yek-pare bir tebessümdür ıslak dudakta, kazımak istersin ancak nafiledir. bağımlılıktır bunun adı. alışkanlıkların insandaki izleri. işte filmdeki karakterler o kapıdan geçtikleri andan itibaren soluksuz kalırlar bu değişim diyarında.

    aynı bedende iki kişi. biri ben, biri john malkovich. sen tenasul uzvu gibi dışarda kalırsın ama o bedenin bir parçasısındır. eğer cinsel haz ile compozit olursan, ki buna filmde aşk denmiş, john malkovich sen olursun. insan tabiatı gereği, kaz görür komşunun tavuğunu. ikincil benlikte bu aç gözlülükle saldırır john malkovich'e ve onu, onun vücudunda ekarte eder. dedim ya başta, kukla gibi savaşır adeta. benlik yoksa eğer savaş kazanılmıştır çoktan.

    farkındalık en güçlü işkencedir. çünkü farkında olmayan mutludur. maymun ise farkında olduğu tek anda, sahibini kurtarır. ama bu ona hüzündür. maymun olmak, farkında olmamak, yani avuç içinde dondurma tutmaktır. gerçekler, tenin sıcaklığında sürrealleşir erir gider zihin parmaklıklarından. tutamazsın.

    john malkovich içinde john malkovich inception'a, portlardan geçip başka diyarlara yolculuk the matrix'e, mistik havası da donnie darko'ya yakınsamadır.

    bu film, ikinci plana atılan brad pitt gibi gülümser. çünkü asıl yeri orasıdır. göz önünde olmamayı o seçmiştir. düşler diyarındaki kelebeğin sırtına binmiş bir karınca gibi yarı gerçek, yarı süspanse ama her şeyden önemlisi zihinler ötesi.
  • çocukluğumdan beri başka bedenlerde bulunmayı düşündüğüm düşün gerçekleşmiş hali, filmidir. maxine'nin iticiliği nasıl çekici hale getirdiği de bende merak konusu uyandırmaktadır. bedenini özgür bırakmayı başarmış...
hesabın var mı? giriş yap