• ya olmasaydın, benim hayatımın anlamı, ışığım, sevdiğim olmasaydın ne yapardım ben. sensiz geçen bir 30 sene daha düşünüyorum aklım almıyor.
    sabah uyandığımda henüz gözlerim bile açılmamışken istemsizce kolum hareket ediyor. usulca kaldırıyorum kolumu yanımdaki yastığı yokluyorum orda mısın diye. sonra orada olduğunu fark ediyorum. gözümü hiç açmadan huzurun kollarına değip uyumaya devam ediyorum usulca.
    sen hayatıma gireli yaklaşık iki yıl oldu. iki koca yıl. ordaydın, benimdin, senindim.
    şu an yanımda yoksun. fonda of güzel allahım diye bir şarkı çalıyor. yanımda olacak mısın, seninle yaşlanacak mıyım diye düşünüyorum. hayatımda ilk kez biriyle yaşlanmanın hayalini kuruyorum. senin koynunda yaşlanmak ne güzel bir düş değil mi? oysa gideceksin biliyorum. herkes gider yavaş yavaş, azar azar eksilerek biter herşey. sen de gideceksin biliyorum sana gitmeyeceğine inanacak kadar saf değilim diyesim geliyor. gidene kadar her sabah elimle yanımdaki yastığı yoklamaya devam edeceğim. yüzümde bir gülümseme uykuya geçeceğim. sonra bir sabah o yastık boş olacak ama hayat devam edecek.
  • ne demişti : 30 un da bir şey olacak ölmezsen gerisi kolay..
    vay ameka 15 temmuz gecesi ibb önünde mermiye kafa attım daha doğrusu o bana kafa attı ölmedim!
    zorla zengin olacaksın demişti lan para kıçımdan ayrılmıyor resmen beni kovalıyor ee ne diye kastım bunca devlet e girmek için?
    ha neydi bir de lan yanımda yatan kadının güzelliğine ben bile inanamıyorum ee o zaman ne bokuma 5 yıla yakın bunca sikim sıkıntı yaşattık hayatımıza?
    son söz milan kundera dan gelsin: ... sonra bir şey olur vazgeçer ve sırtını dönersin. o andan itibaren hayat tüm nimetleriyle üzerine ateş etmeye başlar. bu,yaşamın sana ''arkanı döner misin sen bakarken soyunamıyorum deme biçimidir''
    farketmiyor artık cidden farketmiyor. buyursun ne gelirse gelsin..
  • aslında edebi bir kişilik değilimdir bilirsin. beceremem öyle süslü cümleler kurmayı. çocukluğum seninle beraber geçti beraber büyür, beraber yaşlanırız diye düşünmüştüm galiba. hani sen demiştin ya "her anıma şahit oldun kim bilir daha ne anlarımda yanımda olacaksın" diye, ben hep mutlu anları birlikte yaşarız diye düşünmüştüm nereden çıktı ki şimdi mesafeler.

    yolda yürürken aramızdan geçen insanları görünce, yarın aramıza insanlar, kilometreler girecek bari bugün bizi rahat bırakın dediğin geliyor aklıma. tek bir lafına tüm kilometreleri aşardım senin için ama insanlar tek taraflı aşılmıyor.
  • beni bilen bilir, hic sevmem gunesi, sicagi, yazi.. ama su an balkonun caminin arasindan balkon zeminine denk gelen sicak dikdortgenin icinden yaziyorum bunlari. insan bazen normalde sevmedigi, hatta nefret ettigi seylere bile olumlu bakabiliyor, ya da en azindan tahammul edebiliyor demek ki. bu arada henuz yazinin basinda sizleri uyarmam gerek degerli dostlar, an itibariyle okumakta oldugunuz yazi kafasi cok guzel biri tarafindan yazilmakta. yani bir mana arayisi icinde, aklinizda 'nereye baglayacak acaba?' merakiyla okuyorsaniz, size tavsiyem hemen bunu okumayi birakip bir sonraki entry'ye ya da bir baska basliga gecmeniz yonunde olacaktir.
    ne diyordum?
    hah isi.. ben hic sevmem normalde gunesli havayi. seneler var mecbur kalmadikca cikmiyorum gunese. gunduz disari cikmiyorum aslinda, bu saatlerde -ogle saatleri, gunesin en yogun oldugu vakitler- genelde uyanik olmam zaten. ama bugun erken uyandim, yani normalde yattigim saatlerde neredeyse, ve bir ogle vakti balkon zeminine cokup, gozumde gunes gozlugu, secebildigimce telefondan bu yaziyi yazdim. hala da yaziyorum.. cumlede bir acayiplik oldu fark ettin mi? ben de fark ettim de duzeltemiyorum. neyse kalsin bir ara bakarim.
    gelelim bu yaziyi kime yazdigima.
    soyleyecegim, ama biraz daha sohbet edesim var su an. diyorum ki belki de gunes aslinda o kadar da kotu bir sey degildir. yarina kalmadan bu dusuncemin eski haline doneceginden eminim. o kadar da taniyorum kendimi, istikrar konusunda cok ciddi sikintim var. ama cogu insan boyledir diyorum, haksiz miyim? yoksa neden bu kadar olaya, yazilana cizilene ragmen sigara icmeye devam ediyor millet? birakip bir daha baslamayan kac kisi var? kendinizi saymayin, yasadiginiz surece istikrarinizi bozma ihtimaliniz var, dolayisiyla kac yildir icmiyor oldugunuz onemli degil.
    bende hala o okuldan sinif arkadasinla kacinca kendini daha rahat hissetme psikolojisi var. hatirladin mi o hissi? hani yan siniftan arkadasinla kactiginda sinifta tek basina hesap verecegin stresimden muaf olmanin rahatligi, yalniz degilim, tek yanmadim hissi, hatirladin mi? hep o kafadayim ben iste. mantiksiz ama engelleyemiyorum, ne yapayim?
    tam olarak kac dakika oldu bilmiyorum ama 3 sarki falan gecti, hala balkon zemininde oturuyorum ve elimde telefon.. yani pek olasi degil ama biri goruyorsa hakkimda ne dusunuyor acaba? 'baskasinin fikrini umursama..' diye dusuneceklere derhal izah edeyim ki tadimiz kacmasin; ciddi ciddi atiyorum karsi binadaki biri tarafindan nasil gorundugumu merak ediyorum. fikir olarak degil fiziken, komik cunku bence su an tipim. anlatabildim mi? nasil sindirmisler beni bak bilale anlatir gibi anlattim biri bisey der diye..
    neyse dostlar, buraya kadar okuyaniniz olduysa gozune beynine saglik, kim bilir ne bicim tutmusumdur sizi.

    ha bu yaziyi kime yazdigima gelince, oyle biri yok degerli dostlar. eksi itiraf'a fazla yuklendim bu ara baslik degistireyim dedim, karsima bu baslik cikti. kismet.
  • sen tam anlamıyla kaşarsın
  • sen benim için bu dünyadaki en değerli insansın.
    gözlerine baktığımda dakikalar normal ilerlemiyor, sanki zaman mekan ve etraftaki insanların bir önemi kalmıyor.
    senle bir bütün sensiz hep bir eksik gibiyim.
    hislerimin yanında yukardaki cümlelerin hiç anlamı yok,o kadar basit kalıyorlar ki.
    klasikleşmiş sevgi sözleri gibi, anlatmayı deniyorum ama sanki yazdığım her cümle o duyguyu anlamsız kılıyor ve basitleştiriyor gibi.
    evet bu yazıyı sana yazdım,seni ilk gördüğüm andan beri başka bir gezegenden geldiğini ve kesinlikle eşsiz olduğunu düşünüyorum.
    sana bayılıyorum güzel kalpli güzel adam. iyi ki varsın.
  • keşke evli çocuklu olup hala beni aramasan
  • her şeyi bırakıp sana gelmek istiyorum. bir sabah uyandığında, ellerimde papatyalarla kapında olmak istiyorum. sen beni yüzündeki o şaşkın ifadeyle karşılasan, biz sadece sarılıp kalsak kapı eşiğinde...
    birlikte güneşin batışını izlemek için geleceğim sana. gözlerinin içine bakarak mona rosa yı okumak için geleceğim. o eşsiz gülüşünü, o kocaman içi sevgi dolu kalbini hissetmek için geleceğim. çok bir eşya almama gerek yok, bir takım elbise, birkaç parça uzun kollu elbise yeterli. ihtiyacım olan her şey gözlerinde var çünkü. seninle aynı güne uyanmak, birlikte kahvaltı yapmak için geleceğim. gülüşüne hayran hayran bakmak, yanağındaki gamzeyi her gördüğümde ömrümü uzatmak için geleceğim. birlikte yağmurda ıslanmak, her gece bir kitaptan birkaç satır okumak... işte seninle böyle bir hayatım olsun istiyorum susam sokağım. ve seni bunaltıp, bencillik yaptığım günler geride kaldı. demiştin ya 1 haftada ne değişti diye, bu zaman içinde sensiz bir hayatı hayal ettim. düşünmek bile yeterince ürkütücüydü. o yüzden en çok sana ihtiyacım var, en çok sen yanımda ol. ben senden vazgeçemem. seni seviyorum...
  • gitme demiyorum sana ,git, gidenin yerine yenisi de gelir mutlaka.. bitmez dediğim ne aşklar bitti, bu hayatta kırılmaz dediğim ne kalpler kırıldı bu dünyada
  • galatasarayım , umarım bu hafta tsnin içinden geçersin
hesabın var mı? giriş yap