aynı isimde "bergen (film)" başlığı da var
  • bergen, iskandinavya turumda ikinci durağım norveç'in ilk başkenti, şimdilerde ise ülkenin en büyük ikinci şehri olan bergen.

    havaalanına indiğimde ilk dikkatimi çeken döviz değişimi için üretilen makine oluyor. buraya kadar ilginç bir nokta yok fakat o makine üzerinde sadece 4 para birimi gördüğümü ve bunlardan birinin türk parası olduğunu söylesem... evet bergen'de önüme çıkan ilk konu, türk parası değişimi için üretilen makine oluyor.

    sonrasında otobüs ile yapılan yolculukla şehre iniyorsunuz. bergen çok dağınık bir şehir fakat bir turist olarak gideceğiniz yerler belli. diğer yerler şehrin epey dışında kalıyor. iner inmez ilk iş koşturarak turistik infoya gitmek oluyor. flam treni için veya fyord turları için biletleri buradan alıyorsunuz. fakat dikkat, 16:00 dedin mi, burası kapanıyor. ertesi gün için flam treni ve fiyord turuna biletimi alıp, flobanen için yürüyüşe geçiyorum. şehri tamamen ayaklarım altına almak için en güzel yer, norveç insanlarının tamamının koşup, yürüdüğü, köpeğini gezdirdiği bir parkur ile yürüyüşe geçiyorum. isterseniz finükiler ile burayı çıkabilirsiniz ama yürümek çok daha güzeldir diye düşünüyorum. 45 dakika sonra zirvedeyim. harika bir manzara. güneşi batırıp yeniden iniyorum.

    koruma altınan bergen evleri ve balık sergisi oldukça yakın, oraları da gezip, şehirde kaybolmaya başlıyorum. akşam johannes kilisesinin oradan denize doğru yürüyüp şehrin ara sokaklarında en güzel evleri görüyorum. bergen tarihinde çıkan 4 yangın nedeniyle artık ahşap ev yapmak artık yasak, taş evler dikkat çekiyor. ara sokaklarda gezinmeden dönmeyin. şehir zaten çok küçük.

    ertesi gün flam turu... fiyordlar ve doğal güzellik. böyle bir şey yok. gemi ile başladığınız noktadan sonrası tam bir rüya... size eşlik eden foklar, dünyanın en güzel köyleri, şelaleler, güneşli havada suya yansıyan köylerin ışıl ışıl renkleri... yapın.

    bergen'de bunun dışında bir şey yok. iki gün çok. fiyord turunun uzun sürmesi nedeniyle bir akşam kalıp ertesi akşama şehirden ayrılabilirsiniz.

    sonraki durak gördüğüm 23 avrupa şehri arasında en kötü ilk 3'e giren oslo.
  • bu kadar kuvvetli bir fanatik kitlesi olduğu halde, o kitlenin bu ablanın kanını yerde bırakması anlaşılır gibi değil. ben öyle adamlar tanıdım ki, "la karı bergen dirilse gel dese seni boşar onu alırım ulen" diyen adamlar, gelgelelim o adamlar bile " adam piskopat aşıkmış moruk" romantizminden sıyrılıp da o orospu çocuğunun yaptığı orospu çocukluğunu idrak edememektedirler. gerçekten pisi pisine harcanmış büyük bir sestir. çok büyük bir kayıptır.
  • norveç'in şirin şehri. gereğinden fazla meşhur olmuş bir yer ve de turistik açıdan overrated bir şehir. yaşanılabilirlik açısından ise güzel olmakla beraber bir stavanger bile değil. görülmese de olur bir yer kısacası.

    kış günü gitmeme rağmen karşılaştığım onlarca backpacker beni şaşırtmıştı. backpacker demişken harika bir tourist information merkezi var ve de oldukça yardımsever çalışanları var. sırf norveç hakkıda genel bilgi almak için bile uğranılabilir.

    şehir merkezinde ne için yapıldığı belli olmayan şirin bir kale de mevcut. zaten muhtemelen tarih boyunca kimse burayı ele geçirmeye kalkmamıştır. onun dışında meşhur bergen manzarasını izlemek için teleferik ya da füniküler ile tepelere çıkılabilir. benim gibi her şeyden kar etme peşindeyseniz yürüyerek de çıkabilirsiniz.

    konaklamaya da kısaca değinecek olursak en dandik otellerin 100 euro'dan başladığını söylemem yeterli olur herhalde.

    son olarak ekleyelim, buradan stavanger'a gitmek için otobüs ya da gemi kullanabilirsiniz. otobüs ücretleri 26 yaşın altındakiler için 50 euro. üstündekiler için 65 euro. kystbussen bu rotada çalışan tek otobüs. ayrıca yolculuğunuz boyunca 2 defa feribota binip, 2 defa da su altı tünellerinden geçmek suretiyle fiyortları aşıyorsunuz. manzaranın güzelliği başlı başına seyahat amacı diyebilirim.
  • çilesi mezarda biten gariplerden.

    hakan tok, 30 yaşında altı kurşunla öldürülen ol garip münevverçün, dokuz bölümlük şöyle bir yazı dizisi kaleme almış vaktiyle.

    neden bilmiyorum ama ben hep bergen'in katili eski eşin akıbetini merak eder; kim bilir nasıl vicdan azabı çekiyordur, nasıl bir utançla yaşıyordur, nasıl pişmandır yediği herzeden diye düşünürdüm.

    meğer;

    "yanlış yaptı yüzüne kezzap döktürdüm, hak etti öldürdüm. yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim" diyen eski eş halis serbes; adana'da bir giyim mağazası işletiyormuş, kozan'da göl kıyısında çevresi ormanlık bir ev almış, yirmi kişilik(!) bir sal yaptırmış, dostlarıyla da bu salla açılır, gölün ortasında kuş cıvıltıları içinde dem çekip mangal sefaları yaparmış... haa bir de 1993'te evlenmiş ve dört çocuk yapmayı da ihmal etmemiş.

    bir insana aşk kisvesi altında her nevi işkenceyi yapan ve en sonunda da öldüren bu adamın şu sözleri, havada asılı kalan devasa bir ünlemdir benim için;

    "ormandaysam, her yerde kuşlar, yabani hayvanlar önüme çıkıyor. ürkek tavşanlar, bazen korku ile kaçan bir tilki. ama avlanmıyorum, , avlanana da izin vermiyorum."

    "ama avlanmıyorum, avlanana da izin vermiyorum." vaktiyle insan canı almış ve bu güne kadar pişmanlık emâresi dahi göstermemiş bir adamın ağzında bu kelâmlar nasıl da sakil duruyor; şaşmamak, öfkelenmemek elde değil.

    özetle olan gene ölene olmuş sayın okuyucu. halis serbes zihniyetine göre bergen, kuş cıvıltılarını dinlemeyi, göl kıyısında uzun yürüyüşler yapmayı, orman havasını ciğerlerine doldurmayı, dostlarıyla mangal yellemeyi hak etmemiş.

    ne diyeyim bilmem ki. bergen'in ruhuna rahmet, halis serbes'e ise bergen'in ah'ı devrilsin.

    mütehayyirim.
  • norveç'in en batısında yer alan şehir. oslo'dan sonra ikinci büyük şehirdir. norveç'in sanat ve kültür şehridir.
  • küçükken tek gözü silinen barbie bebeğimin adını bergen koymuştum.saçınıda bir miktar kesip gözünün üstüne gelecek sekilde taramıştım.ne arabesk bir çocukmuşum ya :)))
  • iskandinav ülkelerinin en gelişmiş ülkesi olan norveç'in batısında bulunan kültür, refah seviyesi üst olan 2. büyük şehir. her yıl düzenli olarak bergen'den başlayarak kuzey norveç gezi kampları yapılmakta ve ülkenin bütün doğal güzellikleri ziyaret edilmektedir.
  • arabesk namına ve kendisi adına sevdiğim tek şarkısı sen affetsen ben affetmemdir.
  • kadına şiddetin simgesi sanatçı olmuştur.
  • hakkındaki en kapsamlı yazı-araştırma budur sanırım. sözlükte kendisiyle ilgili verilen tüm linkler neredeyse çalışmıyor. ilginç. umarım bu da bozulmaz. üşenmeyin okuyun; cidden. can dündar'a gerek yok
hesabın var mı? giriş yap