• bazen cok doymu$lukla da birlikte gelebilen, acaip duygu. kimi zamansa, yilginligin kolunda gelir aniden. sinemadayim mesela, kirmizi rahat koltuga yayilmi$im, elimde de patlami$ misirlarim. keyfim tikirinda sanarken, gelir oturur yanima sinsice. ya da mesela, kotu bir filmin sonuna dogru. icim daralir, kalkip gitmek isterim, kalkamam heyhat! tam orta sirada oturuyor olmanin caresizligiyle, oylece cakili kalirim filmin sonuna kadar. ya da kimbilir, luzumundan fazla ogrenilmi$ sorumluluk duygusu, saygi filan gibi $eyler civiler beni o koltuga. icim patayacakmi$ gibi olur, elimdeki misirlar gibi $ekilli $ekilli filan. pitir pitir patlasam, tencereden firlasam. icimdeki kirpikleri birbirine kari$mi$, kestane renkli gozlerini kocaman kocaman acmi$ cocuk, bagirir bazen sesini catlatarak, cirlak cirlak. agzini kocaman acip bagirirken o, ben ciglik derim, ciglikti adi tablonun. ne i$ime yarayacagini bilemedigim bu luzumsuz bilgi doner durur kafamda. bir koprunun ustunde, o sundurulmu$ yuzuyle ciglik atan, elleri kulaklarinda kiz figuru olurum ba$tan ayaga. sonra, nikbinlik diyen buyulu sesini duyarim o adamin. ustum ba$im efsun olur, oylece bakarim sesine. dokunmak isterim, ellerimin arasindan akar gider yumu$ak kayganligiyla. motorlari maviliklere surenlerin hayali, daha bir daraltir icimi. kimselerin duymadigi cigligim, icimi parcalar durup dururken. hergun ayni saatte kalkmak, ayni ofise gitmek, ayni $eyleri giymek, ayni $eyleri yemek, ayni hayati ya$amak sacmadir, susarak ya$ariz cogu zaman. pinpon topuyum milyon yildir, bir ye$il masanin ustunde tik o tarafta, tik bu tarafta. topun rakete vurdugunda cikardigi sesten ba$ka ses yok etrafta. biktim bu sesten de, bu masadan da. benim bu bikkinligimi ancak cicekli bir ida bahari paklar! poffffffff, bahar gelsin artik bahar...
  • insan pasıdır. zımpara ister.
  • anlamsız bakışlarla duvara bakma, parmağını bile oynatmama isteği.
    üstelik tersini yapmaya kendinizi ne kadar zorlarsanız, bıkkınlık üzerinizdeki gücünü o kadar artırıyor.
  • rutin konusmalarin, rutin insanlarin ve rutin seslerin iyice sinire dokunmasi, depresyon filtresini asmis ama iki arada bir derede kalmis, kimseye ve hicbir seye yatirim yapmak istemeyen, hicbirseyden hicbir beklentisi olmayan bir garip ruh hali.
  • ruhun yorulması, duyguların kırılmasıdır.
  • olmayan insanların neden olduğu duygu. olmayan insan derken?
    -konuşmaktan anladığın şey replik sıralamak ve internet meme lerini yaymaktan ibaret mi?
    -felsefik derinliklerden anladığın şey 'dogru ya la naziler bile komple kötü değil yazık kıyamam' ayarında tespitler mi?
    -kafein, alkol, sigara ya da uyuşturucu bağımlısı olmak senin kırılgan ve şımartılmaya muhtaç ruhunun dalgalandırdığın bayrağı mı?
    -depresyondan sadece sigara almak için çıkan bir tuzukuru musun?
    -hedonizmin dibine vurup, hedonizminin getirdiği ve çevreye yaydığın sorunları çözmeye gelince özgür birey olduğunu aniden unutuveren bir çocuk musun?
    -özbakım yetilerinden tamamen yoksun ve etrafındakilere sabrı yettiği sürece annelik yaptıran bir psikopat mısın?

    e sen aslında yoksun, sağdan soldan topladığın parçalardan sıfır beyin gücüyle oluşturulmuş bir kolajsın. benlik dediğin üç kuruşluk bilincin de günde birkaç saat açılır gibi oluyor. dolayısı ile sağa sola bıkkınlık veriyorsun.
  • genelde sevgili veya türevi insan evladının bir bok yiyip sıçıp batırarak sebep olduğu bir hal. nedeni ne olursa olsun insanın üzerine bi yapıştımıydı, spiderman'a yapışan siyah organizma gibi bir türlü devşirilip kurtulunamayan bir mod'dur.

    üstelik ne mutsuzluk, ne bir üzüntü..tam bir hissizlikten ibaret bomboş bir sonsuzluk gibi.. gerçi sözlükte yazıldığı gibi okununca (bikkinlik), pek naif ve hatta gayet gay bir durummuş gibi arz-ı endam ediyor..ama aslı bıkkınlıktır bilader..delikanlı gibi, errrkek gibi bıkkınlık..k'lara vura vura.

    kafana sıçsalar kaldırıp kafayı "bilader, ayıp oluyo ama" bile diyesi gelmez insanın..gelmiyormuş..az evvel sıçtılar, ordan biliyorum..
  • tekrarlanan yenilmelerin* ardından, hiçkimseyi mutlu edemediğini -ve edemeyeceğini de- görmek, bir türlü "ben" olamamak, kaybolmak, bulunmak da istememektir. hayata katabilecek hiçbişeyinin olmayacağına duyulan sonsuz inanç ile, bir zerreyi değiştirebilecek bile gücünün kalmadığını hissettiğin andır.
  • donukluk. sen öylece kalmışsın, etrafında bişeyler sürekli akıyor. yediğin, içtiğin, yaptığın herşeyden kabak tadı alıyorsun. yeşil, çiğ bi kabağı yediğinde damağında kalan tad gibi her şey.
  • geldiğin noktada ne bütünü anlayabilir, ne de geçmişi irdeleyebilirsin.
    neden bahsettiğini bile bilmez durumda, daha biraz önce sana söylenen şeyi unuttuğunu fark edersin.
    çok geç kalmış bir çaba içindesindir.
    harekete geçmeye dermanın var gibidir.
    ama vaz mı geçmektesin?
    tüh...
hesabın var mı? giriş yap