• barış manço'nun karamanoğulları soyundan geldiğini öğrenmek.
  • vahdettin tartışmalarının sürdüğü şu günlerde, osmanoğulları hanedanlığıyla ilgili bazı şaşırtıcı bilgileri vererek, padişahtan çok padişahçı geçinenleri biraz olsun düşünmeye davet ediyorum:

    - günümüz osmanoğullarının deli ibrahim'in soyu olması. hatta kendisini boğmaya gelenlere gülerek benim mirasım devam edecek demesi. neo- osmanlıcıların çok sevdiği padişahlardan olan 4. murad bile, payidaht bu deliye kalmasın, cengiz soyundan gelen kırım hanına geçsin diye vasiyet etmesi ama koskoca imparatorluğun kaderini gavur gelin kösem sultan'ın belirlemesi.

    - yine bu deli ibrahim'in beylerbeyinin karısını sadrazzamdan istemesi ama buna karşı gelen sadrazzamı yine o deyyus beylerbeyi aracılığıyla öldürtmesi, sonra da o deyyusu sadrazzamı yapması.

    - 8 yıllık saltanatında deli ibrahim'in altına tuğrasını bastığı tuhaflıklar saymakla bitmez. haremine istanbul'un en şişman kadınını alması ve bu kadının deli ibrahim'in ilgisini kullanarak rüşvetlerle padişahtan bile büyük servet sahibi olması. bu duruma deli ibrahim'in bile şaşırması. kandırılmış, allah affetsin.

    - fatih sultan mehmet'in, devrindeki insanlar tarafından sevilmemesi ve kendinden hiç memnun olunmaması.

    - ııı. murat'ın devrinde imparatorluk en geniş sınırlara sahip olmasına rağmen, kendisinin istanbul, hatta saray çevresinin dışına bile çıkmaması. yine padişahın kum falcılarına danışmadan hiç bir karar almaması.

    - fal demişken, ııı. mustafa, prusya kralı ıı. friedrich'in başarılarını iyi müneccimleri olmasına bağladığı için, friedrich'ten kendisine üç tane iyi müneccim göndermesini istemiştir. prusya kralı büyük frederick’ten şu cevabı almış: "benim kullandığım üç müneccimi tavsiye edeceğim. bunlardan birincisi tarihten ve geçen tecrübelerden istifade, ikincisi iyi talim görmüş ve yetiştirilmiş kuvvetli bir ordu, üçüncüsü de dolu bir devlet hazinesidir.". bu yanıta karşın, ııı. mustafa, kendi bildiği yoldan sapmamış ve savaş açma tarihini bile müneccimlere sormuştu.

    - bizim dedemizin, dedesinin dedesinin dedesinin kim olduğunu bilmemize rağmen sultan süleyman'dan sonra gelen padişahların dünya sultan süleyman'a kalmadı düsturuyla zevki sefaya dalıp, doğal olarak devlet işleriyle ilgilenmemeleri. sadece birkaç padişah bunun dışındadır. çünkü onlar çocuk sahibi olmasın diye küçük yaşta ağabeyleri tarafından kısırlaştırılmışlardır. bu nedenle isteseler de haremle ilgilenemeyip hobi olarak devletle ilgilenmek zorunda kalmışlardır.

    - osmanoğullarında akrabalık bağlarının bizim gibi olmaması, daha doğrusu akraba kavramlarının olmaması. bu akraba tanımamazlıklarının nedeninin ise devletin bekası için değil şahsi ikbal kaygıları olması. kardeş katli zaten malum. bunun yanında evlatlarını öldürtenler, babasını zehirletenler, annesini boğdurtanlar... sadece 1. ahmet, 3. selim gibi birkaç kişinin bunu yapmaması.

    - timur'un ordusunda birinci beyazıd'in ordusundan daha çok türk asker bulunması.

    (bu arada kösedağ savaşı ile yıkılan anadolu selçukluları bile moğollar kadar türk dostu değildi. orta asya'dan göç ederek anadolu'ya gelen atalarımıza zulm ediyorlardı. tamamen farslaşmışlardı).

    - ikinci mustafa'nın, erzurum'dan (!) getirttiği feyzullah (!) hocaefendiyi şeyhülislam yaparak devlette kendisinden bile çok söz sahibi yapması. bak işte buna hep ağlayarak gülerim. bir devlet, bir millet hiç mi ders almaz tarihinden!

    nasıl bir tarih tedrisatından geçirilmişiz değil mi? bu nedenle tarihin 20-40 yılda bir tekerrür etmemesi için resmi tarih dışında okumalar da yapalım...
  • yaptıkları işlerle ı. ve ıı. dünya savaşı'nın seyrini değiştirerek tarihe damga vuran kadın casuslar

    bu içerikte ı. ve ıı. dünya savaşı sırasında savaşın gidişatını değiştirerek tarihe yön veren kadın casusları derledik.

    01. elizabeth bentley (1908-1963) görsel
    abd komünist partisi'nde görev alan amerikalı casus, 1938'den 1945 yılına kadar sovyetler birliği için çalışmıştır. bu süreçte çeşitli raporlar hazırlayarak kendi ülkesine bildirmekteydi. aynı dönemde sovyetler birliği'nin abd'deki en önemli istihbarat ajanlarından biri olan golos ile tanıştı ve kısa sürede birbirlerine aşık oldular. bu ilişki, bentley'i, golos'un yardımcısı olmaya kadar götürdü. bentley başarısıyla sovyet istihbaratında kısa sürede yüksek mevkilere geldi ve sovyetler onun için 'bilge kız' anlamına gelen 'umnitsa' adını kullanmaya başladı. ünlü casus, 3 aralık 1963 tarihinde kanser sebebiyle hayatını kaybetti.

    02. elsbeth schragmüller (1887-1940) görsel
    doktor fräulein, matmazel docteur la baronne ve mlle. schwartz adlarıyla da bilinen elsbeth schragmüller ı. dünya savaşı sırasında bir alman casusuydu. ı. dünya savaşı'nın başlamasından hemen sonra işgal altında olan belçika'ya taşındı ve ülkesi için başarılı işlere imza attı. savaş sonrasında birçok ödüle layık görüldü. kendisi hakkında oldukça fazla uydurma hikaye olmasına rağmen ünlü casus hakkında bilgi azdır. çünkü, görevi sırasında yakalanmadan çalışmalarını sürdürmüştür. ıı. dünya savaşı başlarında hayatını kaybetse de gizlenerek tekrar casusluk yapabileceği defalarca düşünülmüş fakat bu konuda kesin bir kanıt bulunamamıştır. mata hariyi eğiten kişi olduğu söylenir.

    03. krystyna skarbek (1908-1952) görsel
    christine granville olarak da bilinen maria krystyna janina skarbek, ikinci dünya savaşı sırasında ingiliz özel harekat yönetimi'nin polonya için çalışan ajanıydı. nazi işgali altındaki polonya ve fransa'daki düzensizlikleri bastırmasıyla ünlenmiştir. buradaki başarısı 1940'ta kurulan soe tarafından ajanlık teklif etilmesini ve bir ingiliz ajanı olmasını sağlamıştır. daha çok cesaretiyle tanınan krystyna skarbek, sonraki yıllarda kahire ve maceristanda'da görev alır. yaşamı boyunca birçok ödüle layık görülen ünlü ajan, 5 haziran 1952'de londra'daki shells otel'de bıçaklanarak öldürülür.

    04. louise de bettignies (1880-1918) görsel
    louise de bettignies, ı. dünya savaşı sırasında almanlar için casusluk yapan bir fransız gizli ajanıydı. takma adı ise alice dubois idi. 1914 yılında fransızlar için çalışan bir ajan olduğunun anlaşılması üzerine almanlar dört farklı dili konuşan louise de bettignies'yi kendi lehlerine kullanmaya başladılar. sava sırasında yiyecek ve mühimmat tedarik etmede, hastanelerde yaralılara yardımcı olmakta ve alman askerlerin ailelelerine mektup yazmaya zorlandı. ömür boyu çalışmaya mahkum edildi. 1918'de ameliyat sonrası vücudunda oluşan apseler nedeniyle hayatını kaybetti.

    05. marthe richard (1889-1982) görsel
    gençlik yıllarında bir terzinin yanında çalışan marthe richard, 1907'de zengin bir sanayici ile evlendi. 1912'ye kadar uçuş ile ilgili eğitim aldı ve eşinin kendisine aldığı uçağı uçurdu. bu uçuş kadınlar arasında bir rekordu. ı. dünya savaşı sırasında eşinin ölümü üzerine ilişki yaşadığı genç bir rus anarşisti olan yüzbaşı georges ladoux sayesinde ajanlık görevine getirildi. fransızlar için ajanlık yapan marthe richard, bir süre sonra yakalandı ve hapse atıldı. ceza evinden çıktıktan sonra ise politikaya atılarak genelevlerin kapatılmana öncülük etti. her ne kadar toplum için çalışıyor gibi gözükse de herkes tarafından bir şüphe ile bakılıyordu. ünlü casusu, 9 şubat 1982 yılında vefat etti.

    06. mata hari (1876-1917) görsel
    hollandalı olan mata hari, ı. dünya savaşı yıllarında dansçı kimliğiyle almanya lehine çalışıyordu. o dönemde, fransız, ingiliz, rus subay ve devlet adamlarından topladığı çok gizli askerî bilgileri kızına mektup yazdığını iddia ederek özel diplomatik kurye ile paris'ten almanlara ulaştırıyordu. 13 şubat 1917'de madrid'den paris'e dönerken üzerinde almanya için çalıştığını kanıtlayan çeklerle birlikte yakalandı. her ne kadar kendisi bunu inkar etse de fransızlar tarafından idama mahkûm edildi ve 15 ekim 1917'de kurşuna dizildi.

    07. pearl witherington (1914-2008) görsel
    marie ve pauline adlarını kullanan pearl witherington, ıı. dünya savaşı sırasında ingiltere için çalışan gizli bir kit ajanıydı fransa ile ittifak kuran kit ajanları ingiltere'den paraşütle silah ve teçhizat sağladılar. kendisi, fransa'da özel operasyon yönetimi için liderlik eden tek kadındı. pearl witherington, savaştan sonra birçok ödüle layık görüldü ve cesaretinden dolayı madalyalar aldı. yaşlandıktan sonra huzurevine yerleşen ünlü ajan, 93 yaşındayken hayatını kaybetti.

    08. sarah aaronsohn (1890-1917) görsel
    ı. dünya savaşı sırasında britanya için çalışan sarah aaronsohn, yahudi casusluk halkasının önemli bir üyesiydi. 'nili kahramanı' olarak da adlandırılan casus, 1915 yılına kadar istanbul'da kısa bir süre yaşadı ve iyi gitmeyen evliliğinden kaçmak için zichron yaakov'daki evine döndü. oamanlı devleti'nin ermenilere karşı soykırım yaptığı düşüncesiyle ingiltere için çalışmaya başladı. faaliyetleri takip edilen casus 1917 eylül'ünde yakalandı. aaronsohn'a dört gün boyunca işkence edildi ve bu işkencelere dayanamayan sarah aaronsohn sakladığı tabancası ili intihar etti.

    09. stephanie von hohenlohe (1891-1972) görsel
    friedrich franz von hohenlohe-waldenburg-schillingsfürst ile evliliği nedeniyle avusturyalı bir prenses olan stephanie von hohenlohe bir macar vatandaşıdır ve 1930'larda almanya için bir casusluk yapmışve nazi partisi tarafından ödüllendirilmiştir. ingiliz, fransız ve amerika stephanie von hohenlohe'nin alman hükûmeti için çalışan bir casus olduğundan şüphelendi.1939'da savaş ilan edilmesi üzerine ingiltere'den san francisco'ya kaçtı ve bu sırada yakalanarak abd hükûmeti tarafından gözetim altına alındı ve 1972'de isviçre'nin cenevre kentinde vefat etti.

    10. ursula kuczynski (1907-2000) görsel
    ursula kuczynski, 1930'larda ve 1940'larda sovyet birliği'nde çalışan ünlü bir alman komünist aktivistti. bu yıllardaki faaliyetleri sırasında 'sonja', 'sonja schultz' ve 'sonya' isimlerini kullanıyordu. 1926'da almanya komünist partisi'ne katılan casus, 1930'da eşiyle birlikte şangay'a taşındı ve casusluk çalışmalarını buradan yürüttü. ardından uzun yıllar isviçre ve ingiltere'de çalışan ursula kuczynski, 1956 yılında 'ımmer unterwegs. röportaj aus prag über die tätigkeit unserer ıngenieure im ausland' adlı bir kitap yayınladı. ve 2000 yılında berlin'de hayatını kaybetti.

    11. violette szabo (1921-1945) görsel
    ıı. dünya savaşı'nda birleşik krallık yararına çalışmış olan ingiliz casus violette szabo, 1940 yılında tanıştığı macar asıllı fransız etienne szabo ile evlendi. 1941'de katılmış olduğu ingiliz ordusu'nda soe'nin hizmetinde çalışmaya başladı. ıı. dünya savaşı sırasında 55 ajanın 13'ü nazi kamplarında ya da görev sırasında öldürüldü. öüldürülenler arasında kendisiyle birlikte denise bloch, cecily lefort ve lilian rolfe gibi soe ajanları da yer alıyordu.

    12. virginia hall (1906-1982) görsel
    amerikalı olan virginia hall goillot, ıı. dünya savaşı sırasında birleşik krallık için çalışan bir soe ajanıydı. 1941'de fransa'ya gelen ve fransa'da ikamet eden ilk kadın ajan alarak bilinen hall, öncü bir casustu. yaralı ajanlara ve pilotlara güvenli evler ve tıbbi yardım sunmak için görevlendirilen hall, 1942'de ifşa olamak için fransa'dan kaçtı. 1943'te londra'ya döndü ve ingiliz imparatorluğu düzeni'nin onursal üyesi oldu. 8 temmuz 1982 yılında 76 yaşındayken hayatını kaybetti.

    13. lona cohen görsel
    komünist parti üyesi olan lona cohen, eşiyle beraber londra'da yaşıyordu. ingiliz ordusunun sırlarını sovyetlere satan cohen, daha sonra ingilizler tarafından fark ediliyor ve 20 yıl hapis cezası alıyor. cohen, ülkesine döndüğünde ise onur madalyasına layık görüldü.

    14. nancy wake görsel
    bir gazeteci olan nancy wake, ıı. dünya savaşı esnasında fransız direnişi'nde gönüllü kurye oldu ve bu nedenle gestapolar onun kellesi için büyük ödüller koydu. çok zeki bir kadın olan wake, bir alman askerini elleri ile öldürdü ve savaş sonrasında ıı. dünya savaşı sonrası en büyük kadın ajan ilan edildi.

    15. melita norwood görsel
    ingiltere'de bir devlet memuru olan norwood, nükleer araştırma merkezi'nde yürütülen gizli çalışmalar ile ilgili birkaç önemli bilgiyi ele geçirdiği için sovyetler birliği'nin dikkatini çeker ve 1940 yılında sovyetler ajanı olarak göreve başlar. soğuk savaş döneminde sayısız ülkenin sırlarını sovyetlere aktaran norwood, asla ingilizler tarafından fark edilemedi.

    15. brita tott
    1442 de danimarka’nın asilzade ailelerinden birinin kızıydı, isveç kraliyet ailesi’nden gelen soylu bir asille evlendi. 10 yıl sonra isveç, danimarka ile savaşa girince tott kendi ülkesi için casusluk yaptı. tott yönetimsel bilgileri ve isveç’in askeri alanda attığı her adımı ülkesine sızdırdı. isveç kralı vııı. charles, sonradan aileye katılan brita tott’u casusluktan dolayı ağır bir cezaya çarptırarak özel hazırlanmış bir duvara canlı canlı astı. uzunca bir süre asılı kalan tott daha sonra affedildi. ömrünün son günlerini kendi ülkesinde geçirdi.

    kaynak
  • en değil ama şaşırtıcı.
    çim ve burjuvalar.

    antik yunanın kuruluşunda topraklar herkese eşit dağıtılmış ancak zamanla toprağını işleyemeyen insanlar zarar edip topraklarını satmak zorunda kalmışlar ve diğer kesim zenginleşmiş... zenginleşen kesim bu sınıf farklılığını dibine kadar hissettirmek, karşısındakini aşağılamak için bahçesinin bir kısmına meyve veren ağaçlar yerine hiçbir şeye yaramayan çimler,otlar ekmeye başlamış bu bir çeşit “bak ben o kadar iyiyim ki bu alanda hiçbir getirisi olmayan otları bile yetiştirebiliyorum”demekmiş. bu durum ortaçağ'da iyice ayyuka çıkmış günümüzde de zengin eviyle özdeşleşmiş halbuki kibir ve cehaletten başka bir şey değil -tavuk,inek,koyun beslemiyorsanız...
  • yazılanların yüzde 5'inin falan şaşırtıcı olduğu başlık. yüzde 90'ı falan da yalan yanlış şeyler. çöp başlık.
  • (bkz: francisco macias nguema) muhtemelen tarihin en korkunç diktatörüydü. batı afrika'da bir ispanyol kolonisi olan (bkz: ekvator ginesi)'nde 1924 senesinde doğan nguema, ispanyolların yerel halka yaptıklarından ötürü travma geçirmişti. yürüttüğü başarılı bağımsızlık kampanyasıyla 1968'de ülkesinin ilk başkanı oldu.
    başkanlığının daha ilk günlerinde nguema, sanrısal etkisi olan maddeler kullanmaya başladı. batılı gazeteciler onun tavırlarından "çok tehlikeli bir akıl hastası" oluğunu anlamıştı. hatta madrid'deki bir konuşmasındaki alakasızlıklar dünya basının dikkatini çekmişti.
    kısa sürede tüm muhalifleri ve kendi kabilesi dışındaki kabilelerden insanları tutuklatan nguema, cezaevlerinin dolmasıyla 1-2 yıllık cezalarda bile idam uygulanmasını istedi. 1969 yılbaşı arifesinde idam mahkumlarını ulusal stadyuma dizip kafaları hariç bedenlerini kuma gömdürttü. mahkumlar karıncalar tarafından canlı canlı yenerken stadyumda mary hopkins'ten (bkz: those were the days) şarkısı çalmaktaydı. korku rejiminde ülkeden kaçanları engellemek için ise sınır yollarını kesti ve mayınlar döşedi.
    daha sonra ülkedeki ispanyolları hedef alan nguema, yerel halka ispanyol kadınlarını vaat etti. ispanyol yiyecekleri bulunduran yerliler bile tutuklanıyordu. bu olay sonunda neredeyse ülkedeki tüm ispanyollar göç etti. durumu eleştiren dışişleri bakanı ise idam edildi.
    nguema, zaman geçtikçe iyice tehlikeli bir hal aldı ve hayaletlerle konuşmaya başladı. süper güçleri olduğuna inanıyor ve toplumu korkutmak için bunu kullanıyordu. aynı zaman sağırlığı arttı. evinde çalışan hizmetçileri düzenli olarak idam ettiriyor ve yerine yenisini koyuyordu. bu yerine koyma işlemi hükümette de geçerliydi, bakanlar idam ediliyor ve yerlerine nguema'nın akrabaları veya kabilesinden önderler getiriliyordu.
    nguema, kendisini kültür, bilim ve eğitimin başustası ilan etmesine rağmen politikaları aksini gösteriyordu. zira ülkede tüm ilaçlar yerel olmadığı gerekçesiyle yasaklanmıştı. eğitimli kesimler ise "iklimi kirlettiği" için idam ediliyordu. tüm bunların sonucunda ülkesinde sadece 2 doktor kaldı. millet meclisi üyelerinin üçte ikisi ise ya sınırdışı ya da idam edildi. ayrıca, şikayet dilekçesi yollayan on binlerce kişi istisnasız şekilde idam ediliyordu.
    nguema'nın ekonomi politikası ise evlere şenlikti. herhangi bir projesi olmayan nguema, yabancıları kaçırarak fidyeyle ülkeyi idare etmeye çalışıyordu. rejiminde insanlar genellikle yabani bitkilerle ve vahşi hayvan avıyla hayatta kalıyordu, birçok gardiyan mahkumları yemek zorunda kalmıştı. bunun yanında merkez bankası başkanını da idam ettiren nguema, merkez bankasını feshedip tüm devlet hazinesini evine taşımıştı.
    nguema'nın din hakkında da bir politikası vardı: tüm rahipler, konuşmalarında onu övmek zorundaydı. kendisine "milli mucize" denmesini istiyordu. bunu yapmayanlar idam ediliyordu. ayrıca hristiyan isimleri de yasaklandı. ilerleyen süreçte ise tüm dini törenler ve cenazeler de yasaklandı.
    rejiminin son günlerinde akrabalarını da idam ettirmeye başlayan nguema, sıranın ona geleceğini düşünen yeğeni (bkz: teodoro obiang) tarafından darbeyle iktidardan indirildi. darbeden birkaç hafta sonra, eylül 1979'da ise 55 yaşında idam edildi. idamı, nguema'nın süper güçlerinden korkan ekvator gineli idam mangası yerine faslı bir cellat grubu üstlendi. nguema rejimi boyunca ülkenin nüfusu üç kat azaldı. nüfusun üçte biri idam edilmiş ya da öldürülmüş, diğer üçte biri ise ülkeden bir şekilde kaçmıştı.
  • ingiltere'deki viktorya dönemine kadar postacılar bir eve mektup veya posta getiriyorsa postanın parasını alan taraf veriyordu. viktorya döneminde ilk kez pul sistemi geliştirildi ve postanın ücretini gönderen taraf ödemeye başladı.
  • bu topraklarda spor tarihi hakem hataların neden olduğu dökülen kanlarla yazılmıştır.

    yüz yıl öncesine kadar ülkemizde bulunan, şu an brüksel'deki cinquantetnaire müzesinde sergilenen, bir gladyatöre ait mezar taşında

    "beni bu hakemler öldürdü"

    yazdığı anlaşılmış. bu topraklarda hakem hatalarından yakınmak, çok eski bir huymuş. gladyatörün adı samsunlu diodorus, mezar taşında yazılanlar tam olarak şöyle;

    "ben rakibim demetrius düştükten sonra bile onu öldürmedim. ama kader ve suma rudis (yani hakem) hatası beni öldürdü"

    kanadalı profesör michael carter'a göre samsunlu diodorus haklı. yere çaldığı demetrius'u bağışlamak istediği için öldürmemiş. bu noktada maçı bitirmesi gereken hakem maçı sürdürmüş. aksilikler başlamış tabi, devam eden dövüşte diodorus yere düşmüş, hakem bitirmemiş. atamayana atarlar olmuş, zavallı diodorus ölmüş.

    ibne hakem
    rip diodorus
  • (bkz: #142774514) ve bu adanın yerine geçen (bkz: teodoro obiang nguema) yamyamlığa devam ederek 43 yıldır ülkesini balyoz yumruğuyla yönetmektedir. batı karşıtı bir adamın bunca yıl koltuğunu koruyabilmesi mümkün müdür? küçük ülkesinin yeraltı zenginliklerine rağmen halkı açlık ve sefalet içinde yaşamaktadır. afrika'da bunun gibi nice liderler "dış güçler"'e karşı bu dik duruşlarıyla 40 yılı aşkın bir süredir iktidarlarını sürdürmektedirler.

    sadece isimler değişiyor, kara afrika'nın kaderi değişmiyor. ayrıca kendisi ülkemizi ziyaret ederek dosta düşmana karşı birlik mesajı vermiştir.
  • beni en şaşırtan şey hz. muhammed'in torunu hüseyin'in üstelik de hz muhammed'in ölümünden sadece kırk sekiz yıl sonra, yani ayetler, hadisler, bilgileri, yaşanmışlıklar bu kadar tazeyken müslümanlar tarafından öldürülmesidir.

    öldürenler kim? muaviye'nin oğlu yezid'in adamları. peki muaviye kim? hz. muhammed'in komutanlarından biri.

    bugün kendisine en ufak bir laf etmenin dahi cinayet sebebi sayılabileceği, sakalına dokunabilmek için milletin camilerde sıraya girdiği islam peygamberinin öz torunu, yine müslümanlar tarafından, üstelik de islam ordusunun komutanlarından birinin müslüman oğlu tarafından öldürtülüyor.

    bugün peygamber torununu öldürelim cümlesi bile müslümanları ayağa kaldırırken o gün, müslümanlar peygamberiz öz torununu öldürmüşler.

    edit: bu arada ek bir bilgi daha vereyim; bu hüseyin'in annesi islam peygamberi hz. muhammed'in öz kızı; babası ise yine muhammed'in öz amcasının oğlu olan ali. yani bildiğiniz hz. ali. bize ilkokulda böyle anlatılmadı pek ama hz. ali, hz. muhammed'in öz yeğeni ve de damadı. ayrıca müslüman olan ilk erkeklerden biri.

    hani sakalına dokunmak için sırada beklediğiniz adamın hep etrafında olan insanlar bunlar ve bu insanlar bildiğin liderlik kavgasına tutuşuyorlar kendi aralarında. e hani allah'tı, kutsallıktı, cennetti... sahabe diye adlandırılan insanlar bunlar. peygamberin en yakınındaki insanlar, birbirlerine giriyorlar bildiğin. yanında allah' ile konuşan bir adam var, allah da var ve sen bu adamın ölümünün ardından hayatını aynı rutin ile yaşayıp allah'ı falan bir kenara bırakıp taht için kavga edebiliyorsun birileriyle. bu normal mi?

    bu arada bir enteresan bilgi daha var. peygamberin öz torunu hüseyin'i öldürenler sünni mezhebini benimsemiş insanlar, peygamberin öz torunundan yana olanlara ise şii deniyor. türkiye'deki müslümanlık da sünni genelde.
hesabın var mı? giriş yap