• bir adet cg125 edinip (eski, klasik tip olursa daha kolay), selesini değiştirip (yapabilenler kendi üretiyor ama ebay' dan almaca da var), m tipi bir gidonla taçlandırdığınızda çok da uzak görünmeyen, estetik açıdan şimdiki motorların yanına yaklaşamayacağını düşündüğüm motosiklet stili.

    ha görüntü var ses yok ya da ses var görüntü yok gibi bir şey olabilir ama yine de o alete öyle binmektense ufacık modifikasyonları çok görmemek gerekir diye düşünüyorum.
  • özellikle son dönemde sosyal medyada motosiklet ile alakası olan olmayan bir çok insan tarafından fotografları paylaşılan motosiklet türü. bu kadar paylaşıma rağmen 2 entry girilmiş olması şaşırtıcı. olayın çıkış noktası şudur özellikle ingiltere, italya vb ülkelerde düşük bütçeler ile çok hafif , işletme maliyetleri çok düşük motorlar kullanarak zamane gençlerinin şehir içinde yaptığı tatlı yarışlar yapılmakta. o dönemde özellikle ışıktan ışığa değil de falanca kafe den filanca kafeye kadar yarışılmaktadır. bu tarz daha sonra cafe racer olarak anılmaya başlanmış ve benellinin aynı adlı çalışmasıyla kupon bir motora dönüşmüştür. işin aslı sorunsuz sağlam ve ucuz hava soğutmalı bir motor bloğu ve türlü uyarlamalara izin verebilecek bir şasi, ile yine düşük maliyetli ve asgari gerekli malzemeler ile görece düşük beygir gücüne sahip ama oldukça hafif bir motor yaratmak. buna bir de "m" gidon eklenir ve motorsumuz keyifli sürüşlere hazır. çoğu cafe racer da ağırlıktan kazanmak için marş motoru bile bulunmamaktadır. birleşik krallık kafasındaki ülkelerde çok ciddi hastaları vardır. günümüzde eski honda cb 250 ler, royal enfield ler ve triumph lar kullanılarak birbirinden eğlenceli motosikletler yapılmaktadır. burada ana amaç hafif basit ve çevik bir motosiklet inşaa etmektir. elbette her kullanıcı kendi kişiliğinden bir parça katmaktadır motorlarına. ecnebiler tarafından bu kadar sevilince birçok işletme değişik modeller için hazır cafe racer kitleri satmaktadır. cafe racer nedir ne değildir merak edenler için birkaç kısa klipten oluşan stories of bikeserisini önerebilirim. dünyada moda olan bu post modern klasik motosikletler söz konusu olunca herkes; "of abi bunlara hastayım of çok karizmatik" der . gerçek hayatta türkiye gibi ye kürküm ye felsefesinde bir ülkede pratiğe dökülebilirliği yok. dünyanın emeğini verip bu tarz motosikletler yaparsınız ve yanınıza tüm görgüsüzlüğü ile bir halleyci gelir ve bir anda tüm ilgi alaka büyük büyük depoda yazan markaya kayıverir. benim düşüncemde cafe racer yapmak bir nevi maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki kendini kanıtlamak basamağıdır.
  • bir efsaneye göre, 60'ların gençleri takıldıkları cafe'nin jukebox'unda bir şarkı açıp gaza basar ve o şarkı bitmeden parkuru tamamlayıp cafe'ye geri dönerlermiş. cafe racer ismi de buradan gelmekteymiş.

    yapımlarında genelde triumph, norton, bsa marka motosikletler tercih edilir. ancak bu markaların bahsi geçen modelleri(60-70) ülkemizde pek bulunmadığından, daha çok eski bmwler kullanılır.
  • nasıl yapılacağına dair teknik ve metodik bilgi için bakınız.
  • triumph bonneville, ducati scrambler'da tam cafe racer değil, bunu anlamanın en kolay yolu gidon tarzına bakmaktır. motosiklet üreticileri müşteri çekmek adına eşşek at karışımı, katır modelleri cafe racer diye piyasaya sürüyor. 0 cafe racer modeline en yakın royal enfield continental gt modelidir. bu markanın, continental gt modeli filminde türkiye gümrük girişinde bir sahnesi (1:05) olmasına rağmen ülkemizde satımamakta. genelde bilinmeyen bir tarz olduğundan meraklısıda yok denecek kadar azdır.
  • ülkemizde yeni gelişen, kültürü çok eskilere dayanan bir oluşum. eski modelleri topluyorsun. genel çerçeveye uygun modifikasyonlar yapıyorsun ve ortaya mükemmel bir görüntü çıkıyor tabi becerebilirsen. bu tarzda motosiklet kullananların genelde motosikletleri kendine özgüdür. yani aynısından bir tane daha bulamazsınız. bu işin felsefesi de budur zaten. ülkemizde 5-15 bin lira arasında gayet güzel görünümlü ve güçlü makinalar (bkz: makine mi makina mı sorunsalı) oluşturulabilir. başlangıç için en uygun modeller: honda cb750, yamaha srx600, bmw r50. eğer ben böyle işlerden anlamam ama illa ben de cafe racer tarzı bir motor istiyorum diyorsanız doğruca ducati monster' a bakabilirsiniz. tabi paranız çoksa.

    not: (bkz: kasksız trafiğe çıkmayın)
  • türkiyedeki meraklıları, işi merakın ötesine taşımıştır:
    (bkz: bunker custom cycles)
  • ne ara bu denli moda olduğunu kestiremediğim motosiklet stili.
  • düz bir gidon, yatay çizgide bir depo, gidon seviyesini geçmeyen bir çift ayna, mümkün olduğu kadar küçük sinyal ve stoplar, açık hava filtresi ve kalın lastikler ile yapılan, eski tarz motosiklet sevenlerin tutkusu olan tarz.
  • bizdeki mobilet kültürünün avrupai olanı.
hesabın var mı? giriş yap