sems
-
sakar sürgün adamı, sürgününde zamanını kitap okuyarak geçirmeye çalışmak yerine kendini işe verdi bu ara, dünyayı sildi kafasından.
-
bir nevi prometheus ciğerindeki ateşi / kalbindeki aşkı hiç sönmeden canlanan, dönüp dönüp yanan, yana yana dönen.
-
çocukken bir tepeye cıkıp da yakalayabilecegime inandıgım ama asla dokunamadığım yıldızlar gibi bişey... ne zaman tamam işte yakaladım, artık hiç bi güç alamaz onu benden desem, gökyüzünde kayıp gidiveriyor hiç uzanamayacağım uzaklara...
-
hayatım boyunca dinlediğim en güzel masalı anlatırken, en heyecanlı yerinde susup anlatmaktan vazgeçen mızıkçı.
-
yokluğu cehennem olan...
hiç ayrılmamak için yanından parmak cocuk olup gizlice ceplerinden birine saklanmak istedigim...
sonra orda bile başına dert açmaktan korkup vazgectigim... -
(bkz: koukla mou)
-
güneş. kaçmaya çalıştıkça daha da yakıp kavuran...
-
sip express media server.
linux üzerinde çalışan sip tabanlı media server. bu server ile; voicemail, ve konferans gibi uygulamalar çalıştırılabilmektedir. -
küllerinden doğan bir zümrüd-ü anka gibi inancını, dengesini kaybettiği yerden yakalamaya düştüğü yerden kalkmaya çalışan adam.
bir üstadının "deli dolu lan sözlük ne işim olur artık!" sözüne rağmen halen buradaysa belki de buradan düştüğü içindir. şimdilik üstündeki tozu silkeledi. du bakalım neler olacak. -
(bkz: şems-i tebrizi)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap