• konsepti güzel, hikayesi zayıf black mirror bölümü. o kadar zayıf ki farklı sonuçları görmek için tekrar tekrar izletmedi. nereye bağlanacağını başından az çok tahmin edebiliyorsun. tekrar denemek istediğinde sıkılıyorsun.

    o nedenle potansiyelinin altında kalmış. daha güçlü bir hikaye ile denense daha etkileyici olabilirdi.
  • seçimlerimle 1 saat 20 dakikada biten bölüm olmuştur
  • seçim şansı sunmayan bölüm olmuş bu. en sevmediğim black mirror bölümü.

    --- spoiler ---

    keyfimizce bilgisayar üzerine çay dökemedikten sonra neye yarar?
    --- spoiler ---
  • bence overrated bir dizi ve onun son bölümü
  • neyi seçerseniz seçin kaderinizden asla kaçamazsınız mesajını çok iyi veren film
  • güzel fikir ama vasat film. maalesef son derece etkileyici bir deneyim olabilecekken görmezden gelinemez buglar nedeniyle ertesi güne bile tesiri kalmadı bende. tıpkı stefan'ın oyunu bir türlü toparlayamaması gibi her seferinde kendi istediği seçeneği tercih etmen için seni en başa döndüren hikaye bir müddet sonra eeöööhhh dedirtiyor. ben nispeten mutlu sonla bitirdim ama diğer olasılıkları hiç merak etmiyorum, kafi geldi. çıkış noktası iyi ama daha ince işlenmesi gerekirdi.
  • leş bir filmdi ve tam bilim kurgu mu? bilgisayar oyunu yapmak tartışılır.beğenmedim açıkcası ,vermeye calistigi sey siz ne kadar kontrol sizde sansaniz da sizi de kontrol eden bir sey var falan miydi? bitiremedim bile, bazi yerlerde seciminizin onemi yok, diğeri secmek zorunda birakildiginiz donguler var (netflixin kontrolundesiniz )bari black mirror dan bağımsız olsaymış dizinin adı lekelenmezmiş
  • --- spoiler ---

    küçüklüğümdeki benzer macera kitaplarının tadını alacağım diye heyecanla izleyip hayal kırıklığına uğradığım film; bir yerden sonra onların istediği seçeneği seçmezsen loop'a alıp aynı noktalara dönmesi ısrarla seni o çiğ 'netflix' reklamı olan seçeneğine zorlayıp vıcık vıcık postmodern bir sona götürmesi çileden çıkartıcıydı. veya babayı öldürmekten her vazgeçisinizde hikayeyi orada sonlandırıp ara seçeneklere dönmesi; ee benim seçtiğim sona bir şey yazamadıysanız illa sizin 'doğru' seçenek gördüğünüz şıkkı işaretleyene kadar loop devam edecekse ne anladık biz o interaktiflikten?

    sanırım bunlar interaktiflik olayını her seçime bir alternatif gidişat ve son üretmek değil seyirci bizim kafamızdakini seçip de rıza gösterinceye kadar hikayeyi çıkmaz sokağa sokup alternatif şıkkı zorla işaretletmek olarak algılamışlar.

    bütün hikayenin en sonunda seyirci-oyuncu arasındaki diyaloğa indirgenmesi, filmdekinin film olduğunun farkına varması ile hikayeyi bitirene kadar sizi alternatifler arasında gezdirmesi bunaltıcıydı. 2000lerde suyu çıkarılmış bir tiyatro modeli vardı seyirciye hitap edip seyirci olduğunu ve bunun bir oyun olduğunu anımsatan imalar, mesajlar eklenirdi. nedense bana kendi içinde yeterince ilginç olamayan oyunlarda başvurulan oldukça ucuz , basit bir numara gibi gelirdi, seyirciyi birkaç saatliğine ait olma fırsatı yakaladığı o kurgudan sarsarak çıkarıp 'bak sen şu oyun izliyorsun biz de oyuncuyuz ' diyerek bu biricik ufak kaçamağını elinden almak acımasızca.
    burada da benzer banal bir son yazılmış, resmen bütün olay örgüsünün bizim netflix izlememize bağlanmaması için çırpınıp ısrarla diğer mesajı seçtim ama yok arkadaş bitirmedi filmi. işin en komik yanı da alternatif senaryolarda diğer sembolü seçtiğinizde olanlarla hemen hemen aynı şeyler oluyor, çocuk şizofren muamelesi görüyor, kontrolün kendisinde olmadığını düşünüyor , birilerini öldürüyor vs. madem yeni bir şey olmayacak neden ben o alternatifi seçene kadar evirip çeviriyosun babasını öldürüp hapsi boyladığında kapat gitsin.

    sondaki aksiyon esprisi de kötüydü , ''neden olay hiç akmıyor, çok sıktı bu'' diyeceği tahmin edilen seyirciyle karate sahneleri eklenerek dalga geçilmiş. bu da seyirciyi patates yerine koymakta. arkadaş zaten sizden kimse dövüş sahneleri, savaş sahneleri vb beklemiyor. black mirror gibi bir dizinin seyircisinin ne aradığı , eğlenceden aksiyondan neyi kast ettiği az çok belli, bu eleştirilere tek verebileceğiniz yanıt dandikten bir trollük ise maalesef eleştirileri iyice haklı çıkarıyor.

    film bir de artık bayatlamış 'quantum', paralel even , 4 boyut vs muhabbetinden ileriyor:
    ' özgür iradeniz sizde mi yoksa kaderin kontrolünde misiniz?', ' paralel gerçekliklerden sadece birinde mi yaşıyorsunuz ?' ' zamanı tekdüze akmayan diğerleri gibi bir boyut veya varolmayan bir şey kabul etsek her şey mümkün müdür? ' gibi sorular etrafında dönüyor. kurgu bu kadar kötü ve sonu bayıltacak kadar sıkıcı olmasa hadi bu onlarca kez işlenmiş temaları yeni bir bakış açısından anlattılar güzel dersin ama yok yahu olmamış tam bir hayal kırıklığı.
    --- spoiler ---
  • hala 'biz istediğimizi seçemiyoruz, onların istediğini yapmak zorunda kalıyoruz, o yüzden beğenmedik, otur puanımız sıfır' diyenlere şaşırıyorum. daha bize sorduğu ilk soruda bizimle eğleneceğini açık açık söylüyor zaten film. bir ara colin ritman labirentteki fareler hakkında konuşmuştu. aslında o fareler biz seyircilerdik. onlar bize bir labirent hazırladı ve bizi kendi özgür irademizle yolumuzu bulacağımıza, sonunda peynire ulaşacağımıza inandırarak labirente saldı. yeri geldi olay örgüsüne hiç bir katkısı olmayacak saçma sorular sorarak, yeri geldi aynı anlama gelen iki şıkkı koyarak, yeri geldi tek şık sunarak bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı, düpedüz alay etti. amaçları neydi, teknolojinin elinde oyuncak olduğumuzu anlatmak mıydı bilmiyorum ama filmi izleyip bir süre üzerinde düşündükten sonra kendimi bir black mirror bölümünün içindeymişim gibi hissettim. peynire yani istedikleri mutlu sona ulaşmak için debelenen seyirciler ve bu umutsuz çabaları, sosyal medyadaki isyanları kahkahalarla takip eden, bizi izleyen labirentin kurucusu. resmen ava giderken av olduk hepimize geçmiş olsun.
  • benim ne telefondan ne de tv'den izleyemedigim bölümdür. ikisi de son model ama gel gör ki açmıyor diziyi. aynı sorunu yaşayan arkadaşlar yesillendirebilirler mi pls.
hesabın var mı? giriş yap