• gecenin bir yarısı aklıma gelen ve bi türlü durduramadığım şarkı, ama iklim olarak hiç doğru bir zaman değil soğuk bir kış sabahı puslu ve yağmurlu bir havada dinlemeyi tercih ederim.

    edit; soğuk bir kış gecesinde dinleyerek doğru zamanı buldum sonunda.
  • içimde bir kaşif var gibi hissettiren müzik. bir piyanonun bir tuşunun içinden bir ormana doğru yolculuğa çıkıyorum. elim arada bir ceketimdeki tellere değiyor. tıngırtılar sarıyor. yürüyorum. bir yerlerden hayvan sesleri geliyor sonra. gözlerimi kapıyorum. dün yağan yağmurun kokusu hala toprağın üzerinde. insanların izleri var. ama ben onları aramak istemiyorum. yürüyorum. uçuruma doğru gidiyorum. ejderha kırması kuşuma yürüyorum. beni göğe karıştıracak kuşu arıyorum. ciğerlerimi yakacak havanın peşinde kahverengi topraktan , yeşil ağaçla kaplı doğadan mavi gökyüzünün, beyaz bulutların kucağına yürüyorum. yürüyorum...
  • konuşmadanda çok şey anlatılabileceğini anlatan, zamana mekana ait olmayan bir sırt çantasına sığacak kadar dünya malı her anlama gelecek müzik black sands...
  • gencligimin son demlerini hatırlatan muazzam album, muazzam parca. en son bu album ciktiginda falan genctim.
  • öyle güzel bi şarkı ki her dinleyişte ayrı klip ayrı bi film sahnesi çekiyorum hayatımla. muazzam
  • harika bir albüm olmanın da ötesinde, gerçekten muhteşem bonobo şarkısı. zamansız, mekansız, tek kelime etmeden her şeyi anlatabiliyor sanki. girişi durduk yere adamın a.. koyacakken devamında öyle bir patlıyor ki, şarkı yükseldikçe düşüyorsun.

    ketto ve silver'la birlikte hayatımın soundtracklerinde yer alan parçadır. loopa alıp saatlerce dinleyip hiç sıkılmayabiliyorum. kafamı nerelere götürüyor bir bilseniz. gözleri kapatıp her seferinde farklı bir senaryoyla klip çekiyorum şarkıya.

    tek kelimeyle muhteşem.
  • bonobo'nun en sevdiğim şarkısı. hatta en çok sevdiğim şarkı bile olabilir. hem umutlu hem de hüzünlü hissettiriyor. geçmişin muhasebesini bu şarkı eşliğinde yapmak iyi geliyor bana.
  • gökyüzü kararıp yağmur yağmaya başladığında o tuhaf yaşama sevincini hisseden biri iseniz (bkz: pluviofil) o sırada bu şarkıyı açıp dinleyin. hisleriniz muazzam bir görkemle en üst seviyeye ulaşacaktır. sırtınız ürperir, burnunuz sızlar.
  • benim kendimce bir standartım vardır, eğer bir albümü baştan sona şarkı atlamadan dinliyorsam, herhangi bir şarkısına "bu olmasa da olurmuş" demiyorsam, o albüm favori albümlerindendir. (aslında çoğu müziksever için böyledir bu herhalde ama neyse.)

    heh, black sands de o albümlerden işte. albümün prelude açılışından black sands kapanışına kadar bir oturuşta, şarkı atlamadan dinliyorum ne zaman açsam. kiara ve kong gibi iki hareketli şarkıyla açılıp insana devamını dinletmek için heves ettiriyor, ortalarda we could forever ve all in forms (bassline'ına kurban şu şarkının) gibi şarkılarla bunu devam ettiriyor ve animals + black sands kapanışıyla "ulan ben ne dinledim, ne tecrübe ettim böyle" yerine oturtup bırakıyor. özellikle albümle aynı ada sahip black sands... bu şarkıyı dinleyip de sevmeyen bir tanıdığım olmadı daha. k-pop'çusundan metalcisine, düzenli bir şekilde bonobo dinlemeyen her arkadaşımın (yani hepsi, eheh) açık ara favori şarkısı black sands.

    kısaca dinleyin dinlettirin, sevin sevdirin black sands'i. albümü de şarkıyı da. çok iyi lan, valla diyorum bak.
hesabın var mı? giriş yap