• taraflardan birinin tas koymasi durumunda, hele de ortada bir cocuk varsa karsi karsiya kalinan muhtemel durum..
    sinir savasi haline donmesi cok muhtemel.. bir arkadasim yasiyor su aralar, evlerden irak..
    muhtemelen taraflardan biri cirkinlesiyor su durumda... bir cocuk varsa, onun velayeti uzerinen, veya ortak mal mulk uzerinden cirkin tehdit ve pazarliklar gundeme gelebiliyor... cok ciddi travmalar yani.

    bu durumda kalanlarin muhakkak psikolojik destek almasi gerekiyor bence, tam da bu yuzden
  • bahane hep çocuğa/ çocuklara dayandırılsa da, aslolan alışılagelmiş konfordan (masrafların paylaşılması, yeme/ içme/ barınma/ seks ihtiyacının karşılanıyor olması, sosyal ortam vb) vazgeçememektir.
  • küçük bir kasabada doğanlar bilirler
    orada doğup oraya ait olmayanlar
    katlanabilmek için zorunda oldukları kalabalığa
    hep uyuşmuş gibi gezerler
    küçük bir kasabada doğanlar bilirler
    orada doğup hep gitmek isteyenler
    gitmek isteyip yıllarca gidemeyenler
    onları filmler değil
    filmlerde gördükleri uzak şehirler büyüler
    küçük bir kasabada doğanlar bilirler
    gece kendilerini odalarına kilitlerler
    içlerinde bin damla yaş biriktirirler
    bir gece
    hiç ağlayamamış olmanın birikmişliğiyle
    radyoda çalan hüzünlü bir aşk şarkısında
    başkasının aşkı bu diyerek aniden delirirler.

    2001
  • erkekse akıllıdır. boşanma durumunda (bkz: donuna kadar alırım)
  • sabah sabah yine aklıma gelen olay...
    asla evlenmemesi gereken iki insan olarak, ikimizde farkındayız ki hayatlarımınızın en büyük hatasını yapmışız. ne ben onun istediği insanım ne de o benim.. mutsuzuz bu çok açık.
    ne zaman nerede son bulacak bilmiyorum..
    yaklaşık bir saat önce herseyden vazgeçmeyi düşündüm.
    ama gidemiyorum... kalmak istemediğin yerden gidememek te çok zor, küçük bir çocuğa sahipsen.
  • bosanmak isteyip de bosanamamak, ancak yasayanlarin anlayabilecegi cok zor bir surectir. sebep genellikle, bir tarafin bunu istememesidir. esler bosanmakta hemfikir olsa, kucuk detaylar bir sekilde halledilebilir.
    hikayeme gecersem;
    aslinda yillar once bitti hersey. ikizlerimi kucagima alip, yapayalniz oldugumu gordugum o gun. mitoz bolunme ile mi yaptim bu cocuklari diye dusundum bir ara.
    eve donmek yerine, sokaklarda yasamayi daha cazip gordum.
    bazi seyler zamanla gecer hani. bu gecmedi.
    gecen tek sey zaman oldu. evet 7 yil gecti aradan.
    her firsatta yurumedigini, olmadigimizi soyledim.
    hic ikna olmadi.
    su an iki cocugun masraflari,ortak kurulmus bir maddi yasam, ailede hastaliklar vs varken,2 cocukla bir bavulla evden cikilmiyor.
    hayat bir zindana benziyor.
    belki bir gun biri bunu okur da,yalniz degilmisim der. iste bunun icin yaziyorum.
  • zindan olarak bahsettiğiniz bir hayatın içinde çocuklarınızı yetiştirmeye çalışmak onlara çok büyük haksızlık..

    en tez zamanda oturup eşinizle tüm düşüncelerinizi konuşun ve evliliğinizi yeniden toparlamak için bir yol bulmaya çabalayın. her iki taraf da bunu isterse başarır.

    yok olmuyorsa da zor olsa da diğer çözümü düşünmek gerek.
  • kadın istemediği için bu durum gerçekleşiyordur. çok özel durumlar dışında erkekler asla aksiyon alamıyor. kadın kafaya koydu mu "boşanamamak' kelimesi ortadan kalkar.
  • düşünme fırsatı verir, egoyu törpüler, acele kararın zararlarını önler.
  • gerçekten boşanmak isteyen zaten en başta evini ayırır. "her gün kavga dövüş bosanamiyoruz" demek bahane. çünkü zaten siz evinizi ayirip ayrı bir hayata geçtikten sonra geriye sadece prosedür kalıyor.
    edit:imla
hesabın var mı? giriş yap