• fazıl say'ın, metin altıok'un "soneler" isimli kitabının ilk şiirinden şarkılaştırdığı eserdir. bahsi geçen şiirin sözleri ise şöyle;

    sevgilim bak, akıp geçiyor zaman
    aşındırarak bütün güzel duyguları.
    bir yarım umuttur elimizde kalan,
    göğüslemek için karanlık yarınları.
    ağzımda, ağzının silinmez ılık tadı,
    damağımda kösnüyle gezinirken;
    yüreğimde yılkı aklımda ölüm vardı,
    dışarıda rüzgar acıyla inilderken.
    unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri,
    seninle bir döşekte sevişirken bile.
    düşünüyorum, hüzünlü, genç anneleri,
    çarşılarda, pazarda ellerinde file.
    bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka
    bir şey yok paylaşacak acıdan başka
  • fazıl say'ın ilk şarkılar albümünün içinde belki de en sevdiğim şarkı.

    şarkının ve yorumunun güzelliğinden bahsetmek isterdim aslında bu entaride. niyetim de oydu ama yazılanların birinde "ağır intihal var" etiketini görünce başka şeylerden bahsetmek farz oldu artık.

    önce bahsi geçen iki müziği koyalım ortaya.
    bu kekre dünyada
    brahms senfoni no 3
    iddia ise şu; (bkz: #44804244)

    şimdi, can kulağıyla dinleyenlere sesleniyorum - ki can kulağı canım türkçenin güzel bir lafıdır, tertemiz ve kendini vererek dinlemek demektir- nerededir intihal denen şey, hemi de ağır olanı?

    şarkı, bir formdur. intro denen şey ise onun sadece küçük bir parçası, eski deyimle girizgahı. hadi diyelim ki introda bir andırma, bir benzerlik var (bana göre ondan da bahsedilemez pek, temkinli değilim, sadece küçük bir ihtimal bırakıyorum o da intro için) peki koca şarkıyı ve onun bölümlerini nereye koyacağız? bir yere sığdırmamız lazım, öyle değil mi?

    intihal etiketini yapıştıranın yazdıklarına baktım sonra. belli ki müzikten anlayan biri. e peki müzikten anlayan biriyse, neden böyle bir şey söylesin ve yazsın? üstelik bir de kimselerin bundan bahsetmediğinden yakınsın? şu entariyi okursanız bu da anlaşılabilir bir şey oluyor artık;(bkz: #21789471)

    ah be sözlük, ah be sözlük...kalp denen şey kirli olmamalı. bir şeye bakarken ona doğru yaklaşmamızı engellememeli. güzel bakmak diye bir şey vardı eskiden, ne oldu ona? allah taksiratını affetsin, öldü gitti, yok ettik hep beraber.

    son söz olarak şunu söyleyeyim de gideyim; ben fazıl say'ın her dediğine evet diyen, başkaları gibi bilmem neremde tutan biri değilim, olamam da. örnekse buyrun; (bkz: türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum/@gozlerinemlikedi)

    ama işte dedim ya, kalpler kirli olmamalı. bakışlar puslu olmamalı.
    elma seni sevmiyorsa iki dakika durup düşünmeli.
    ki şart değil.
    elma da sevmez ki kalbi kirli olanı.
  • fazıl say'in bu siir icin yaptigi iddia edilen bestesi agir bir intihaldir.

    (bkz: #44804244)

    edit: kendisini (hatali olarak) bati sanat musikisi bestecisi olarak gordugum zamanlarda kaleme aldigim bu entry'de 'agir' kelimesini kullanmisim. uzun zamandir kendisini bati sanat musikisi bestecisi olarak gormedigim icin ve zamaninda nasil olup da gorebildigime sastigim ve dahi utandigim icin, bu ifadenin yersiz bir agirlikta oldugunu kabul ediyor ancak degistirmiyorum, benim ayibim olarak orada kalsin.

    tanim: onemsiz bir bestecinin cok unlu bir yapittan yaptigi (lakin hicbir sekilde bahsini etmedigi) bir alintiyi iceren sarki.
  • fazıl say'ın konserinde şarkı olarak vücut bulmuş halini dinlediğim şiir. şiirin şarkı yapılması fikri hiç bir zaman cazip gelmedi, duyguyu tam olarak yansıtamayacağından korkarım hep. ama duyguyu bütünüyle yansıtacak kadar güzel notalar ve serenad bağcanın buğulu sesiyle dinleyince takdir etmemek elde değil.

    fazıl say şarkıya başlamadan önce şu sözleri söyledi:

    "ne kadar da bizi,ülkemizin durumunu anlatıyor şu sözleri,'bir yarım umuttur elimizde kalan,göğüslemek için karanlık yarınları.'

    ve bir alkış koptu bütün salondan...
  • serenad bağcan ve fazıl say birlikteliğiyle ölümcül bir etkiye sahip olmus eser. enfes.

    "bu kekre dünyada" dediği anda solist duygulanmayan adama cidden şaşarım.

    http://www.youtube.com/watch?v=mlm-hkpaqa8
  • ilk şarkılar albümünün güzel parçalarından biridir.
    buna kimsenin bir itirazı olamaz.

    yorumun güzelliği serenad bağcanın marifetidir.

    ancak bu söz konusu parçanın genelinin brahms'ın 3. senfonisinin 3. bölümünden esinlenildiği, ve giriş bölümünün esinlenmenin de ötesinde aynen alındığı gerçeğini değiştirmemektedir.

    eser hala güzeldir. zira eserin yararlandığı kaynağın orjinali güzeldir.

    bu durumu intihal yapan; söz konusu albümde "beste: fazıl say" denmiş olması ve brahms ile ilgili bir atıf ya da açıklamanın bulunmamasıdır. oysa brahmsın 3. senfonisi, 3. bölümü (ya da bu detaya gerek yok sadece adını belirtse bu eser çok güzel bir adaptasyon olarak yine beğenilen bir eser olurdu...)

    bu açıdan fazıl say'ın bu tutumu malesef hayal kırıklığı yaratmıştır.

    (edit: velhasıl, sevgili badim our boys didint du dort, clara schumann sanırım bu halini beğenmezdi, (bkz: #71965370))
  • fazıl say'ın piyanosuyla ve serenad bağcan'ın sesiyle can vererek "bu kekre dünyada, yazık geçit yok aşka. bir şey yok paylaşacak, acıdan başka." sözleriyle gözlerin dolmasına sebep olan çok ama çok güzel şiir.
  • metin altıok'un şiiri harika, serenad bağcan'ın sesi şarap gibi ve bu ikisini buluşturan fazıl say'ın bestesi ile mükemmel ahengi... enfes bir tat bırakıyor.

    http://www.youtube.com/watch?v=abtp20eup2u
  • fazıl say'ın metin altıok şiiri bestesidir bu.
    güzel hisler yaratan bir şarkıdır, sanki metin altıok bir zamanların ankarasında bir zamanların ankara sanat kurumunun salonunda elinde, rakı bardagında, en çok iki yudum içilmiş rakısı, top sakalı, kısa boyu, çevresinde insanlar, gözleri yarı kapalı, hafifçe başını sallayarak bu şarkıya eşlik ediyor gibidir.
    (bkz: gölünüze taş düşerim)
    (bkz: gözünüze yaş düşerim)
hesabın var mı? giriş yap