• yil 96-97 filan, babam evi terk edeli bir kac yil olmus, biz de annemle kiz kiza yasamaya iyice alismisiz. ben annemin yemek programlarina, annem de benim o zamanlar bu ulkeye birkac beden buyuk oldugunu dusundugum numberone tv'me katlaniyor.

    sonra sonra guzel birsey oluyor, numberone'de menemen diye bisey basliyor. iki tane hossohbet adam havadan sudan, gundemden muzikten filan konusuyorlar. annem yemekten sonra dikisini dikerken ben de masanin diger tarafinda, ayaklarimi onumdeki sandalyeye uzatmis tv seyrediyorum. "anne" diyorum, "biraz su menemen'e baksak mi?" annem zaten ilgilenmeyen bir tonla "ac bakalim" diyor. ondan sonra bir de bakmisiz her hafta annemle oturmus menemen seyrediyoruz. hatta inanmazsin, programda daft punk calarken* annem sesini acmami buyuruyor.

    annemle beni o bunalim teenage zamanlarimda o ilginc platformda yakinlastiran elmanin yarisidir burcin acer. tesekkur ediyorum buradan.
  • bugun radyolar arası zap yaparken önce aaa ne kadar çok burçin'in sesine benziyo diye düşündüğüm, sonra bi türlü kafamda onun olup olmadığına karar veremediğim ama havayı koklayan adamın burçin'le başlayan cümlesinde suratımda salak bi gülümsemeye sebep olan şahıs. keşke yine olsada sunsa pepsi mega 5'liyi, keşke pazartesi çarşamba cuma yine albüm,film yorumlasa özgür'le beraber menemende.
  • mtv türkiye'ye en çok yakışacağını düşündüğüm kişi*
  • sesi samimi olan insan. gerçek hayatta nasıldır tv de nasıl radyo da nasıl nedir hiç girmiyorum. bu ses samimi bir şekilde. bu ses lise yılları... number one tv ve gençlik toyluk gibi... şimdilerde power fm de duyunca eski bir dost gibi...
  • benim ve yaşıtlarımın büyük bir çoğunluğunun şu anki müzik zevkinin ve altyapısının oluşmasında yardımcı olduğunu düşündüğüm* önemli bir insan.

    kendisiyle telefonda konuşma şansına sahip olmuştum, uzun zaman önce. hot station vardı o zamanlar, burçin, arada soru sorup hediye de dağıttığı bir program sunuyordu, road music kıvamında. çok şahane saçmaladığımı hatırlıyorum. tarih 1 ağustostu ve geçmiş doğum gününü kutlamıştım, gayet içten teşekkür etmişti. ben de bir "aslan burcu kardeşliği" tribine girmiştim kendisiyle.**
    sonrasında hediyeyi almak konusunda sorun yaşadığımda da mailleşmiştik hatta, kendisine bir mailde "burçin abi" şeklinde hitap etmem nedeniyle "abi yerine yalnızca burçin kullan, kendimi yaşlı hissediyorum. :)" gibi bir cevap vermişti, ben de sanki öz abim bana "abi demene gerek yok, takıl ya, gel beraber içmeye gidelim." samimiyetini kurmuş gibi mutlu olmuştum. sorun konusunda da oldukça uğraşmış, konu kendisiyle alakalı olmamasına rağmen yardımcı olmuştu. zaten kendisine bayılan şahsımı, kendisine tapmaya kadar götürmüştü.*

    birkaç ay önce, taşınırken, radyodan şarkı kaydettiğim çok eski kasetleri buldum, aralarda burçin'in sesi duyuluyor. bir duygulandım, "ah gençlik!" falan diye geçirdim içimden, çevremde benzer müzik zevkini paylaştığım kimseler yokken, aslında burçin'le gizli gizli arkadaşlık ettiğimi fark ettim.

    number 1 tv/fm zamanlarından beri kendisini takip eden bir insan olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, müzik radyo ve tv'lerine kendisi gibi bir kişi daha gelmemiştir, bu saatten sonra geleceğini de sanmıyorum. bu adamda garip bir şey vardı; anlattığı her şeyi, çok yavan bir konu dahi olsa karşısındakine dinletebilme yetisi. keşke yine işin arka planında değil de, tam önünde olsa da, biz de hala öğrenecek çok şeyimiz olduğunun bilincinde onun yüzünü görsek, geyiklerini dinlesek, engin bilgisinden yararlansak. tekrar televizyon izlemeye başlayacağımın garantisini veririm şimdiden.*

    o değil de, yazdıklarımı tekrar okuyunca fark ettim, ben adamın bayağı bayağı fanıymışım. vay be.*
  • yiğit alıcı kötü yola düşmeden önce birlikte yaptıkları program olan ericsson life ülkenin gelmiş geçmiş en iyi tv programlarından biriydi. abim gibi severdim ikisini de. bazen diyorum neden eski ekibi toplamıyorlar falan filan da sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı geliyor aklıma. hey gidi günler. güzel adamlardınız be abi. youtube'un olmadığı, televizyonda dayatılanı izlemek zorunda kaldığımız dönemin pırlanta gibi adamlarıydınız. az örnek almadık sizi. siz bilmeseniz de çok emeğiniz var üstümüzde. her şey için teşekkürler.

    edit: men-e-men'den devam.
    https://open.spotify.com/…ow/0zhjwpj4itiabnb5hokxqx
  • bundan birkaç sene evvel, ben daha bir lise bebesiyken aşık olmuştum ona. radyodaki programına hergün mesaj gönderir, okusun diye beklerdim. sonra bir gün okudu. o gün havalara uçmuştum. sonra cevap falan yazdı. "ben de red hot chilly peppersın listeye girmesini istiyorum fakat jlo varken biraz zor" tarzı birşeydi. menemen yayından kaldırılınca gaza gelip artık seyredecek ne kaldıki dediğimde tvmi satmaktan vazgeçirmişti beni. sonra o kadar sık takip etmedim. ama özel bir yeri vardır müzik birikimimi oluşturmamda. askere gittiğini öğrenince bir tuhaf oldu içim...gerçekten adam gibi adamdır kendileri..
  • show tv'deki evcilik oyununda yiğit alıcı'yı gördükçe sony ericsson life* çağrışımıyla aklıma gelen şahane zat. şu sıralar ne iş yapar nerelerdedir bilmiyorum ama emre pınar burçin üçlüsü kendilerini son derece özletmişlerdir.
  • 25 yıl önce kendisine hastaydım. biraz önce güncel haline baktım, eğer artık burçin’in bile gideri yoksa demek bu yaşam sona ermiş olmalıydı. neyse ki korktuğum başıma gelmedi. yıllar ona olgunluk katmakla beraber o güzel enerjisinden ve seksapelinden alıp götürmemiş, hatta ekleme yapmış. senin için gelsin burçin, “sen gençliğimin büyük parçası, sen gençliğiminnn anlamı” (swh)
  • her geçen yıl saçları azalan ve en sonunda kel olan genç..
hesabın var mı? giriş yap