• 15 temmuzdan beri haberleri takip ediyorum, medyada konuşan her insanı dinlemeye çalışıyorum ve kimsenin bu süreçten bahsetmediğini görüyorum.

    çünkü bu süreçten bahsetmek birilerinin suçluluğunu ciddi ciddi ispatlayacak. ya da gerçekten bu ülkede yıllardır ne olup bittiğinden habersiz bu insanlar.

    bugün cnn'de ki güzel bir sunucunun şu soruyu sorduğunu gördüm " nasıl oluyorlar da böyle kandırılıyorlar hiç anlamıyorum " dedi. büyük ihtimalle kendisi iyi bir ailenin kızıydı. parasal sıkıntıları olmadan rahat bir hayat yaşadı ve oraya kadar geldi.

    şimdi bu sunucunun hayatından çok daha farklı hayatlardan bahsedicem size.

    asgari ücretle geçinen bir baba düşünün. çocuğu zeki. derslerinde çok başarılı. meb'in deneme sınavlarına giriyor, çok başarılı oluyor.

    bir gün babanın telefonu çalıyor. çocuğunuz çok başarılı, onu bizim özel okulumuza tam burslu olarak alalım, ne dersiniz bu işe diyor.

    dandik bir devlet okulunda bile çocuğu çok başarılı olan baba oğlunun/kızının iyi bir geleceği olsun, kendi gibi asgari ücretle çalışmasın istiyor. hemen veriyor burslu olarak oraya.

    süreç okulda başlıyor. okul bitiyor, aynı okulun lisesinde devam ediyor. lise bitiyor oradan üniversitede güzel bir bölüm kazanıyor çocuk. hukuk seçiyor. ama bir sorun var. bu adam atıyorum sakarya'da yaşıyor.

    çocuk istanbul üniversitesi hukuk kazandı mesela,

    istanbula gidiyorlar beraber.

    sonra işte o can alıcı kısım geliyor.

    bu çocuk nerede barınacak? bakıyorlar özel yurtların fiyatlarına, devlet yurtlarına başvuruyorlar tabi. çıkmıyor devlet yurdu. çünkü eğer araştıracak olursanız sayısının ve kontejyanının çok az olduğunu hatta bir kısmının son 15 yılda devlet eliyle kapatıldığını görebilirsiniz.

    özelde okutması mümkün değil.

    cemaatçiler arıyor, diyorlar bizim yurtlarımız var, 3 öğün yemek veriyoruz çok güzel bir ortam var falan.

    baba ortalama muhafazakar bir insan. alnı secdeye gelen insanlardan zarar gelmez diyor. çocuğu da öyle yetişti.

    giriyor o yurda. belki daha sonra yurttan çıkıp abi evlerine geçiyor. çünkü oralar daha da ekonomik.

    cemaat bu insanın her ihtiyacını karşılıyor. bunun karşılığında ondan bazı kitapları okumasını, namaz kılmasını, sohbetlere katılmasını istiyor.

    bu süreci daha ortaokuldan itibaren uyguluyor çocuklara. yıllarca bu kitapları okuyor, bu sohbetlere katılıyor çocuk.

    yıllarca her ihtiyacını karşılıyorlar. hatta hayırsever iş adamlarından* burs bile alıyor çocuk. kyk, burs, cemaat derken babaya hiç yük olmuyor.

    sonra çocuk hukukçu oluyor.

    sonra o sunucu soruyor. nasıl bu çocuğun beynini yıkamışlar?

    yıllarca sen sosyal devlet olarak o çocuğun kendine bir hayat kurmasına yardım etmez, bütün bu işi cemaate bırakırsan,

    o çocuğu yıllarca cemaat okutursa,
    her ihtiyacını cemaat karşılasa,
    yıllarca onların kitaplarını okursa,
    onların sohbetlerine katılırsa,

    o çocuktan ne olmasını bekliyorsunuz? vatansever bir atatürkçü mü yetişmesini bekliyorsunuz?

    elbette o çocuk cemaatçi oluyor.

    şimdi soruyorum,

    suçlu olan 12 yaşından itibaren cemaate devlet tarafından maruz bırakılmış bu çocuk mudur,

    yoksa o çocuğu yıllarca cemaatin kucağına iten, sosyal devlet anlayışını bu alanda tamamen cemaate bırakan devlet midir?

    her tarafa üniversite acan ancak yurt acmayan devlet, ogrenciyi velinimet olarak gören halk var oldukça bu çocukları okutacak ve onları müridi yapacak cemaat de çok olur.

    fetö gider çetö gelir.

    bir problemi çözmek istiyorsanız kaynağına inmeniz gerekir.

    peki bu işlerine gelir mi? asla.

    ben cemaatin ortaokulunda okudum ve lisede onları terk ettim. ama bu sürecin bir cemaatçi için nasıl geliştiğini, abileri, bölge abisini, maklubeyi bilirim.

    benim ailemin ekonomik durumu iyiydi. ben hiçbir zaman onlara gebe kalmadım. ama bunca fakir ailenin çocuğu için aynı şey söz konusu değil. bu insanların beyni yıkanmışsa sorumlu olan buna müsade eden devlettir. kimse 1 günde vatan haini olmuyor. 10 yıllık süreç bu.

    ne zaman televizyonda birisi bundan bahsedecek merakla bekliyorum. ya hepiniz cahilsiniz, ülkenizde ne olup bittiğinden haberiniz yok, ya da kötü niyetlisiniz.

    edit: hümanist olduğum düşünülmüş. bilakis hukuk konusunda gaddar bir insanım. bana göre bu insanlar virüslü gibi ve kanıtlanmış bir tedavisi yok. başlarına gelenleri büyük oranda onaylıyorum. ancak devlet-cemaat-cemaatçi tripotunun devlet ayağından hiç bahsedilmemesi canımı sıkıyor.

    devlet sadece ergenekona, balyoza destek veren devlet değil. bütün bu sürecin sebebi de devlet. ve kimse bu süreçten bahsetmiyor.

    o çocuk ve aile kolayı seçiyor doğru. ama içimizden zor bir hayat yaşamayı seçenler var diye onlardan da aynısını bekleyemezsiniz.

    eğer siz bu durumdaki insanlara olta atarsanız elbet o oltaya gelecekler olacaktır. gelmeyeni " ama ben gelmedim o niye geldi " diye eleştirmeniz abestir.

    bana göre bu insanlar vatan hainidir. ama vatan haini olmayı kendileri seçmemişlerdir.

    bu onların vatan haini olduğunu değiştirmez hukuksal olarak.

    işin hümanist tarafından rahatsız olan yazarlara şunu sorayım,

    doğudaki kan davası olaylarını hatırlıyor musunuz? son zamanlarde pek olmuyor. eskiden sıktı. dayısının teki gelir 14 yaşlarında bir çocuğun eline silah verir ve git namusunu temizle derdi.

    her çocuk bunu yapar mıydı? hayır.

    yapanları mı devlet yargılardı yoksa azmettiriciyi mi? 20+ yaşındaki bir insan ile 14 yaşındaki bir insan aynı değil elbet. o nedenle bu çocuk kadar masum da değil. ama kimsenin bu azmettirme sürecinden ve azmettiricinin azmettirme eylemini gerçekleştirmesine zemin hazırlayanlardan bahsetmemesi çok acı.
  • (bkz: there is no free lunch)
    vatandaşı işeuğraşmak istemeyen devlet okullarını ve yurtlarını kapatırsa ya ne olacağdı...
  • en büyük silahları şüpesiz maklubedir.
  • cemaatin hic de oyle acinacak insanlari aldigini falan sanmiyorum. evet universite ogrencileri arasinda bu tur ogrencileri hedefliyor olsalarda esas omurgasini olusturan militanlari, daha ortaokul zamaninda zeki ve caliskan ogrencilerden seciyor. simdi gelin size bir surec anlatayim:
    ortaokul cocuklari arasinda 4-5 kisilik gruplar olusturup baslarina bir universite ogrencisi abisi atanir; ders calisma amaci ile fen lisesi sinavlarina hazirlanma amaci gudulur. o abi ile takilmak, 4-5 kisilik arkadaslarla gece gunduz vakit gecirip ders calisma motivasyonuna sahip olmak bu cocuklara kool geliyorken aileleri de cocugum sokakda degil diye mutlu oluyor.

    birkac haftalik ders calisma sureclerinden ve ogrenciler iyice kaynastiktan ve abi ile duygusal bir bag kurulduktan sonra, ders calisma tahtasina etkileyici cumleler yazilir ve sonuna h.e. yazilir; e bu zeki cocukla gaza getirilerek kim bu h.e. diye soracak kivama getirilir. derken yavas yavas, bu h.e. nin dunyanin en zeki adamimoldugu, bermuda seytan ucgenini cozdugunu, dunyada bilmeyecegi seyin olmadigi soylenir. e tabi bu cocuklar iyice gaza gelip bu h.e.'nin kim oldugu konusunda yanip tutusur. derken bu cocuklara siz bulun, kim bu h.e. diye odevler verilir. e tabi cocuklar ataturk'ten girip stephen hawking'den cikar, ama nafile. derken kivama geldikleri anlasilinca, abi bunlara h.e.'nin hocaefendi oldugu soylenir. e zaten kivama geldikleri icin bu cocuklar daha da yakindan tanimak isterler, ve empose baslar: kaset kayitlari, vaazleri, kitaplar, derken bir grup olusur. bu noktada tabi cocuklar bu evde ogrendikleri ve yasadiklari herseyin sir oldugu, komse ile paylasilmamasi gerektigini, kendilerinin cok ozel, secilmis kisiler olduklari soylemi ile coktan yola konmuslardir.

    derken fen ve anadolu lisesi sinavlari yaklasir; bu cocuklar askeri okullarin en iyi yerlerler oldugu, ardindan fen lisesinin geldigi gibi saygi duyduklari abileri tarafindan doldurusa getirilir, ve askeri lise sinavlarina sokulur--bakin dikkat edin atletik olmayan, sisman olan ogrenci yoktur bu noktada asimile edilmeye baslananlar arasinda. ayrica bu ogrenciler hicbir sekilde cemaate okulu veya dersanelerine gonderilmez, en ataturkcu dersanelere kayitlari yapilir ki askeri arastirmada suphelenmesin. anneleri ortulu ise bir defaya mahsus acik basli vesikalik fotograf cektirip askeri okul basvurusuna eklenmesi konusunda cocuklar ikna edilir [iste burada askeriyenin aslinda cemaatci diye dindar ve samimileri yillardir ihrac ettigi gercegi ortaya cikiyor zira cemaatciler hicbir sekilde annelerinin basortulu haliyle basvurmazlar]. ve askeriyeye girmeyi basaranlar bu noktada gruptaki o samimi arkadaslari ile tum irtibat kesilir ve bir daha haber alinmaz; cunku yeni bir abi, yeni bir gorusme pratigi baslamistir; artik o bambaska bir sekilde yonlendiriliyordur. askeriyeye girdiginde, dolayisiyle, coktan asimile edilmistir; devsirilmistir.

    askeriyeye gidemeyenler ise gittikleri lisede yeni abi tarafindan yeni bir gruba sokulur; universite egitimi amaci ile bu defa gudulurler. bunlarda harp okullarina veya hukuk, kamu yonetimi gibi bolumlere yonlendirilirler gelecekte kullanilmak uzere.

    ıste bu ortaokul gecmisli ogrenciler, cemaatin omurgasi, kemikten yetisme devsirmeleridir. o bahsi gecen, fakir olduklari icin universite yillarinda tavlanan, bedava evlerde kalinan, bursla baglanan ogrenciler vs. sadece abi, imam gibi derecelerde olup aslinda cemaatin keskin silahlari degillerdir. bu insanlardir muhtemelen simdi acik acik itiraf edenler cunku o yasa gelmis adamin asimilisi bir dereceye kadar olur. amam ortaokulda asimile olmus, 13-14 yasindan itibaren fethullahi peygamber bilmis bu zeki adamlar robota donusturulmus; sonuta kutsal h.e. tarafindan verilen emirle silah sikmaktan geri durmamislardir.
  • süreci bilmem ama tek suçlusu kalitesiz ve 1980'lerden sonra iyice piyasalaşmaya başlayan eğitim sistemimizdir. bu durum tarikat ve cemaatler için neredeyse üye, mürit ve yetişmiş kadro için bir av alanına dönüştürmüştür. devletin adam gibi bilimsel, kaliteli, nitelikli ve parasız eğitim sistemi olsaydı yoksul halk çocukları bunların avı olmazdı. devletin veremediğini bu yapılar verdi. bedava ev , burs ama karşılığında ruhun. ve insanlar da daha iyi imkanlar için gerek mecburiyet gerekse başka sebeplerden bu yapıların kurbanı oldu.

    edit : düzeltme
  • süreç nası işliyor bilmiyorum ama fakiri garibanı içlerine almıyorlar balım orası kesin. şimdiki akıbetini bilmiyorum ama zamanında fem memleketin açık ara en pahalı dershanesiydi. oraya giden kitle içinde burslu kontenjanında yer almak için birbirini ezen satan fakirler yerine yine kendi tanıdıkları bildikleri salakta olsa farketmeyen güvenilir öğrencileri seçmeleri daha makuldür. zaten aralarına hiç zeki başarılı öğrenci almadıkları yaptıkları saçma organizasyondan belli amk. sorular cevap anahtarları hocaları başbakanları cumhurbaşkanları eğitimi vs ellerinde zaten ne gerek var zekaya okumuşa. önemli olan güven meselesi ve para parayı her zaman çeker.
  • konu ile ilgili girdap diye bir film var, izleyin, izlettirin.
  • babam öyle cemaatlere, gizli saklı işlere pek aklı eren bir adam değildir. ortalama bir işçi çocuğu olarak büyüdüm ben. derslerim de gayet güzeldi. başarılı bir öğrenciydim. bizim zamanımızda 8.sınıfta girilen lgs isimli bir sınav vardı. okuldaki din kültürü öğretmeni de bir şekilde babamı ikna edip bizi anafen dershanesine görüşmeye gönderdi ben 7.sınıftayken. "-siz gidin yardımcı olacaklar ben görüştüm" dedi. haftasonu bindik minibüse gittik babamla. gittiğimiz gün deneme sınavı vardı, başarılı olanlara belli bir miktar indirim yapıyorlar. biz de dedik herhalde bu sınava sokacaklar. ancak öyle olmadı. girer girmez bize ücretsiz olarak burs vereceklerini söyledi badem bıyıklı dershane müdürü. biraz konuştuktan sonra vs. babam kıllandı. kapıdan giren herhangi bir adamın oğluna neden %100 bursla dershaneye alıyorsunuz dedi. işte başarılı öğrenciler için, siz referansla falan geldiniz diye geveledi adam bi ton ağzında. babam kabul etmedi, çıktık dershaneden. paramızın yeteceği 3.sınıf bir dershaneye kayıt yaptırdık o gün.

    okula döndükten sonra da din öğretmenim benimle hiç konuşmadı, ben konuşmaya çalışsam da cevap vermedi. o dönem bütün dersleri 5 olan ben, din kültürü dersinden 2 ile geçtim. sınav kağıdını görmek istedim, göstermedi bile.

    biz orda kabul etmiş olsak bu durumu belkide lise, üniversite vs. hep bunların yanında yer bulacaktım kendime minnet duygusu yüzünden. ve belki şuan mozambikte cemaat okullarında öğretmendim ya da bir devlet kurumunda militandım. allah korumuş.
  • kesinlikle hayır diyememekle başlıyor bu yol. ilk sohbete çağrıldığında, verilen ucretsiz derslerden gebe kalınmamış olsa ve hayır dense bu süreç hiç baslayamayacak. insanlığın en büyük sorunlarından biri; hayır diyememek. uzerıne hepimizin düşünmesi gerek.
  • muhafazakar ve hali vakti yerinde bir ailenin çocuğuysa,

    veli için,

    eğitimi iyi ve alnı secdeye değen adamdan zarar gelmez --> dersanesine yazdıralım. hem çocuğum iyi bir eğitim alsın hem de muhafazakar, iyi bir insan olsun.

    cemaat için,

    ailesi muhafazakar --> evlere çağıralım. bilimsel ve dinsel eğitim verelim, militanımız olsun.

    sonuç,

    çocuk biraz sakin bir yapıya sahipse --> dindar ve cemaatçi. belki militan, belki de bu olayları tasvip etmeyen, yapıdan ayrılmış muhafazakar kişi.

    çocuk asi ve özgürlüğüne düşkünse --> evlere giden, dinden soğuyan, özgürlüğünün kısıtlanmasından mutsuz olduğu için sürekli başının dikine giden ve sonunda yapıdan kovulan, ailenin kötü çocuğu.

    kim bilir nice özgürlüğüne düşkün gencimiz muhafazakar ailesinin gözünde "bundan adam olmaz" mertebesine erişip kötü çocuk olmuştur.

    yani bu cemaate girene de yazık, girmeyene de. sadece devletin değil bu gençlerimizin yıllarını çalmıştır bu örgüt. siz siz olun, çocuğunuzu bu tarz hiçbir yapıya vermeyin. çünkü güç böyle bir şeydir, ne kadar gücün olursa o kadar büyük şeyler yaparsın. fetö yerine çıkacak diğer cemaatlerde de durum bu minvalde işleyecek.
hesabın var mı? giriş yap