• ceza davalarına giren avukat modeli. iş icabı katille hırsızla arsızla yüzgöz olurlar. icracılarla birlikte en fazla riskle karşı karşıya olan avukat grubunu oluşturmalarına rağmen fazla para kazanamazlar. elektroşok aleti bu avukatlar arasında yaygındır.
  • en çok para kazanan avukat modelidir. hakimlere rüşvet yedirmekte üstüne yoktur.
    (bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)
  • "bir tuhaftır ceza avukatlığı. ayıplamayacaksınız, kızmayacaksınız, ağlamayacaksınız da. bunlar olmaz mı? olur. ama hep içinizde olmalı. bakışlarınızda kaçak bulunmasın. karşınızdaki suçlunun gözlerine bakın, dostça. orada derdini dökmek isteyen "insan"ı göreceksiniz. bundan sonrası kolaylaşır. "insan insanın zehrini alır" derler, halk dilinde. ceza avukatlığının yarısı budur."` :aslının aynısıdır`
    bir ceza avukatının anıları - faruk erem
  • bir ceza avukatı, iş avukatından farklı olmalıdır. en azından bir kere, hayalinde, cinayetin köklerini bizzat tatmayan, bir katili nasıl anlayabilir ? toplumsal düzenin her yanını kafasında arşınlamayan, onu nasıl savunabilir ? adalet görevlisi, tıpkı orta imparatorluk sanatçısı gibi, erkeğin adımını, kadının endamını ve on bir kuruşun duruşunu bilmelidir. avukat fulvius, bir akşam kölelerin isyanına katılmak için capua duvarlarından atlamasaydı eğer, spartaküs’ü savunabilir miydi ? yargıç pörfir, bizzat kendi de bir gün, güzel bir cinayet düşlememiş olsaydı, raskolnikov’un suçlu olduğunu ortaya çıkarabilir miydi ?

    (bkz: de la strategie judiciaire)
    (bkz: jacques verges)
  • tüm hislerini aldırması gerekendir. dirayettir en çok ihtiyacı olan.

    bir tuhaftır demiş ceza avukatlığı prof. faruk erem. ve devam etmiş; ayıplamayacaksınız, kızmayacaksınız, ağlamayacaksınız da. bunlar olmaz mı? olur. ama hep içinizde olmalı. bakışlarınızda kaçak bulunmasın. karşınızdaki suçlunun gözlerin içine bakın, dostça . orda derdini dökmek isteyen ''insan''ı göreceksiniz. bundan sonrası kolaylaşır. ''insan insanın zehrini alır'' derler halk dilinde. ceza avukatlığının yarısı budur. *
  • önümüzdeki yıl anılmak istediğim sıfat. cezadan öğrencilik yıllarımda hep korkmuş bir insan olarak artık yapabileceğim en güzel şey diye düşünüyorum desem fazla abartmış olmam.
  • olmayan şeydir.

    ülkemizde tıp'taki gibi uzmanlaşma hukukta maalesef yoktur.

    21-22 yaşında okulu bitirip bir yılda da stajını bitiren her türk hukukçusu aynı anda hem ceza, hem vergi hem de bilişim hukuku avukatıdır.

    yersen.
  • yurt dışında evet uzmanlaşma var, fakat türkiye'de böyle bir durum sözkonusu değil. ha, avukatlar kendi tercihine göre bazı alanlara yoğunlaşırlar. ama, ceza davaları daha çok olan avukat aynı zamanda icra dosyalarına da bakar. bu ayrım ancak akademisyenlikte yapılabilir..
  • size şöyle söyleyeyim, ceza hukuku hocamız, okula * ferrari'yle geliyordu. ferrari 360 modena. kan kırmızısı. "vay amuğagoyim olaya bak" dediğimde arkadaşlarımdan mustafa, la sen tanımıyon mu olm hocayı? her gün ntv'de, cnn'de bu hoca dedi.

    bu var ya bu, yeminle ipten adam alır denilen türdendi. taşaklı bir avukattı. yıllar yıllar sonra karaköy tünel finükülerde karşılaştık. konuştuk. derste tir tir titrediğimiz adamla 32 diş sohbet ettik. içmeye gidiyorum yarenlerle dedi. müthiş mütevazı idi. helal olsun. bu tip adam, kazansın da zati.
hesabın var mı? giriş yap