• beatles'ın michelle'ini de pek güzel çalmıştır.
  • o kadar güzel, o kadar leziz bir mr.sandman coverı vardır ki hem dinlemeye; hem de video kaydını izlemeye doyum olmaz.

    toprağı bol olsun.

    link
  • mark knopfler ile bir araya geldiğinde (ki kendisi hayattayken canlı performanslarda sık sık aynı sahneyi paylaşırlardı) kulakların orgazmdan orgazma koşmasına sebep olan gitar virtüözü. yine mark ile aynı sahnede i'll see you in my dreams'i peşine de walk of life'ı çaldıkları bir performans öncesinde, kendi hayatından ufak anektodlar aktarırken pek anlamlı bir cümle kurmuş ve gönlümü fethetmiştir: "ıf you are really lucky in this world, at an early age, someone will put a guitar on your hands."
  • dünyanın en underrated, ismi bilinmeyen gitaristlerinden birisidir. harika bir müzik anlayışına ve gitar tekniğine sahiptir.

    https://www.youtube.com/watch?v=i3zmoymgqbu
  • mr. guitar ve the country gentleman olarak da bilinen über müzisyen. sails albümünde bulunan sometime, someplace adlı parçası kesinlikle dinlenmelidir.
  • efsanevi kelimesini sonuna kadar hak eden, virtüözlüğüyle olduğu kadar, insanlığı ile de insanların kalbini kazanmış, ölümsüz müzisyendir.

    bir hayranından anekdot:

    "chet ile 1977 yılında tanışmıştım. o zamanlar tampa üniversitesi'nde 19 yaşında bir öğrenciydim. haftasonu tatilinden pazartesi günü kampüse geri döndüğümde, birkaç hafta içerisinde chet'in bizim okulda konser vereceğini öğrendim. o zamanlar gitarla ciddi olarak ilgilenen biri olduğum için, ayağımın tozuyla hemen bilet almaya gittim. bir de ne göreyim? tüm biletler tükenmiş. eyvah dedim kendi kendime! adam benim idolümdü. neler yaptığını anlayabilmek için, onun kayıtlarıyla sayısız saatimi harcamıştım. eh ne yapayım dedim, sonra da unuttum gitti. birkaç hafta sonra, oditoryumun arkasında bulunan büyük çalışma odasında gitar çalıyordum. arkamdaki kapının açıldığını farkettim ve içeriye evrak çantası ile bir adam girdi... hemen ardından, chet atkins gitarlarıyla beraber geldi. donakaldım. o akşam konser vereceğini tamamen unutmuştum. öylece kalakalmıştım. içeri çantayla gelen arkadaşı yanıma geldi ve gayet kibar bir şekilde, "kusura bakmayın ama bay atkins'in bu akşamki konserine hazırlanmak için bu odayı kullanması gerekiyor", dedi. ben, "elbette, hiç problem değil, yandaki odaya geçerim," dedim. o sırada chet yanımıza gelerek, "bu genç adam buraya bizden önce geldi ve gördüğün gibi çalışıyor. biz kendimize başka oda buluruz.", dedi. ben hemen araya girdim; "hayır lütfen, odayı alabilirsiniz. diğer odalar biraz küçük", dedim. chet bana, o akşam konsere gelip gelmeyeceğimi sordu, ben de kendisine biletlerin tükenmiş olduğundan bahsettim. chet, yanındaki arkadaşına dönerek, "arkadaşımızı bir şekilde içeriye almamız lazım", dedi. arkadaşı (muhtemelen menejeri), evrak çantasından iki tane ayakta bilet çıkartıp bana uzattı. o akşam chet gelip beni buldu ve selam verdi. ne adam ama!"

    anekdotun bulunduğu video için: (bkz: #75573394)
  • an itibari ile kendisini elektrik gitar belgeselinde tanıdım. teknik ile yemiş bitirmiş bir abimiz. gönülden çalıyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=iwfpv80asjw
  • (bkz: jam man)
hesabın var mı? giriş yap